Nişanlı kıza tecavüz odası gerçeğini, herhangi bir dizide veya filmde izlemeye kalksak ya da bir hikaye veya romanda okusak, "Hadi canım sen de!" demez miyiz?
Haberde tek ahlaklı, doğru, düzgün, dürüst kişi 17 yaşındaki genç kız. Nişanlılık süreci nedir? Evleneceğin kişiyi tanımak, onunla bir ömür geçinip geçinmeyeceğini anlamak. Bizim toplumda buna pek dikkat edilmiyor ya, ailelerin, çıkarların uyum sağlaması daha ön planda tutuluyor. Normalde nişanlı çiftlerin birbiriyle yemeğe, alışverişe, sinemaya, pikniğe, her yere birlikte gidilmesi gerekiyor. Fizik olarak beğenebilir kişi evleneceği kişiyi ama konuşmasını beğenmeyebilir, başka insanlara davranışından hoşlanmayabilir, başkalarının yanında kendisine davranışından hoşlanmayabilir, oturuşunu kalkışını beğenmeyebilir, en önemlisi ten uyumu gerçekleşmeyebilir. O zaman nasıl mutlu olunur ki!
ANNE-BABANIN TAVRI
Sırf anne-baba istedi diye, hoşlanmadığın biriyle aynı yatağa girip, aynı evi paylaşamazsın ki! Nasıl ki anne-babanın istemediği biriyle evlenmek onaylanmıyorsa, gençlerin evlenmek istemeyeceği birine de anne-babalar saygı göstermeli. Ama anne-babanın tavrı inanılır gibi değil.
Genç kızın dürüst davranıp, nişanlılık süresinde evlenmeyeceği fikrine kapılarak nişanı bozmak istemesine tepki göstererek akıl almaz bir plan yapıyorlar. Burada kilit kişi erkek nişanlı. Ne var ki o da aileyle işbirliği yapıyor ve kendisini istemeyen genç kadına tecavüz etmeye kalkışıyor.
Bu erkeklerin reddedilmeyi niye kabullenmedikleri de bir başka kilit nokta. Kadın cinayetlerinin yüzde 99'unun nedeni de bu değil mi? Kadın boşanmak istiyor, kadın ayrılmak istiyor, kadın kocasının veya eski eşinin barışma teklifini kabul etmiyor, kadın erkeğin evlenme teklifini kabul etmiyor, kadın erkeğin arkadaşlık teklifini kabul etmiyor ama erkekler de reddedilmeyi kabul etmiyor.
REDDEDİLMEK
Nedeni kendilerini kadından üstün görmeleri olabilir mi? Küçüklükten beri her isteklerinin yerine getirilmesine alışkın olmaları, yemeğin en iyi tarafının kız kardeşleri yerine onlara verilmesi, annelerinin onları fazla şımartması, babalarının her zaman onları kayırması, toplumun her zaman onlara hoşgörüyle yaklaşması, yanlışlarını görmezden gelmesi, hatalarını alttan alması, suçlarını affetmesi yüzünden mi kadın "hayır" deyince kendilerini kaybediyorlar?
Öyleyse suçlular belli. Yanlış yapanlar, hatalı olanlar belli. O zaman hala niye bir şey yapmıyoruz? Neden sorunu "kadın sorunu" olarak görmeye devam edip kadınları mağdur ve suçlu yerine koyuyoruz? Bu, bir erkek sorunu değil de nedir? Kadınlar daha ne yapsın? Çorum'daki genç kadın mesela. Arkadaşları aracılığıyla tanıştığı ve kendisine arkadaşlık teklif eden bir erkeğin teklifini kabul etmemiş. Etmemenin bedelini de canıyla ödemiş. Hayatta kalmak için, kendini bilmez bir erkeğin isteğine boyun eğmek zorunda mı?