• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Ödül kime, niye gidiyor?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.01.2015, 00:00
Ödül vermek de ödül almak da çok güzeldir. Çalışmanın, emeğin başkaları tarafından değerlendirilmesi ve beğenilmesi önemlidir. Özellikle de saygın ve başarıyı değerlendirecek kişiler veya kurumlar tarafından değerlendirilmesi önemlidir.
En hassas konu da budur işte. Sonuçlar her zaman tartışılır ama önemli olan ödülün, en çok hak eden, gerçekten hak eden kişiye gitmesidir. Bunun için de titiz bir seçim yapmak gerekir. Hem adayların belirlenmesinin bir kriteri olmalıdır hem de ödülün neden o kişiye gittiğinin.
Geçenlerde bir üniversite öğrencileri tarafından düzenlenen "2014'ün En İyileri" ödül töreninde verilen ödüller, ödüllerin neye göre verildiğinin sorgulanması gerektiğini düşündürdü bana.
Örneğin "En iyi erkek tiyatro oyuncusu" ödülü Okan Yalabık'a verildi. Okan Yalabık, yani Muhteşem Yüzyıl'ın Pargalı İbrahim'i ödülü hak etmiyor mu? Elbette ediyor, çok başarılı bir oyuncu ama keşke "En iyi dizi oyuncusu" ödülünü alsaydı. Evet, tiyatro kökenli bir oyuncudur, pek çok oyunda rol almıştır ama bildiğim kadarıyla 2008'den beri oynadığı bir oyun yok. O zaman nasıl oluyor da 2014'ün en iyisi seçiliyor? Dizi oyuncusu olarak bile aday olmamalıydı, zira dizinin 2014'de yayınlanan bölümlerinde de yoktu.

KRİTERLERİN ÖNEMİ

Zaten dizi oyuncusu ödülü erkeklerde Kenan İmirzalıoğlu, kadınlarda Serenay Sarıkaya'ya verilmiş. Buna bir sözüm yok. Sabah haber programı ödülünün İrfan Değirmenci'ye, haber spikeri ödülünün Fatih Portakal'a gitmesine de. Keza kadın şarkıcı'nın Sıla, erkek şarkıcının Gökhan Türkmen seçilmesine de. Bunlar doğru ve kimsenin itirazı olmayacak seçimler.
Ama "show programı"nın Güldür Güldür'e, en iyi kültür sanat programı ödülünün "Güneri Civaoğlu ile Şeffaf Oda"ya gitmesi de tartışılır. İkisi de kendi alanında başarılı programlar ama ikisi de kendi kategorilerinde yarışmamış. Yılın flaş işlerinden biri olan "Güldür Güldür" komedi programı, şov değil ki! Güneri Civaoğlu'nun ki de sohbet programı. O zaman gerçekten şov ve kültür sanat programı yapanlara haksızlık ediliyor. Ödül alanların da ödülü tartışılır hale geliyor.

YILIN BABASI
Bir ödül de benden olsun. "Yılın babası" ödülü diyelim mesela. Ödülün gittiği kişi Beşiktaş Teknik Direktörü Bilic. Ödülü vermemdeki neden kızlarıyla ilişkisi. Önce bir televizyon programında kızlarından biriyle alışveriş yaparken gözledim. Baba ile kızın alışverişe gitmesi önemlidir, alışverişe ille de anneyle gidilmez, babayla gidilince ilişki daha da derinleşir. Birkaç gün sonra bir gazetede yeni doğan kızıyla resmini gördüm. Ailecek geziye çıkmışlardı. Anne puseti taşırken, baba minik kızını göğsüne dayamıştı. Öylesine güzel taşıyordu ki kızını, el alem ne der, erkekliğime laf gelir mi diye düşünmeden...
Bir kez daha sevdim takımımın teknik adamını.
Babayla çocuk ilişkisine gelirsek. Daha önce de değinmiştim ama yinelemekte yarar var. Üç çeşit babalık tarzı olduğundan söz eder psikiyatr Yankı Yazgan. Sıvı, katı ve gaz.
Sıvı; durup, beklemek. Ne olduğunu anlamaya çalışarak, ne yapılacağını belirlemek. Bebekten gelen sinyale göre hareket etmek.
Katı; ilk adımı bebekten beklemek, gelmediğinde de kılını kıpırdatmamak. Bu durumda bebekle babası karşılıklı öylece birbirlerine bakar, hatta sadece dururlar.
Gaz; sinyal-minyal beklemeden bodoslama bebeğin dünyasına dalmak. Kendisi canlı ve neşeliyse eğer, bebeğin de öyle olmasını bekler bu tip babalar.
Doğrusu tabii ki sıvısal babalık.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA