Türkiye'de sağ ve sol kavramlarının ters oturduğunu, CHP'nin aslında sağ bir parti olduğunu iddia eden İdris Küçükömer, meğer ne kadar da haklıymış...
Yaşasaydı Pazar günü toplanan PM'den sonra Kılıçdaroğlu'nu arar, ortaya attığı tezi 50 yıl sonra da olsa doğruladığı için kendisine teşekkür ederdi...
Ankara'da MHP'li Mansur Yavaş...
Hatay'da AK Partili Lütfü Savaş...
Kars'ta AK Partili Naif Alibeyoğlu...
Bursa'da DYP'li Necati Şahin...
Kayseri'de DYP'li Osman Çilsal...
Balıkesir'de DYP'li Sami Sözat...
Bitmedi...
Adana'da Aytaç Durak'ı, Uşak'ta MHP'li Ali Erdoğan'ı aday yapmak için çalışmalar sürüyor... Kılıçdaroğlu'nun AK Parti karşısındaki tüm güçleri CHP çatısı altında birleştirme projesini anlıyorum...
Kendi içinde tutarlı ve teoride başarılı olma ihtimali olan bir proje... Ama pratikte işler sarpa saracak gibi... CHP'li vekiller aylardır Gezi eylemlerinde hayatını kaybeden gençlerin fotoğraflarını Meclis'te İçişleri Bakanı'na gösteriyor.
O gençlerin üçü Hataylıydı... CHP yönetimi kalkmış, Hatay'ı almak için gençlerin ölümünden sorumlu ilan ettiği partinin belediye başkanını transfer ediyor...
Siyasette bunun adı nereden bakarsanız bakın tutarsızlıktır... Merkez sağdan getirdikleri adaylar madem bu kadar güçlüydü neden kendi partilerinde tutunamadı?
Sonra onlar CHP'ye katıldı diye eski partilerindeki tabanlarını da çekeceklerinin bir garantisi var mı? Ya CHP tabanının ithal adaylara gösterdiği tepkiler sandığa yansırsa?
CHP'nin yerel seçim sürecinde yaşayacağı tek sorun merkez sağdan gelenler olmayacak... Bir de büyükşehir adaylarının isimlerinin karıştığı yolsuzluk dosyaları var. Günlerdir yolsuzluk diye diye ortalığı ayağa kaldıran partinin büyükşehir adaylarından bazıları hakkında ciddi iddialar söz konusu...
İddianın da ötesinde bazı adayların yolsuzlukla suçlandıkları davalar halen devam ediyor... Olaylı PM'de Fikri Sağlar'ın Mersin adayı Macit Özcan'la ilgili söyledikleri, CHP'nin bu konuda nasıl bir açmazla karşı karşıya geldiğinin bir ispatı adeta:
"Bir taraftan yolsuzluklarla mücadele edilsin diye bağırıyoruz, diğer taraftan adları yolsuzluklarla anılan kişileri aday yapıyoruz!"
Bu işin şakası yok...
Merkez sağ ve cemaatle ittifak yaparak iktidara gelmeyi hedefleyen CHP yönetimi; dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilir...
Tebrikler Kocaoğlu
Yiğidi öldür hakkını yeme demişler. Aziz Kocaoğlu, öyle ya da böyle CHP'ye kendini bir kez daha aday göstertmeyi başardı... 7 milletvekili karşısındaydı. 30 ilçe başkanından 16'sı Kılıçdaroğlu'na, "İzmir'de Kocaoğlu'na mecbur değilsiniz" dedi.
Yanında olan ilçe belediye başkanlarının sayısı bir elin parmaklarını geçmez...
Sokak, örgüt, hatta Kılıçdaroğlu bile kendisini istemiyordu. O nedenle Kocaoğlu bu adaylığı 'söke söke aldı' dersek yalan olmaz. Pazar günü sadece kendisini değil Bayındır ve Tire'de de istediği adayları PM'den geçirdi. Emin olun diğer ilçelerde kimi işaret ederse aday o olacak. CHP'de ne İzmir'de ne de genel merkezde Kocaoğlu'nun karşısında duracak kimse yok. İş işten geçtikten sonra Kılıçdaroğlu'nun kapısını çalan, genel merkezde yaptıkları konuşmaları yazdığımızda panik halinde bizi yalanlayan vekillere de geçmiş olsun...
İçlerinden bir ya da ikisi hariç diğerlerinin siyasi hayatı tehlikede... Kocaoğlu'nun belediyeyi alması durumunda 2015 seçimlerinde izleyeceği rota bugünden belli...
İzmir 1. Bölge 1. sıraya Alaattin Yüksel'i, 2. Bölge 1. sıraya Mustafa Moroğlu'nu, her iki bölgenin 3. sıralarına da Hülya Güven ve Oğuz Oyan'ı yazdırır, sonra da işine bakar... Malum, 2. sıralar zaten kontenjan adaylarına ait... Listenin boş kalan yerlerini de yine Kocaoğlu doldurur. Önseçim mi dediniz?
Geçiniz... İş bilenin, kılıç kuşananın...