• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Siyasetin el kitabı olsaydı

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.07.2012, 00:00
Türkiye'de son 50 yılda yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında en az güven duyulan kurumun 'siyaset', en az güven duyulan kişinin ise 'siyasetçi' olması bir tesadüf mü? Şu fotoğrafa dikkatle bakın. Yumruğunu sıkmış, karşısındakinin suratına indirmeye hazırlanan bu adam bir milletvekili. Sebebi ne olursa olsun o yüce çatı altında kendini bu denli kaybeden bir insana güven duymak ne kadar mümkün? Sokağın siyasete inancını kaybetmesinin tek sebebi artık alıştığımız bu görüntüler değil. Bir de vekillerin birbirleri hakkında 'çamur at izi kalsın' mantığıyla gündeme getirdiği ipe sapa gelmez iddialar var. Maalesef siyasetin itibar ve onuruna en büyük zararı siyasetçinin kendisi veriyor. Karşılıklı suçlamalar, iddialar yetmiyor soluğu mahkemelerde alıyorlar. İddiayı ortaya atan küçük bir tazminatla yakasını kurtarıyor, olan siyasetin zaten yerlerde sürünen itibarına oluyor. AK Parti Denizli Milletvekili Nihat Zeybekci, bu durumdan rahatsız olup 'ne yapabiliriz' diye düşünmüş ve bir çözüm bulmuş. Bu tip durumlarda mahkemeye gitmek yerine, sorunun parlamento çatısı altında çözülmesini sağlayacak bir etik kurul oluşturulmasını öneriyor. Zeybekci, iş olsun diye bu konu üzerine kafa yormamış. Kendisi de benzer bir iddia nedeniyle sıkıntılı günler geçirmiş. CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan tarafından gündeme getirilen o iddiaya göre Zeybekci, 2006 yılında oynanan Denizlispor-Fenerbahçe maçında şike yapıldığını ihbar etmeye hazırlanan bir kamu görevlisine baskı yaparak engel olmuş. CHP'li vekilin dile getirdiği bu iddianın ardından Denizli Cumhuriyet Başsavcısı İsmail Alkan yazılı bir açıklama yaptı. Söz konusu iddiayla ilgili somut bir belge, bilgi ve delil olmadığını ilan etti. Ancak bu açıklama Zeybekci'yi tatmin etmedi. "Siyasetin itibarını, siyasetçinin şerefini siyasetçiden korumak mahkemelerin değil, TBMM'nin görevi" diyen AK Partili vekil, yaşadığı olayın tüm partilerden temsilcilerin katılımıyla oluşturulacak bir etik kurul tarafından incelenmesini talep ediyor. Partisinin grup başkanlığına sunduğu teklifteki şu ifade enteresan. "Siyasetin yazılı bir el kitabı olsaydı asla yapılmaması gerekenler listesinin en başında yer alacak davranışlara, TBMM'ye geldiğimiz Ekim ayından itibaren defalarca şahit oldum ve bizzat yaşadım." Bu cümle her şeyi anlatıyor.

CHP'de kurultay hesapları
Kışın soğuğu, yazın sıcağı fark etmiyor, CHP beş ay aradan sonra yine bir kurultaya gidiyor. Bu sefer ki olağan kurultay. İlk gün yani 17 Temmuz'da genel başkan seçimi yapılacak. Moda tabirle 'Bir Alex değil ama' CHP'de şu anda Kılıçdaroğlu'nun karşısına çıkacak babayiğit yok. Geleneksel CHP kurultaylarının hazzını yaşamak isteyenler ikinci günü beklemek zorunda. Çünkü dananın kuyruğu o gün kopacak. Üye sayısı 80'den 60'a düşürülen Parti Meclisi'ne (PM) girmek her CHP'linin rüyasını süslüyor. Bir süredir kulislerde konuşulan "PM'ye Meclis grubundan sadece 10-12 kişi alınacak" iddiası vekilleri hayli sarsmış görünüyor. Kılıçdaroğlu'nun böyle bir PM oluşturması durumunda parti yönetimi ile Meclis grubu arasında koordinasyon eksikliği olacağını düşünüyorlar. Bunun Türkçesi "Ne yapayım PM'yi içinde ben yoksam" demek. Aslında haksız da sayılmazlar. Bu PM'ye girmek demek, partinin 2014 yerel seçimleri ve 2015 genel seçimlerinde izleyeceği politikalarda söz sahibi olmak demek. Yerel seçimde aday gösterilecek belediye başkanlarını 60 kişilik PM içerisinden seçilecek 17 kişilik MYK belirleyecek. O MYK'nın seçtiği isimler de PM'de oylanacak. Kurultayda asıl kavga Kılıçdaroğlu'nun anahtar listesine girmek için verilecek. Anahtar listeye giren büyük ölçüde PM'yi garantileyecek. Elbette genel başkanının ekibinden çizik yiyecek isimler olacak. CHP içinde her ne kadar kolu kanadı kırılmış olsa da hala güçlü bir muhalif damar var. Kılıçdaroğlu'nun Kürt açılımına tepkili ulusalcı kanadın kurultayda sergileyeceği yaratıcı taktik hamleler mutlaka olacaktır. Gelelim 'Ege'den PM'ye kimler girer?' sorusunun cevabına. Herkesin ve gönüllerin favorisi Adnan Keskin'i listenin en başına yazmak mümkün. Eski kurdu PM'nin de kesmeyeceğini ve MYK'ya da gireceğini düşünüyorum. Kılıçdaroğlu, İzmir'den PM'ye muhtemelen 2, bir ihtimal 3 kişi alacaktır. Bunlardan birinin kadın, onun da Birgül Ayman Güler olması kuvvetle muhtemeldir. Milletvekilleri arasında PM ve MYK şansı en yüksek isim Alaattin Yüksel. PM'ye üçüncü bir İzmirli alınırsa, Mehmet Ali Susam, Erdal Aksünger ve Rahmi Aşkın Türeli'den biri değerlendirilir. Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar'ın da Deniz Baykal kontenjanından PM'ye girmesi sürpriz olmaz. Manisa Milletvekili Hasan Ören de PM için şanslı isimlerden biri olarak görünüyor.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA