Gündem sürekli değişiyor, her gün yeni bir tartışma, her gün yeni bir olay. Hayat da hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Aşık oluyor, seviliyor, terk ediliyor, ağlıyor, üzülüyor, barışıyor, seviniyor, evleniyor, kavga ediyor, boşanıyor, çocuk sahibi oluyor, sevdiklerimizi kaybediyor, güne mutlu başlayıp hüzünle yatağa giriyor veya tam tersini yaşıyoruz.
Yaşıyoruz kısacası. Aslında gündemimiz "yaşamak." Ya da "yaşamaya çalışmak."
Bugün benim gündemim insanlık halleri. Hayatın ipuçlarını hayattaki en yakın arkadaşımız olan televizyon (Bana Masal Anlatma filminden alıntı) sayesinde tanıyıp sevdiğimiz ünlülerin verdikleri yanıtlarda aradım. Bakın neler buldum:
BİRAZ DURMAK LAZIM
Hanımın Çiftliği'ndeki Ramazan rolüyle sevdiğimiz ve ardından pek çok dizide izlediğimiz başarılı oyunculardan Necip Memili, Adana'dan İstanbul'a geldiğinde İstiklal Caddesi'ne gitmek istemiş ve kalabalığın oradan oraya koşuşturduğunu görünce çok şaşırmış ve "Hayırdır!" diye sormuş arkadaşlarına. "Bu kadar hızdan hoşlanmıyorum. Setlerde hızlı ve yoğun zamanlar geçiriyoruz. Yaşamımızın tadını çıkarabilmek için biraz durmak gerekiyor."
Bence de. Durup, düşünmek. Mutlu muyuz, aradığımız ne, değer mi? Üzerinde durmamız gereken diğer konu da Necip Memili'nin şu cümleleri: "Bir kadında dırdıra katlanamam. Keşke biz erkekler biraz insan olabilseydik."
KADINLARIN DIRDIRI
Kadınların konuşması istenmiyor. Ki bu kadınları erkeklerden ayıran en önemli özeliklerden biri. Erkeklik hormonu testosteron iletişim hücrelerini öldürdüğü için erkekler günde ortala 7000 kelime ile konuşurlar. Kadınlar ise hücreleri ölmediği için 20 bin kelime ile. Bu yüzden de "dırdırcı" olurlar. Ayrıca niye söylenirler? Tek kariyeri annelik dayatması yapılırsa ve yaşam alanı evle sabitlenirse kiminle konuşacak? Veya her hareketleri kısıtlanır ve erkekler tarafından denetlenirse. Yani erkekler insan olamazsa. Erkekler insan olmayı becerse kadınlar da dırdır etmek zorunda kalmayabilirler. Ya da dırdırları göze batmayabilir.
SEKSİ OLMAK
Cici bir kızken seksi bir kadına dönüşen popun asi prensesi Miley Cyrus'la yapılan röportajın konusu ise seks elbette. "Seksi olmaya çalışmıyorum. Çünkü seksi olmaya çalışırsan sadece komik olursun. Kızlara da bunu anlatmaya çalışıyorum. Seksi olmak için koca memeli ya da sarışın olmak gerekmez. Seksilik içinizden gelir. Çıkarın." diyor. Haklı. Bizim kızlar da öyle değil mi? Yaşı henüz daha 20 bile değil ama 30'dan büyük gözüküyorlar ve yarı çıplak dolaşmayı seksilik zannediyorlar.
Bir de paltform topuklar yok mu? Onlara cevabı da genç oyunculardan İlker Kaleli veriyor: "Topuklu ayakkabı kadında tuhaf duruyor. İnsanın bir formu var. Topuklu bunu bozuyor. Kadınlar seksi olduklarını zannedip komik oluyorlar."
KENDİN OLMAK
Poyraz Karayel dizisinde izlediğimiz oyuncunun "kişilik"le ilgili söyledikleri de dikkate değer. Annesi yarı Alman, babası Vanlı olan İlker Kaleli bu durumun kişiliğine nasıl yansıdığını şöyle özetlemiş: "Bu durum çocukken bana kafa karışıklığı olarak yansıdı. Anne tarafını ziyarete gidince başka, baba tarafını ziyarete gidince başka bir davranış biçimiyle karşılaşıyordum. İkisine de adapte olmaya çalışırken içindeki kumaş esniyor, esniyor ve bir noktada yırtılıyor. Bunu başardığında kendin olmayı beceriyorsun."
Bu konuda Miley Cyrus'un da söyleyecekleri var: "Kendimi 3 sene öncesine kadar çok daha özgür hissediyorum. Daha önce Disney'le çalışıyordum ve nişanlıydım. Onlar olmadan ne yapardım, nasıl yaşardım bilmezken, çok ani bir şekilde ikisi de bitti ve ben ölmedim. Aksine kendimi buldum."