• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ZAFER ŞAHİN

Çankaya Savaşları

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 19.12.2013, 00:00
Tarih 9 Eylül 1922...
Halide Edip Adıvar, İzmir'in düşman işgalinden kurtulduğu gün Mustafa Kemal'e bir öneride bulunur:
"Paşam çok yoruldunuz, artık biraz dinlenseniz..."
Mustafa Kemal, bugün yaşanan kaosa ışık tutan bir cevap verir Halide Edip'e...
"Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra daha birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz..."
O gün bugündür tam da Gazi'nin dediği gibi birbirimizi yemekle meşgulüz...
Atatürk'ten beri kavgasız, sorunsuz Cumhurbaşkanı seçemedik.
İsmet İnönü, dönemin Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak'ın desteğini alamasa Çankaya'ya çıkamayacaktı.
Celal Bayar'ın Meclis tarafından Cumhurbaşkanı seçilmesinden hemen sonra yapılacak askeri darbe güçlükle önlendi.
Menderes hükümeti başta Genelkurmay Başkanı olmak üzere üst düzey komutanlar ve ordu müfettişlerini emekliye sevk etmese, çok partili siyasi hayatımız daha başlamadan bitecekti.
27 Mayıs darbesinden sonra sivil hayata geçmeye çalışan Türkiye'nin karşısına yine Cumhurbaşkanlığı meselesi çıktı.
Darbecilerin gönlündeki aday Orgeneral Cemal Gürsel'di.
Ona rakip olma potansiyeli taşıyan herkes tasfiye edildi.
5. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Adalet Partisi hükümetine yapılan baskılar ve dayatmalar sayesinde Köşk'e çıktı.
Sivil siyaset askeri vesayet karşısındaki ilk Cumhurbaşkanlığı zaferini Fahri Korutürk'ü seçtirerek kazandı.
Korutürk de bir askerdi ama ordunun değil siyasetin adayı olarak seçildi.
12 Eyül asdaren önemli gerekçelerinden biri Meclis'in 6 ay boyunca yüz küsur turda cumhurbaşkanını seçememesi oldu.
Nafile turlarda Ajda Pekkan'a, Bülent Ersoy'a, Zeki Müren'e bile oy çıktı ama Meclis kendi içinden bir cumhurbaşkanı seçemedi.
12 Eylül darbesinin Türkiye'ye en büyük kötülüğü Kenan Evren'in sınırsız yetkiyle ama sorumsuz bir şekilde cumhurbaşkanlığı makamına oturması oldu.
Ordunun dayatmalarına karşı sivil siyasetin ikinci başkaldırısı Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın Çankaya'ya çıkmasıydı.
Dokuzuncu Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel ve 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in seçimleri siyaset içi ve dışı dengelerin bir çatışma alanı olmadan gerçekleşti.
11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün seçimi, 367 garabetinin zor da olsa aşılmasıyla mümkün oldu.

Çare Başkanlık Modeli
Peki parlamenter sistemlerde sembolik bir makam olması gereken Cumhurbaşkanlığı bizde neden ciddi krizlere yol açıyor?
Bunun en önemli sebebi Cumhurbaşkanlarının parlamenter sistemin ruhuna aykırı yetkilerle donatılmış olması.
Darbecilerin, 'Nasıl olsa Kenan Evren cumhurbaşkanı seçilecek' diye getirdiği yetkiler yüzünden bütün başbakanlar ve siyasi parti liderlerinin gözü hep Çankaya'da.
Haksız da değiller...
Hukuki ve siyasi bir sorumluluğunuz yok ama istediğiniz anda ülkenin yönetimine el koyma hakkınız var.
Oysa hukuki ve siyasi bir sorumluluğu olmayan kişilerin devlet yetkisi kullanması demokrasinin mantığı ile bağdaşmaz.
Yetki siyasi bir işlemle yani seçimle alınır, kullanılır ve yine seçimlerde denetlenir; yetkinin doğru kullanılmadığına kanaat getiren seçmenler yetkiyi geri alır.
Yaptığı işlemlerden, kullandığı yetkilerden dolayı bir siyasi sorumluluk taşımayan, hiç kimseye hesap vermesi gerekmeyen kişilere yetki de verilemez.
Cumhurbaşkanın halka seçtirilmesi bütün bu olumsuzlukların önüne geçmek için atılmış önemli bir adımdı.
Ancak sorunun nihai çözümü başkanlık sistemine geçilmesi halinde mümkün olacak.
Bu toz duman içinde o ihtimal de pek olası görünmüyor.
En azından şimdilik...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI