• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
HÜSEYİN KOCABIYIK

Seçmenin iki hesabı: Bugün ve gelecek!

huseyin.kocabiyik@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 17.03.2011, 00:00
Daha önce de yazdım, bu seçim daha önce yapılan bütün seçimlerden farklı bir özellik taşıyor. Bu seçimde, bütün seçimlerin temel sorusu olan "Bu seçimi hangi parti kazanacak?" sorusunun cevabı seçimden önce belli. Nedir o cevap? 12 Haziran'da yapılacak seçimi, hem de kendinden sonra gelen partiye fark atarak, AK Parti kazanacak. Bu beklentiye itiraz edecek, bu öngörüyü kabul etmeyecek bir tane aklı başında adam yok şu anda. Bu nedenle 12 Haziran seçiminde toplumun merak duygularını teyakkuzda tutacak bir rekabet yaşanmayacak. "Bu iyi mi kötü mü?" diye sorulabilir tabii. Benim demokrasi anlayışıma göre bu çok da iyi bir şey değil. Demokratik siyasetin ihtiyaç duyduğu barışçı gerilimi ortadan kaldıran bir durum bu. Bu durum sürekli hale gelirse demokratik süreçlerin iktidar belirleyici vasfı ciddi olarak anlam kaymasına uğrayabilir. Kim bilir, Başbakan Erdoğan'ın, "Bu benim son seçimim, bir daha aday olmayacağım" derken rahatsızlık duyduğu husus belki de budur.
***
Bu tablo karşısında herkesin, özelikle de muhalif siyasi kadroların ve siyasete ilgi duyanların oturup bir düşünmelerinde fayda var. Öyle ya, herkesin bildiği gerçektir ki, Türkiye gibi ülkelerde bir iktidarın yıpranma süresi bir seçim dönemidir. İkinci kez iktidara gelmiş bir partinin yıpranması, belirli bir oy kaybına uğraması ise kaçınılmaz. Siyasi tarihimizde bunun iki istisnası var: Demokrat Parti ve AK Parti. Seçmen tercihlerinin oluşmasında hangi kriterlerin etkili olduğunu az çok biliyoruz. Kitleler iktidar emaneti verdikleri partiden her şeyden önce geleceklerine dair esaslı işler bekliyorlar. Bir iktidardan çocuklarının yaşayacağı dünyayı inşa etmesini beklerken, bugün yaşadıkları hayatı da kolaylaştırmasını istiyorlar. Hava ve kara ulaşımındaki gelişmeler, hızlı tren, sağlık ve eğitimdeki ilerlemeler hem gelecek duygusunu tatmin ediyor hem de bugünün gündelik hayat ihtiyaçlarını karşılıyor.
***
Şimdi, seçmen davranışlarını belirleyen bu temel gerçekler ışığında, 12 Haziran seçimlerine giderken iktidar partisinin ve muhalefet partisinin toplumun bugünü ve geleceği için sunduğu projelere bakalım. Orada gördüğümüz şu: Muhalefet partisi CHP ortaya bir Aile Sigortası Projesi attı. Ancak, sokaktaki insana çok cazip gelebilecek bu projeye dönük bir toplum ilgisinin oluşmadığı görülüyor. Neden? Çünkü CHP'li politikacılar günlerdir bu projenin kaynağını nereden bulacaklarına dair inandırıcı bir hesap koyamadılar ortaya. Diğer meselelerde de öyle. Bedelli askerlik, yaz aylarında askerlik, genel af gibi çıkışlar kimsede heyecan uyandırmıyor. Dönüp bir de AK Parti'ye bakalım: Oy oranı gelmiş, yüzde 50'ye dayanmış. İnsanlar büyülendiği için vermiyorlar bu desteği 8 yıllık iktidara. Bu geçen sürede iktidar icraatlarının hayatı kolaylaştırdığını düşünüyorlar ve aynı zamanda AK Parti'nin önlerine koyduğu "2023-Yüzüncü Yıl Projesi"nin gelecek beklentilerini karşıladığına inanıyorlar.
Bu, seçmen bakımından son derece rasyonel bir yönelimdir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA