• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Aslı, Gamze, Nur...

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 13.08.2012, 00:00

Servet ve Rıza'yı tebrik etmekle başlayalım yazıya; onlar erkek diye, başarılarını görmezden gelecek değiliz. Biri altın, diğeri bronz madalya alarak hepimizin göğsünü kabarttı ama kızlarımızın başarısı, hele Aslı ile Gamze'nin madalyaya koşuşları bir başka. Neden mi?
Birincisi; ilk kez olimpiyatlara erkeklerden daha fazla sayıda kadın sporcuyla katıldık. 114 sporcunun 66'sı kadın, 48'i erkek olunca, kadınlardan madalya beklentileri de fazlaydı. Hoş, başka konularda bu matematiksel orana hiç itibar etmeyiz. Örneğin nüfusun yarısı kadın olduğu için, Meclis'teki koltuk sayısının da aynı oranda olması gerektiğini veya öğretmenlerin yüzde 80'e yakını kadın olmasına rağmen okul müdürleri il milli eğitim müdürleri veya Milli Eğitim Bakanlık personeli hep erkeklerden oluştuğunu sorgulamayız.
Ama işte böyle bir beklenti vardı kadın sporcularımızın üzerinde. Kadın-erkek bütün sporcularımızın üzerindeki aşırı gereksiz baskı da cabası. Başarısızlığın altında bu baskının ne kadar etkili olduğu da ayrıca tartışılmalı.

BİZİM KIZLARIMIZ

Madalya beklentisi içinde olduğumuz her sporcumuzun "Bütün herkesten özür diliyorum, ne olduğunu anlayamadım, neden böyle oldu bilemiyorum, oysa bütün bir yıl buna hazırlanmıştım, kendime çok kızıyorum," demesinin altında neler yattığı araştırılmalı. Öyle ki,
olimpiyatların ilk haftasını Türkiye'de izleyen Aslı Çakır Alptekin de etkilenmiş bu "şanssızlıktan". Uzmanlardan aldığı psikolojik destekle üstesinden gelmiş. (Olimpiyatlara giden heyetin içinde psikologlar var mıydı diye gel de merak etme!)
İkincisi; madalya alanların devşirme olmayıp, Anadolu'dan çıkması. Açık konuşalım; Elvan'ın aldığı madalyalara mı daha çok sevindik, Süreyya'nınkilere mi? Tamam, Türkiye adına yarışan sporcuları seviyoruz ama Nevin, Burcu, Aylin, Nurcan madalya alınca daha çok seviniyoruz. Onların hikayelerini okuyunca gözlerimiz yaşarıyor, kendimizden bir şeyler buluyoruz.
Bu çocuklar yokluk içinde, ayakkabıları olmadan, yaşadıkları şehirde pist yokken, kendilerindeki cevheri keşfeden idealist öğretmenleri sayesinde hayata meydan okuyorlar. Bu hikaye bize moral veriyor.

AİLELERE TEŞEKKÜR
Gerçi, basının klişe deyimiyle "Manken kadar güzel" olmadıkları için, "kadınları güzellik yarışmaları kriterleriyle değerlendiren" kimi erkek yazarlarımızın ilgisini çekmemiş olabilirler ama onlar bizi yansıtıyorlar. Biz onlar, onlar biziz. O yüzden daha çok seviniyoruz ya başarılarına...
Aldıkları madalyalar, ödüller, kendileriyle birlikte ailelerinin de hayatını değiştiriyor. Onları izleyen milyonlara örnek oluyor. Olacak. Pek çok çocuk, sporcu olmak isteyecek, futboldan başka spor olduğunu görecek ve o alanlara kayacak. Özellikle de kızlar. Yaşıtları kardeşleri topun peşinde koşarken onlar Aslı ve Gamze ablaları gibi atletizme yönelecekler, Nevin ablaları gibi engelli koşacak, Burcu ablaları gibi yüksek atlamaya özenecekler. Bir alkış da hepsine öncü olan Süreyya Ayhan'a. Onu ömür boyu yarışlara katılmaktan men eden yöneticileri de unutmayalım ve sorgulayalım. Başarısızlıkları sadece sporcularda ararsak, bir yere varamayız.
Esas teşekkür ise, kızlarını engellemeyen ve onları yüreklendirip, teşvik eden bütün anne-babalara. Kilit nokta bu çünkü. Kızları cesaretlendirmek ve destek olmak. Önce babalar yapacak bunu, sonra kocalar...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA