• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Aksu Meclis Başkanı mı oluyor?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 30.05.2013, 00:00
Onun için dört eğilimi bünyede taşıyan adam deniliyor.
İslami yönü kuvvetli, Kürt kökenli, liberal ve devletçi.
Abdülkadir Aksu'dan bahsediyorum.
Ankara kulislerinde Temmuz ayında yapılacak Meclis Başkanlığı seçiminde, en çok şans tanınan adaylardan biri o.
AK Parti'nin Cemil Çiçek'le yola devam etmemesi halinde Aksu'nun Meclis Başkanı olmasına kesin gözüyle bakılıyor.
Peki neden Aksu?
Bu sorunun cevabı aslında çok basit.
Aksu'nun hayatını anlatan bir belgesel var.
İsmi "Gönüllerin denge adamı..."
Cevabı sanıyorum tahmin ettiniz...

Kırmızı plakanın cazibesi
2013 yazında sadece Meclis Başkanlığı seçim yok.
Başkan vekillikleri, komisyon başkanlıkları ve 4 siyasi partinin grup başkanvekilleri değişecek.
Tabi yerini koruyanlar olacaktır ama Meclis'teki 50'ye yakın kırmızı plakanın cazibesine kapılanların sayısı giderek artıyor.
CHP'de grup başkan vekilliği seçimleri çok çetin geçecek.
Partinin ulusalcı ve yenilikçi kanadı şimdiden harıl harıl çalışıyor.
Muharrem İnce, Akif Hamzaçebi ve Emine Ülker Tarhan'dan ikisinin değişmesi bekleniyor.
En iddialı aday Hurşit Güneş...
Mahmut Tanal ve Engin Altay de grup başkan vekilliği için nabız yokluyor.
MHP'deki değişimin ise Meclis Başkan Vekilliği'nde olması bekleniyor.
Kulislerde Meral Akşener'in yerine Tunca Toskay ya da Faruk Bal'dan birinin geleceği konuşuluyor.
AK Parti'de mevcut grup başkan vekillerinden en az ikisinin değişeceği tahmin ediliyor.
Kırmızı plaka, geniş makam odası ve ilave personel gibi imkanlara sahip komisyon başkanlıkları da birçok vekilin hayallerini süslüyor.

Alevi-Sünni çatışması çıkar mı?
CHP'nin eski lideri Deniz Baykal, Türkiye'de mezhep çatışmaları çıkabileceğini iddia etti.
Baykal, bu ülkenin en tecrübeli ve söyledikleri dikkate alınması gereken siyasetçilerinden biri.
Herhalde durup dururken etmemiştir bu lafı.
Ancak Türkiye'de Ortadoğu'daki Şii-Sünni çatışmalarına benzer Alevi-Sünni çatışması çıkma ihtimali bence hiç yok.
Malum, Türkiye Alevileri yakın tarihte Maraş, Çorum ve Sivas katliamlarını yaşadı.
En son Gazi olayları ile bir kez daha provoke edilmek istendiler ancak her defasında oyuna gelmemeyi de başardılar.
Her biri derin yapıların organizasyonu olan bu kışkırtmalara sağduyulu Sünni vatandaşlar da itibar etmedi.
Türk halkı birçok meselede kendisini parlamentoda temsil eden siyasetçilerden çok daha önde.
Alevi-Sünni meselesinde olduğu gibi...
Yanında çalışan personelinin Alevi olmamasını isteyen siyasetçimiz de var, danışmanını sırf Alevi değil diye işten çıkaranı da...
Meclis'te durum bu ama sokakta, çalışma hayatında ve toplumsal ilişkilerde istisnalar hariç böyle faşizan uygulamalara rastlanmıyor.
Cumhuriyet'i kuran partinin başında Tuncelili Kemal Kılıçdaroğlu var.
Türk halkının demokratik olgunluk seviyesini ve Alevi-Sünni çatışması çıkma ihtimalinin hiç olmadığını bundan iyi anlatan başka bir örnek vermeye gerek var mı?

Arınç'tan Yuntdağı açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın memleketi Manisa'da katıldığı Yuntdağlılar Festivali'nde yaptığı konuşmada dile getirdiği, "Törene 10. Yıl Marşı yerine Mehter Marşı ile başlasaydık daha anlamlı olurdu." sözleri 'marş mı-mehter mi' tartışmalarının başlamasına neden oldu. CHP'li Özgür Özel'in, "Arınç elimizi bile sıkmadı" açıklaması ise tansiyonu biraz daha yükseltti. Salı günü AK Parti grup toplantısı öncesinde Arınç'a Yuntdağı'nda neler olduğunu sordum. İşte Arınç'ın cevabı: "61 köyü bir araya getiren festivalin kurucusu benim. Her yıl iki elim kanda olsa bile oraya gidiyorum. Bu yılki törene benimle beraber iki vekil daha katıldı. Konuşmalar öncesinde baktım sunucu kızımız orada bulunmayan milletvekillerinin isimlerini ve telgraflarını okuyor. Müdahale etmek ve festivale gelen vekillerin hukukunu korumak ihtiyacı hissettim. 'Önce buraya gelenlere teşekkür edin' dedim. Programda Mehter'i en sona koymuşlar. Turgutlu'dan getirttik o mehteri oraya. Adamlar 1.5 saattir ayakta bekliyor. Ben her yerde doğru bildiğini söyleyen bir adamım. "Önce Mehter başlasaydı, sonra gönlünüzce 10. Yıl Marşı'nı dinleseydiniz ne güzel olurdu" dedim. O sözlerim bir anda Türkiye gündemine oturdu. Doğrusu şaşkınlık içindeyim. Orası 10. Yıl Marşı çalınacak bir yer değil. Sonra Cumhuriyet'in 90. yılındayız kardeşim, 2023'te 100. yıl olacak. CHP'liler bu marşı bu kadar beğeniyorlarsa genel merkezlerinden 24 saat çalsınlar. Ayakta dinlenmesi gereken ve kendisine hürmet edilmesi gereken sadece İstiklal Marşı'dır. Diğerlerini ister oturarak, ister yatarak dinlersin. Hiçbiri İstiklal Marşı gibi değildir. Biz İstiklal Marşı'nı duyduğumuz anda ayağa fırlayan insanlarız. 10. Yıl Marşını da severiz ama her şey yerli yerinde olacak."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA