Kiminle konuşsam mutsuz. Hatta umutsuz. Dünya eskisi gibi değil. Ülke de öyle. Hiçbir şey eskisi gibi değil. Hayat zorlaştı. Paraya her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Ama para kazanmak da bir o kadar zorlaştı. Piyasa sistemleri değişti. Örneğin 20 yıl önce her malın birkaç alternatifi vardı. Fiyatı fazla da olsa onlardan birini almak zorundaydık. O malın fiyatını üreten belirliyordu. Şimdi rekabet fazlalaştı. Artık seçeneğimiz çok. İstersek en ucuzunu, istersek en iyisini alabiliyoruz. Bir tanesini alacağımız fiyata 10 tane ayakkabı alabiliyoruz mesela. Tercihimizi de biz yapıyoruz. Bir tane sağlam ayakkabı mı, 10 tane farklı ayakkabı mı? Rekabetin arttığı yerde kar marjları da düşüyor. Sanayici her ürettiği malı satamıyor artık. Elinde kalıyor.
ÇALIŞMA KOŞULLARI
İnsan gücü de öyle. Eskiden iş bulmak kolaydı. Lise mezunu bankacı olabiliyordu mesela. Hele yabancı dil biliyorsa şansı daha da yüksekti. Şimdi üniversite mezunları işsiz. Birkaç dil bilmek işe yaramıyor. Çalışmanın karşılığını almak da zorlaştı. Astronomik ücretler yok, zam yok, prim yok. Çalışmak insanı mutsuz ediyor yani. İşsiz olanlar çalışamamaktan şikayetçi. İşi olanlar çalışma koşullarından yakınıyor. Çalışmak demek sabah erkenden kalkıp yollara dökülmek demek. Özellikle büyük şehirlerde trafik yüzünden 3-4 saat yollarda geçiyor. Maaşın üçte biri yol parasına gidiyor. İşe girmek kadar işteki performansı sürdürebilmek de zor. Hedefler yüksek ve bunlar tutturulmak zorunda. Bizden istenenin en iyisini yapmak zorundayız. "Kapasitem budur" dediğimizde hemen yerimize bir başkası bulunur. Kariyer basamakları eskisi kadar kolay çıkılmıyor. Erkekseniz de çıkılmıyor kadınsanız da. Kadın olunca işiniz iki kat zorlaşıyor. Çünkü işteki stres ve sorumluluğun üzerine bir de evdeki sorumluluklar yükleniyor.
KADIN-ERKEK FARKI
Erkeklerden beklenen işini sürdürmek ve eve para getirmek. Kadından beklenen ise hem işini sürdürmek ve eve para getirmek hem de evdeki düzenin aksamamasını sağlamak. Evli erkekler işten çıktıklarında işin stresini atmak için arkadaşlarıyla bir tek atmaya veya halı sahada maç yapmaya veya bowling oynamaya gidebiliyorlar. Bir futbol maçına gidip deşarj olabiliyorlar.
Ama evli kadınların çoğu bir an önce eve gitme telaşındalar. Ne kadar erken giderlerse evdeki işleri de o kadar çabuk bitecek. Zira çocuklar onları bekliyor. Bir yandan sofrayı hazırlayacak, yemek yapacak, bir yandan çocukların sorunlarını dinleyecek ve çözüm bulacak, bir yandan derslerine yardım edecek, bir yandan çamaşır yıkayıp ütü yapacak.
Dinlenmeye vakit bulamadan, stresini atamadan ertesi sabah yeniden işe gidecek. Kazandığı paranın tümü evin, çocukların ihtiyacına gidecek. Elinde bir şey kalmadığı gibi evin borcu, çocukların okul taksidi yüzünden istemese de çalışmaya devam edecek.
Hayatı ıskalayarak yıllar geçecek. Biliyorum, karamsar bir yazı oldu ama hayatın mutluluklarını tartışmak ve yaşamsal sorunlara çözüm bulmak yerine bizi daha mutsuzluğa itecek tartışmalarla geçiyor hayatımız.