Siyasetin gündemi bütçe görüşmeleri nedeniyle şu sıralar eski temposundan uzak.
Ancak bu kimseyi yanıltmasın; Ankara'da fırtına öncesi sessizliği yaşanıyor.
2013 yılının ilk günlerinden itibaren ana ekseninde seçim olan, sürpriz gelişmelere gebe, çılgın bir gündem bizi bekliyor.
2014'teki çifte seçimin ilk düzlüğü, yeni yılın ilk yarısında koşulmaya başlanacak.
AK Parti'de haklarında papatya falları açılan 3 dönem mağdurlarının kaderi Haziran ayının başında belli olacak.
Kulislere yansıyan bilgilere göre; Başbakan Erdoğan'ın kafasında kimi, nerede, nasıl değerlendireceği üç aşağı, beş yukarı netleşmiş.
Tüm seçim bölgelerinde düzenli aralıklarla tekrarlanan anketler ve teşkilatlardan gelen raporlar, Başbakan'ın kafasındaki soru işaretlerini gidermeye yetmiş de artmış bile.
Erdoğan'ın gündeminde artık bakanlar ve diğer üç dönem mağdurlarının siyasi geleceği diye bir konu yok.
O şimdi kurmaylarıyla beraber 2014'ün Mart ayındaki yerel seçim ve Ağustos'taki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde izlenecek strateji üzerinde çalışıyor.
Malum yerel seçimlerin kendine özgü dinamikleri var, ve bu dinamikler seçmen tercihinde belirleyici oluyor.
Genel seçimde iktidar partisine oy veren seçmen, yerelde bambaşka gerekçelerle tercihini farklı bir partiden yana kullanabiliyor.
2009 yerel seçimlerinde AK Parti oyları 2007 genel seçimlerine göre 9-10 puan düşmüştü.
Erdoğan, 2014'te benzer bir yol kazasına uğramak istemiyor.
Hedef Mart'taki yerel seçimlerden en kötü ihtimalle yüzde 45 ve üzeri bir oyla çıkmak ve yakalanan rüzgarla 3 ay sonraki Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 50'yi geçmek.
Bu aralarında sadece üç ay olan iki seçim için ortak bir kampanya yürütüleceği anlamına geliyor.
Kamuoyunda tanınan, tabanda ağırlığı olan, illerinde seçmen tercihini etkileme potansiyeline sahip bakan ve milletvekilleri kesinlikle cepheye sürülecek.
29 Mart 2014 akşamı sandıklar açıldığında kampanya bitmeyecek.
Ağustos ayındaki Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar herkes sahada çalışmaya devam edecek.
Belediyeleri almaları tabii ki önemli ama asıl önemli olan; partinin oyunu 45 ve üzerinde tutmaları.
Bu gerçekleştiğinde Erdoğan'a Çankaya yolu sonuna kadar aralanacak.
İzmir'de 2011'de yüzde 37'i zorlayan AK Parti için öncelikli hedef büyükşehir almak olabilir ama, yüzde 40 bandını geçmek de fena bir başarı değil.
Sadece bakanlar mı?
2014'te İzmir başta olmak üzere İstanbul ve diğer bazı büyükşehirlerde çok sayıda milletvekilini aday olarak gösterebilir Erdoğan.
Hem de öyle üç döneme takılıp takılmadığına bakmadan...
Çıray'ın Menderes cevabı
Rahmetli Aydın Menderes'in 2005 yılında CHP'ye geçmeyi düşündüğü iddiasını ortaya atan Aytun Çıray'a, Ümran Menderes'in cevabını dün Yeni Asır'da yayınladık. Çıray'dan bu açıklamayla ilgili bir bilgi notu geldi. Aynen aktarıyorum. "Merhum Aydın Menderes hepimizin rahmetle andığı bir siyasetçiydi. Allah onun yaşadığı dünyevi sınavları kimseye yaşatmasın. Onca acıya rağmen kimseye darılmadı, kin tutmadı. Onun hakkında demokrat geleneğin önde gelen duayen siyasetçileri, "Aydın bize vediadır/emanettir" derler. Önemli siyasiler vefat ettiklerinde onlarla ilgili anılar iyi anlamda kamuoyu ile paylaşılır; ben de onu yapmıştım. Eşi hanımefendiye saygılıyım, ben kendi yaşadığımı anlattım, o da kendi bilgisi içinde olanı söylemiş. Bu konuda kendisi ile polemiğe girmem. Şimdi TBMM'nin önünde başta merhum Adnan Menderes olmak üzere, darbeler döneminde idam edilen masum insanların iade-i itibarları söz konusu. Meclis darbelerin yaralarını ancak böyle sarar. Böylece merhum Aydın Bey'in ve darbelerin idam ettiği gençlerin ailelerinin ruhları ve içleri rahat edecektir."