• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Yüzsüz yürüyüş

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 16.03.2011, 00:00
Pazar günü İstanbul'da gazeteciler bir yürüyüş yaptılar. Ergenekon davasıyla ilgili olarak iki gazetecinin tutuklanmasını protesto ediyorlardı. Yürüyüşün dikkat çeken tarafı memleketin meşhur gazetecilerinin de en ön sıralarda yer alıyor olmasıydı. Ağızları bantlıydı. Demek istiyorlardı ki, artık bu ülkede basın özgürlüğü yok. O ağzı bantlı meşhur gazetecileri izlerken Türkiye'nin yakın tarihinin fragmanı gözümün önünden geçiverdi. O yürüyüşün ön safında yer alanların birçoğu demokrasi konusunda tartışma götürmez bir biçimde sabıkalı kişilerdi. Mesela Oktay Ekşi oradaydı, 27 Mayıs'ın personeli, 12 Eylül'ün destekçisi ve 28 Şubat'ın "etki ajanı" olan gazeteci. Ve yine orada yürüyenlerin birçoğu demokrasi ve özgürlükler konusunda hayatları boyunca samimi davranmamış insanlardı.
***
Ne demek istediğimi biraz daha somutlaştırayım. Hangi meşhur gazeteci yürüyordu pazar günü o yürüyüşte? Tufan Türenç. Kim bu Tufan Türenç? 28 Şubat'ın başından sonuna kadar cuntacılara köşesinde mühimmat sağlayan biri değil mi? Tam olarak öyle. Başka kim vardı? Uğur Dündar. Kim bu Uğur Dündar? 28 Şubat'ın en ateşli savunucusu. Cengiz Çandar ve başka gazetecilere sahte andıçlarla iftira atıldığı vakit, daha Oktay Ekşi o haysiyetsiz yazısını yazmadan bir gece önce, darbecilerin gazeteciler için kurduğu tuzağı televizyonda anlatan adam. Daha devam edeyim mi? Ülkesinin başbakanını yıpratmak ve hükümetten düşürmek için sahte bir CİA ajanı bularak "Çiller CİA ajanı" dedirten kişi. Basın özgürlüğünü savunmak bunlara mı kalmış? Bu insanlar hayatları boyunca darbelerin medya ayağı rolü oynadıkları için, bırakın gazetecilik yapmalarını, sokağa çıkamamaları lazım.
***
Bu "yüzsüz yürüyüş" de yer almalarından dolayı üzüldüğüm insanlar da var tabi. Bunların başında Sedat Ergin geliyor. Sedat Ergin benim çok beğendiğim gerçek bir gazetecidir ve yukarıda dile getirdiğim fersude (eskimiş) tiplerle hiç alakasının olmaması iktiza eder. Balyoz incelemesi yapmış ve köşesinde bu işin karanlığını dile getirmiş bir gazetecinin ne işi var orada? Basın özgürlüğü için diyorsa, Hayır, o iki gazeteci basın suçu işledikleri için tutuklanmadılar, bir; ikincisi, eğer Sedat Ergin gibi birisi gerçekten basın özgürlüğünü tehlikede görüyorsa ki görebilir, ne işi var o kire bulanmış, her biri demokrasi konusunda sabıkalı şöhret-i kaziblerin (yalancı şöhret) arasında? Taksim'de Sedat Ergin'in kendi başına yapacağı bir eylem, herkes üzerinde çok daha fazla etki bırakabilirdi.
Ayrıca, Sedat Ergin'e bir sitem göndereyim buradan. Hükümet yıkma suçundan hapse girmiş arkadaşlarınızın haklarını koruyorsunuz ama benim gibi sadece hukuk ve demokrasi mücadelesi verdiği için 9 yıl hapis, yarım trilyona yakın tazminat cezası istemiyle yargılanan ve linç edilmeye çalışılan gazetecilerle, yazarlarla ilgili ağzınızdan tek kelime çıkmadı bugüne kadar.
Sair günlerde de ağzınızda bantla mı çalışıyorsunuz, bilmiyorum ki!..



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA