12 Eylül darbesi öncesi gençlik hareketlerinde sopanın adı "anayasa" idi.
Kafa kırmak için tedarik edilen sopaya niye "anayasa" dediklerini hiç bilemedim.
İnsanı devlet sopasından korumak için icat edilmiş bir kurallar bütününe "anayasa" deyip onunla da kafa kırmanın ironik bir yanı olduğu muhakkak.
Bizim anayasalarımızın darbeciler tarafından yapıldığını göz önüne alırsak sopaya "anayasa" demenin çok yaratıcı bir buluş olduğunu kabul etmemiz gerekir.
***
Şimdi yeni bir anayasa yapmaya heveslendik.
İlk sivil anayasayı...
Ayrıntılarda boğulan değil esasları belirleyen bir toplum sözleşmesini...
Öncelikli olarak devleti değil milleti ve insanı koruyacak bir güvence metnini...
Gerçekten demokratik bir yol göstericiyi...
Hür irademizle ve ortak kararımızla yapmak istiyoruz.
Bu yöndeki çalısmalar iyi de başlamıştı aslında.
Ama...
***
Daha işin başında kötü kokular gelmeye...
Partilerin AK Parti'yle hesaplaşmalarını anayasa üzerinden yapacaklarına dair işaretler belirmeye başladı.
BDP'yi geçiyorum, onlar zurmanın son deliği.
Ama CHP ve MHP kendilerini anayasa yaptırmamaya angaje ederlerse...
Bundan bir siyaset çıkarmaya kalkarlarsa...
Ne olur?...
Ne olacağını ben şimdiden söyleyeyim:
İktidar muhalefet, hiç fark etmez...
Kim ki ilk sivil-demokrat anayasayı engelledi...
Millet, seçim sandıklarını anarşistlerin anayasası gibi kullanacak ve basacak sopayı...
Yer misiniz, yemez misiniz!..