Ne zaman kadına yönelik şiddeti tartışsak bunun bir "kadın sorunu" olmadığını "erkek sorunu" olduğunu söylüyoruz. "Namuslu ve ahlaklı" olmanın sadece kadınlar için değil erkekler için de savunulması gerektiğini dile getiriyoruz. Taciz ve şiddetten kadınları korumak için kadınları eve kapatmak yerine erkekleri terbiye etmek gerektiğini anlatmaya çalışıyoruz. Ve bu sorunun sadece kadınlar tarafından ele alınması gerekmediğini erkeklerin de bu konuya kafa yorması gerektiğinin altını çiziyoruz.
Sorun o zaman çözülür.
Özgecan'ın vahşice katli de erkeklerin sorunu fark edip ortaya çıkmaları ve ellerini taşın altına sokmaları için bir milat oldu. Bugüne kadar bu konularda pek seslerini çıkarmayan erkekler yüksek sesle konuşmaya başladı. Ahlaklı olmanın sadece kız çocuklarına değil erkek çocuklara da öğretilmesi gerektiği vurgulandı. Olması gereken de bu. Her şeyin sebebi ayrımcılık zaten. Tüm insanlara eşit davranıldığında sorunlar daha kolay çözülür. Önemli olan herkese eşit yaklaşmaktır. En önemlisi de kadın-erkek ayrımı yapmamaktır.
'ERKEK OLMAKTAN..'
Günlerdir süregelen tepkilere baktığımızda erkeklerin "erkek olmaktan" utandıklarını görüyoruz. Olması gereken de bu. Kadının giyimini, davranışını sorgulamadan erkeklerin davranışını sorgulamamız gerekiyor.
Sokaklarda güvenli dolaşamamamızın nedeni erkekler. Niye dolmuşa binemeyelim? Niye taksiye binemeyelim? Dolmuş veya taksi şoförü olan erkeklerin yalnız bir kadın arabalarına bindiğinde saldırmalarının nedeni ne? Evli-barklı olmalarına, hepsinin bir ailesi olmasına rağmen neden kadınların orasına burasına bakıyorlar? Neden hemen kadına tecavüz etme hissi uyanıyor kafalarında? Bu sağlıksız durum sorgulanmalı? Bütün erkekler bundan rahatsız olmalı? Tepki göstermeli. Utanmalı. Zor durumda olan bir kadın kalabalık bir erkek grubu gördüğünde çekinmeden onlardan yardım isteyebilmeli. Bilmeli ki o erkekler ondan ve onun çaresizliğinden faydalanmak yerine yardımcı olacaklardır.
Sağlıklı bir toplum böyle olmalı. Hani biz yardımsever, ahlaklı, namuslu, vicdanlı, içinde Allah korkusu barından bir millettik? Demek ki değiliz. Demek ki erkeklerimizi iyi yetiştirememişiz.
VARLIKLARI ŞİDDET
Yani sorunu olan, sorunlu olan kadınlarımız değil, erkeklerimiz. Özcan Deniz'in dediği gibi: "Gazete okumayan, kitap okumayan, sinema ve tiyatroya gitmeyen, ekonomik kriz yaşadığını söyleyip kazancını alkol, sigara, bar, pavyon gibi yerlere harcayan, iş beğenmeyen, kötü giyinen, kötü konuşan, bakımsız, işinde beceriksiz, zeki değil ama kurnaz olan, dünya görüşü, genel kültürü bulunmayan, gelişmeye ve öğrenmeye kapalı, yaşadığı dini bile okuyarak değil ordan burdan dinleyerek yaşayan, eli orasında, ağzı küfürde, kadın gördüğünde gözü dönen, hiç yoksa erkek arkadaşının k*çına hesapta şaka yollu espri yapan, duruşu bozuk, dümenden saygılı, her yeri zarar ziyan 'adam'larla dolu bu ülke.. Bir şey yapmalarına gerek yok. Varlıkları şiddet.."
Evet. Varlığınız şiddet. Ve biz kadınlar sizler gibi erkekleri istemiyoruz. Kadını malı gibi gören ve işine geldiği zaman "kadınlar çiçektir" diyen erkekleri de istemiyoruz. Bizi korumaya çalışan, çalışırken de baskı altına alan, hayatımıza hükmeden erkekler de istemiyoruz. Tenimizi değil, tenimizdeki canı seven erkekler istiyoruz.