Birlikte iş görmek, birlikte yolculuk etmek, birlikte yaşamak isteyen insanlar arasında öncelikle bir uyumun olması şarttır. Bu uyum da karşılıklı saygı ve sevgi temeline dayanır. Tek taraflı sevgi ve saygı; uyumu sağlamaya yetmez, ortada düzen diye bir şey kalmaz, kurulan beraberlikten de hayır gelmez. Onun için yerel yönetimlerin de, merkezi yönetimlerle iyi ilişki içinde olması gerekir. Halka hizmet için göreve seçilen CHP'li Belediye Başkanları da iktidarı halkın gözü önünde küçük düşürme uğruna hizmetlerini aksatmaktan kaçınmalıdır.
Hükümet İzmirlilerin ayağına gelecek
AK Parti iktidarı sizin için daha ne yapsın kardeşim. Bakın Başbakan Ahmet Davutoğlu hafta sonundaki Kongre'de ne söz verdi. Sayın Davutoğlu, İzmir'de Başbakanlık Ofisi açacakları müjdesini verdi. "Halka hizmet üretmemek için, Ankara'ya ulaşamıyoruz bahanelerini ortadan kaldırarak, onlar bize gelmezse biz onların ayağına geliriz. Yeter ki İzmirliler, yerel yönetimden göremediği hizmeti, hükümetten görsün" mesajı vermiştir Sayın Başbakan.
Bakın ne güzel söylemiş Başbakan Davutoğlu: "Selçuklu'nun ufuk şehri İzmir ise, nasıl Osmanlı'nın Akdeniz'i Türk gölü yaptığı dönemde merkez limanı İzmir ise nasıl Cumhuriyet'in meşalesi İzmir'de yanmışsa, gelirken bir karar alarak geldim. Ankara dışında başbakanlığımızın bir tek İstanbul'da ofisi var. Birçok toplantıyı İstanbul'da yaparız. İnşallah seçimden sonra İzmir'de bir Başbakanlık Ofisi açıp toplantıların bir kısmını İzmir'de yapacağız."
Neden şaşırmadım acaba?
Hafta sonu yapılan AK Parti İzmir İl Kongresi'nde MHP'li Kiraz Belediye Başkanı Saliha Özçınar'ın iktidar partisi rozetini takmasına nedense ben hiç şaşırmadım. Çünkü Yeni Asır Gazetesi okurları Çemberli Efe'nin AK Parti'ye geçeceğini, aylar öncesinde Duygu Ergüden sayesinde öğrenmişti. Şimdi malum kesim Saliha Özçınar'ı AK Parti'ye geçti diye hedef tahtası haline getirecektir ama yanlış yapacaklardır.
Çünkü Saliha Özçınar halkına hizmet için en doğru kararı vermiştir.
Elif gibi olmak
Askon tarafından yayınlanan Hikmet Barutçugil'in muhteşem eseri "ELİF VE ELİF GİBİ!" geçti elime. İnanın hayran olmadım desem yalan olur. Askon Genel Başkanı Mustafa Koca'nın eserdeki ön yazısı bir o kadar güzeldi. Güzel yazının kısa bir özeti:
Elif'in bizim dünyamızda edinmiş olduğu yeri ve sembol olarak temsillerine ilişkin değerlendirmeyi saygıdeğer hocamızın kaleminden bir kez daha izleme imkanı bulduk. Her zeminde ve her dilde konuşma imkanı ancak böyle bir sembolizmle gerçekleşebiliyor. Yüzyılların birikimiyle Elif bize bunu sunuyor.
Biz onu bugün ASKON olarak duruşla bütünleştirdik. Yerli yerinde, doğru, dik ancak mütevazı bir duruşu da anlatsın istedik. Gerektiğinde direniş, gerektiğinde haşmet ve yine gerektiğinde merhameti ifade eden bir duruş.
İlkelerle kaim, bayağılıklara karşı tenezzülsüz, zulme karşı amansız bir duruş.
Bu duruşa her zaman asalet yakışmıştır. O yüzden biz de 21. yüzyılın başında yeniden böyle bir erdemi çağırmak için, yeniden insanlığa bir kısım değerleri hatırlatmak için ve kendimize de derin bir telkinde bulunmak için böyle bir duruşu vurgulamak istedik. ASİL DURUŞU
Elif buna da yakıştı. Tarihsel tüm çağrışımlarıyla bütünleşip, modern zamanlara bir meydan okuma yaparak yine gözümüzde ve gönlümüzde müstesna bir makama yerleşti.