Dış politikada ebedi dostluklar değil ebedi menfaatler vardır.
Yeryüzünde bu gerçekle bizim kadar acı ve doğrudan yüzleşmiş ikinci bir devlet daha yok.
Son 30 yılda bazı komşularımız ve sözde dostlarımıza sırf 'PKK'ya destek olmasınlar' diye verdiğimiz tavizler, Osmanlı'nın sonunu getiren kapitülasyonlardan farksız.
Bugün Kuzey Irak'ta bir Kürt devleti adım adım hayata geçiyorsa, bunda en büyük katkısı olan ülke Türkiye'dir.
Barzani ve Talabani'ye verilen yeşil pasaportlar, bölgedeki Kürt grupların resmen tanınması, Ankara'da temsilcilik açmalarına izin verilmesi, Çekiç Güç'ün bölgede üstlenmesi...
Bütün bunlara ne zaman ve niçin izin verdik derseniz?
Kürt grupların PKK'ya tavır alarak onunla çatışmaya başladığı 90'lı yılların başında...
Bir taraftan Kuzey Irak'ta kurulacak Kürt devletini savaş nedeni sayacağınızı dünyaya ilan edeceksiniz, diğer taraftan PKK'yla mücadele etsinler diye Irak topraklarında bir Kürt devleti oluşmasına fiilen onay vereceksiniz.
Terör pusulanızı işte böyle acımasızca şaşırtan bir illet...
Sadece Kuzey Irak'ta değil Suriye'de de belimizi büktü terör.
Esad tam 18 yıl boyunca Türkiye'ye karşı adı konulmamış bir savaş yürüttü.
Ta ki 1998'de Öcalan'ı topraklarından çıkarana kadar.
PKK elebaşını barındırmaktan vazgeçsin diye 18 yılın hesabını bile soramadık Suriye'ye...
Öcalan'a kucak açmaması için Rusya'ya verdiğimiz tavizler de cabası...
Türkiye'nin Çeçen direnişçilerini desteklemekten vazgeçmesi ve liderlerini sınır dışı etmesinin Öcalan'ın Avrupa'da barınacak ülke aradığı döneme denk gelmesi bir tesadüf mü?
PKK'nın hamiliğine soyunan Fransa, İtalya, Almanya ve Hollanda o dönemde nasıl oldu da Öcalan'a kapılarını kapattı?
Herhalde bizden çekindikleri için değil...
Terör nedeniyle son 30 yılda hangi ülkeye ne tavizler vermek zorunda kaldığımızı öğrenmek hepimizin hakkı.
Belki o zaman terörün sadece içerde değil dışarıda da bu ülkeyi kemiren sinsi bir yılan olduğu gerçeğini bazıları daha kolay anlayabilir...
CHP'nin gazetecileri
Gazetecilik zor bir meslek.
Amiyane tabirle ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranamıyorsunuz...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun Parti Meclisi toplantısında gazeteciler için sarf ettiği sözleri okurken 3 yıl öncesini hatırladım.
Kemal Bey'in CHP Genel Başkanı olmasında bugün satılık ilan edilen gazetecilerin estirdiği rüzgar çok etkili olmuştu.
O rüzgardan ben de çok etkilenmiş olmalıyım ki, yazdığım bir yazı sonrası hem CHP içinde Kemal Bey'e karşı olan gruplardan hem de şuan Meclis dışında olan AK Partili bir milletvekilinden üstü kapalı tehditler almıştım.
CHP'nin medyaya gösterdiği tepkide haklı olduğu noktalar var.
Ancak bütün o parti içi kavga haberlerinin tamamı bizzat CHP'liler tarafından medyaya servis ediliyor!
Şimdilerde TV ekranlarında CHP'nin ne kadar kötü yönetildiğini anlatan bir eski parti yöneticisinin "Şöyle bir haber var, alın bunu CHP'liler birbirini yiyor diye yazın" sözleriyle medyaya pasladığına şahit olmuşluğum var.
O nedenle CHP yönetimi gazetecilere bu kadar ağır yüklenirken, iğneyi kendine batırmayı unutmamalı.
Bu arada CHP'yi karalayan haberlerin büyük bölümü hem Kemal Bey'in hem de parti yöneticilerinin çok itibar ettiği, yanlarından hiç ayırmadıkları bazı gazeteciler tarafından yazılıyor.
O gazetecilere servisi yapanlar da CHP'liler...
Sizce de bu durum biraz tuhaf değil mi?
Kızılcahamam'da Bucaspor zirvesi
AK Parti'nin Kızılcahamam Kampı'nda, İzmir milletvekilleri kendi aralarında özel bir toplantı gerçekleştirdi. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ın başkanlığındaki İzmir zirvesine Mehmet Tekelioğlu ve İlhan İşbilen dışındaki tüm milletvekilleri katıldı. İzmir Koordinatörü Erol Kaya'nın da hazır bulunduğu zirvede, Süper Lig'e çıkmak için play-off maçları oynamayı garantileyen Bucaspor'un durumu da ele alındı. İzmir'in Süper Lig'de takımı olmamasının büyük bir eksiklik olduğunu vurgulayan Rifat Sait'in "Bucaspor'a destek olalım" çağrısına Bakan Yıldırım olumlu cevap verdi. Yıldırım ve İzmir milletvekilleri Bucaspor'un play-off maçlarında tribünde olacak. Bu destek Bucaspor'u Süper Lig'e çıkarmaya yeter mi bilmem ama iyi bir moral olacağı kesin.