• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Örnekköy'ü bakan da pahalı bulmuş

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.02.2013, 00:00
İzmir'in artık kabak tadı veren stadyum meselesi tam bir arap saçına döndü. Gençlik ve Spor Bakanlığı bu konuda enteresan bir sessizlik içinde. Kabinenin cevval bakanı Suat Kılıç, İzmir'le ilgili meselelerde topa girmekten ısrarla kaçınıyor. Aslında haksız da değil böyle davranmakta. Çünkü ne zaman İzmir'deki bir yatırım gündeme gelse, kavga ve karşılıklı suçlamalar hiç eksik olmuyor.
Yakın çevresinden edindiğim izlenim, bakanın İzmir'in aşırı politize olmuş stadyum meselesinde inisiyatifi Binali Yıldırım'a bırakmak istediği yönünde. Yani bir türlü bitmeyen ve sürekli kendini tekrarlayan stat problemini de Yıldırım çözecek gibi görünüyor.
Bu arada doğruluğunu teyit edememekle beraber, Spor Bakanı'nın Örnekköy'e yapılacak stadyumun maliyetini çok yüksek bulduğunu öğrendim. Stat polemiğini yeniden ateşleyen Aydın Şengül ile dün Meclis kulisinde bu konu üzerine uzun uzun konuştuk. Şengül, kendisini pişmiş aşa su katmakla suçlayanların, meseleye at gözlüğüyle baktığını söylüyor.
Önümüzdeki günlerde Örnekköy'le ilgili çekincelerini Suat Kılıç'la da paylaşacağını anlattı. Örnekköy'de yapılan araştırma, zemin etütleri ve proje çalışmalarında, arazinin stadyum için elverişli olmadığı sonucuna varıldığını belirten Şengül'e göre, Örnekköy'ün konumu rahatça maç izlemeye müsait değil. Güneş ışıklarının insanların gözünü gelmemesi için stadın tribünlerinin dere yatağı üzerine inşa edilmesi gerekiyor. Bu da maliyeti artırıyor. 25 bin kişilik stadın maliyeti 100 bin kişilik bir stadın maliyetini bile aşıyor. Dere yatağı can güvenliğini de tehdit ediyor. Şehir planlamacısı Şengül, "Bir dere yatağını ne kadar kurutursanız kurutun, hatta üzerine beton dökün, 50-60 yıl sonra mutlaka taşar. Böyle bir risk almak ne derece doğru?" diye soruyor. Son olarak Örnekköy'ün metro ve diğer toplu taşıma araçlarına olan uzaklığına dikkat çekiyor. İzmir'in sadece 15 günde bir değil, haftanın her günü kullanılacak spor ve yaşam alanlarına ihtiyaç duyduğunu, stadyumun kentteki kulüplere gelir sağlayacak bir tesisler bütünü olarak düşünülmesi gerektiğini vurguluyor. Yorum sizin...

Derin kulaklar komisyonu

Derin kulaklar ülkesi Türkiye'de nihayet yasa dışı dinlemeleri araştıracak bir Meclis komisyonu kuruldu. Başbakanı ve Ulaştırma Bakanı dahi dinleme mağduru olan, simitçisinden çaycısına herkesin 'Telefonlarım dinleniyor' şüphesiyle yaşadığı bir ülkeyiz. Bu komisyonun gecikmeli de olsa kurulması çok önemli. Çünkü yasa dışı dinlemeler her şeyden önce bir insan hakları ihlali. Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, komisyonun sadece yasa dışı dinlemeleri değil, yasal çerçevede maksadını aşan dinlemeleri de tespit edeceğini ve alınacak önlemleri Meclis gündemine getireceğini açıkladı. Bakanın bu açıklaması da gösteriyor ki, yasal yollarla yapılan dinlemelerde de bazen insan hakları ihlalleri söz konusu olabiliyor. 4 ay süreyle çalışacak komisyonun 4 siyasi partiden 17 üyesi var. Komisyonda 5 Egeli vekil de görev yapacak. AK Partili Hamza Dağ ve Bilal Uçar, CHP'li Erdal Aksünger, İlhan Cihaner ve Namık Havutça, yakın tarihin karanlıkta kalan ayrıntılarına ışık tutacak çalışmalara imza atacak. Komisyonun yetkililer ve mağdurları dinleyerek hazırlayacağı raporu şimdiden çok merak ediyorum. Bakalım derin kulaklar kimi, nasıl ve ne amaçla dinlemiş?

CHP'de son durum
Medyada son iki gündür CHP üzerine kaleme alınmış yüzlerce yazı ve haber okudunuz. Hala Deniz Baykal'ın kapalı grupta yaptığı konuşmadan sonra 'partide son durum nedir' diye merak ediyorsanız, şu fotoğrafa bir bakın derim. Usta foto-muhabiri Alper Yurtsever'in objektifinden yansıyan bu kare, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun haftalık grup konuşmasını yapmak üzere salona girdiği anda çekildi. Ayaktakiler, oturanlar ve yüz ifadelerine dikkat. CHP'de son durum budur...

Muğla geleceğini planlıyor

Ege'nin incisi Muğla, sosyal gelişmişliği gösteren parametrelere ve gelir dağılımına bakıldığında Türkiye'nin ilk 10 ili arasında. Ancak iş proje üretmeye ve girişimciliğe gelince 81 il içinde ancak 50'nci sırada kendine yer bulabiliyor. AK Parti Muğla Milletvekili Ali Boğa, bu çelişkiyi ortadan kaldırmak için anlamlı bir proje başlattı. "Muğla'nın 100. Yılında 100 Proje" adını verdiği çalışma epey ses getirdi. "Muğla'nın geleceğini Muğlalılar planlasın" diyen Boğa'ya vatandaşlar, sivil toplum kuruluşları ve kamu kuruluşlarından adeta proje yağıyor. Ancak o sayısı çoktan 100'ü geçen projeleri yeterli bulmuyor. Hangi siyasi düşünceden olursa olsun tüm vatandaşlardan Muğla için yeni projeler bekliyor. Vekil Boğa'nın bu kadar emek verdiği projesine Muğlalılar da desteğini esirgemeyecektir diye düşünüyorum.

Azerbaycan'ın Sevgililer Günü

Geçtiğimiz hafta Mihriban'ın şairi Abdurrahim Karakoç için düzenlenen anma etkinlikleri nedeniyle dört gün Bakü'deydim. Azerbaycan Bağımsız Milletvekili Ganire Paşayeva'nın misafiri olarak gittiğimiz bu güzel kentten çok etkilendim. Özellikle Bakü'ye hakim bir tepe üzerine kurulan Şehitlik Hıyabanı'nı herkesin görmesi lazım. 1918'de işgal altındaki Azerbaycan'ı kurtarmak için savaşan Nuri Paşa komutasındaki Kafkas Ordusu burada tam 1130 şehit vermiş. Hepsi için orada bir yer ayrılmış ve isimleri tek tek yazılmış. Şehitlikte bir de 1990 yılında Azerbaycan'ın bağımsızlığı için Rus tanklarının karşısına dikilen ve şehit olan Azeri kardeşlerimizin kabirleri var.
Şehitliği gezerken bir kabirde diğerlerinin aksine iki fotoğraf bulunduğunu gördüm. Ejder oğlu İlham Allahverdiyev ile çoban kızı Feride o kabirde yan yana yatıyordu. Ganire Paşayeva, merakımızı görünce genç çiftin acıklı hikayesini anlattı heyetimizle.
Meğer İlham ve Feride, Rus tanklarının Bakü'yü işgal etmeye kalktığı 20 Ocak 1990 günü evlenmiş bir çiftmiş. İlham, Rusların işgaline dayanamamış ve düğün günü tankların karşısına dikilmiş.
O gün Bakü'de bağımsızlık için meydanlara çıkan ve tank paletleri altında ezilerek şehit olan kahramanlardan biri de o olmuş. Haberi alan Feride, aynı gün 'İlham olmadan yaşamak bana haram' demiş ve canına kıymış. İkisi Şehitlik Hıyabanı'nda yan yana gömülmüş. Azeriler o günden beri Sevgililer Günü'nü 14 Şubat'ta değil, 20 Ocak'ta onların kabri başında kutluyormuş.
Mekanları cennet olsun...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA