Günlerdir kadına şiddeti tartışıyoruz. Ve her zaman olduğu gibi ağaçlara bakmaktan ormanı göremiyoruz. Bir gazetenin sürmanşetindeki fotoğrafa takılıp kaldık. Biz hararetle o fotoğrafı tartışırken 48 saat içinde iki kadın daha öldürüldü bu ülkede. Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Fatma Şahin, bugün kadın vekillerle bir araya geliyor. Doğrusu Bakan'ın tüm iyi niyetine rağmen o toplantıdan bir sonuç çıkacağına inanmıyorum. Çünkü Türkiye'de kadınlar milletvekili, hatta bakan dahi olsalar karar mekanizmalarında söz sahibi olamıyorlar. Buna erkekler mi izin vermiyor, yoksa kadınlar yeterince gayretli mi değiller bilemiyorum. Malum bugünden itibaren Türkiye'nin gündemi yeni anayasa. TBMM Başkanlığı anayasayı şekillendirecek hazırlık komisyonuna her partiden 3'er milletvekili istedi. Toplam 12 üyeden oluşan komisyonda kaç kadın var biliyor musunuz? Bu yazı yazılırken hiç yoktu. Sadece henüz üyelerini bildirmeyen BDP'nin bir kadın vekili görevlendirmesi bekleniyordu. Meclis'te bu dönem tam 79 kadın milletvekili bulunuyor. 46'sı AK Parti, 19'u CHP, 11'i BDP, 3'ü MHP'de. Acaba bu durum hiçbirini rahatsız etmedi mi? "Yeni anayasada kadınların da söz hakkı olmalı" diyerek komisyonda görev almak isteyen oldu mu? Hiç sanmıyorum. Bugün değiştirmeye çalıştığımız 12 Eylül Anayasası'na kadın eli değmemişti. Onun yerine getirmek için çabaladığımıza da muhtemelen değmeyecek. Kadın vekillerimiz erkek egemen siyasetin çizdiği sınırların dışına çıkma konusunda son derece isteksiz. Seçimin üzerinden neredeyse 5 ay geçti. Hiç önplana çıkan, fark yaratan bir kadın vekil hatırlıyor musunuz? Kimse kızmasın ama Fatma Şahin ve Birgül Ayman Güler dışında bu dönem ses getiren bir kadın parlamenterimiz yok. Bu ülkenin siyasal ve sosyal açıdan en güçlü kadınları bu kadar pasifken, şiddetin her türlüsüne maruz kalan savunmasız hemcinslerini nasıl koruyacaklar?
Genel Başkanı gelmeyince nikahı kıymayan başkan
CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özpolat'ın kızının düğünü partide üzeri örtülmeye çalışılan iç çekişmeleri bir kez daha gün yüzüne çıkardı. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal ile birlikte şahitlik yapacağı nikaha son anda katılmaktan vazgeçti. Gerekçesi trafik yoğunluydu. Oysa sırf o düğünde bulunmak için Abant kampını erken bitirmişti. 2 saatlik Abant- Ankara yolunda ne oldu bilinmez kararını değiştiriverdi. Evine 5 dakika mesafede bulunan salona gitmemesi "Baykal ile yan yana gelmek istemiyor" yorumlarının yapılmasına neden oldu. O gece yaşanan sürprizler bununla da sınırlı kalmadı. Nikahı kıyacak olan Çankaya Belediye Başkanı Bülent Tanık, Kılıçdaroğlu'nun düğüne katılmayacağını öğrendikten hemen sonra apar topar salonu terk etti. Nikahı yardımcısı Ali Ulusoy kıydı. Kızının mutlu gününde şok üstüne şok yaşayan Durdu Özpolat'ı teselli etme görevi ise Baykal'a düştü. Bu düğünden sonra CHP'li belediye başkanları Baykal'ın şahitlik yapacağı nikahları kıyarken en az iki kere düşünecektir. Halef ve selef arasında esen soğuk rüzgarlar tahmin edilenden daha sert galiba.
Ajanda
- AK Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa, Türkiye-Güney Afrika Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanlığı'na seçildi.
- MHP'li Ahmet Kenan Tanrıkulu, mübadele antlaşmaları dışında Türkiye'ye göç eden vatandaşların geride bıraktıkları malların iadesi için çalışma başlatılması konusunu TBMM gündemini taşıdı.
- CHP'li Ali Rıza Öztürk, çekin karşılıksız çıkmasıyla ilgili fiilin suç olmaktan çıkarılması için teklif verdi.
- 12 Eylül darbesinden sonra 7 Ekim 1980 tarihinde asılarak idam edilen devrimci Necdet Adalı ve ülkücü Mustafa Pehlivanlıoğlu, Ankara'da farklı etkinliklerle anıldı.