• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Hilal'in saçları

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 26.09.2014, 00:00
Orta öğretimde başörtüsü serbest olunca aklıma "Hilal'in Saçları" adlı belgesel film geldi. 2006 yılında yapılan İpekyolu Film Festivali'nde izlemiştim filmi. 1980'den beri Hollanda'da yaşayan Zeynep Özkaya çekmişti filmi. Amsterdam Üniversitesi'nde film ve televizyon eğitimi alan, hem oyunculuk hem yönetmenlik yapan Özkaya'nın filmi Ankara ve Antalya film festivallerine de katıldı ve Ankara Uluslarası Film Festivali'nde ikincilik ödülü kazandı.
Yönetmen filmin konusunu, çocuklar arasında açtığı bir yarışmadan sonra belirlemiş. Kendi düşüncelerini yazan çocuklardan 12 yaşındaki Hilal'in hikayesini sevmiş ve onun kapanmasını, bu konudaki ikilemlerini ele almış. Ortaokula giden Hilal'in ailesinin isteği üzerine başörtü takması gerekmektedir. Karşı çıkma gibi bir seçeneği yoktur Hilal'in ama bu fikri benimsememektedir. Çünkü saçlarını çok beğenmekte ve onları kapatmak istememektedir. Yaşıtları gibi, arkadaşlarına güzel görünmek arzusundadır. Üstelik sıcak yaz günlerinde kafasını sımsıkı sarmak rahatsız etmektedir.

BÜYÜK İKİLEM

Aslında Hilal'in ikilemi onun yaşında örtünme baskısı yaşayan her kızın ikilemi. Hilal niye örtünmesi gerektiği sorularına tatmin edici bir cevap alamaz annesinden. Hilal'in arkadaşları da bu sorunun nedenini merak ederler. Neden Hilal başını örtmek zorundadır? O da annesinden öğrendiklerini tekrarlar. Annesi, kadın saçının erkeklere çekici geldiğini, açık saçın erkeklerin kadına başka gözle bakmasına neden olduğunu, bu yüzden kadınların saçlarını örtmesi gerektiğini söylemiştir. Bunun üzerine arkadaşları neden erkeklerin kendilerine hakim olamadığını veya onların niye kapanmadığını sorarlar. Veya niye saçını kazıtmadığını...
Cevap yine erkekleri kayırmaktadır: Çünkü erkeklerin hormonları farklı çalışmaktadır!
Erkekler testosteron hormonlarını yönetemedikleri ve kendilerine hakim olamadıkları için kadınlar örtünüyor.
Bu konuda benim bilirkişim İlahiyatçı Profesör Beyza Bilgin. O da diyor ki: "Başörtüsünden önce ortamın nezih olması gerekiyor. Adem ile Havva sonuçta aynı şekilde yaratıldı. İyi bir Müslüman toplum, erkeklerini eğitmek zorundadır. Erkeklerin de hormonlarını yönetmeleri gerekiyor."

CİNSELLİĞİ DAYATMAK

Gelelim konunun pedagojik boyutuna. Bu konudaki bilirkişim de Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı. O da diyor ki: "Ortaokula giden çocuk çocuktur. Ergenlik dönemine bile ermemiştir. Erse de fark etmez. Böyle küçük yaşta başörtüsü takmak, kız çocuklarının erkek çocuklardan kaçınması durumunu oluşturur. Çocukların kız-erkek ayrımı olmadan arkadaş ve insan sevgisini geliştirmeleri gerekiyor. Başörtüsünü bu yaşlara indirgemek cinselliği küçük yaşta çocuklara fazlasıyla öğretmek, hatta dayatmak anlamına geliyor. Bu durum ne psikolojik ne pedagojik ne de insanca yaklaşıma yakışır. 'İster takar, isterse takmaz' düşüncesi de yanlıştır. O yaştaki çocuk serbest iradesini kullanamaz. Tamamen çevreden etkilenir. Başını örten mazbut oluyor, örtmeyen ne olacak?"
Bu soruya Beyza Bilgin şu yanıtı veriyor: "Bazı yerlerde maalesef başı açık olan çocuklar yadırgandıkları için kendilerini rahatsız hissedecek ve başlarını örtmek zorunda kalacak."


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA