Pereira'nın Konya 11'ini duyunca, "Eyvah...Avrupa ve ligden sonra Portekizli, kupayı da gözden çıkarmış..." Sağbekte Gökhan Gönül yok, Şener var. Defansın göbeğine de Alves'in yerine Ba forma giymiş, haftalardır Caner niye yok, Hasan Ali'de niye ısrar ediyor" derken, Pereria, bu tartışmanın ötesine de geçerek, "İkisine de kırmızı kart, Kadlec'i oynatırım" restini çekti. Ve de orta sahada büyük paralarla alınıp "Yok" ları oynayan Ozan Tufan.
Ben, Bursaspor'dan 9 milyon Avro'ya alınan bu genç oyuncuya hayret ediyorum. Her maç bu kadar kötü oynanabilir mi? Ama Pereira bu büyük riske rağmen ilk kez, "Çetin geçer" denilen, korkulara gidilen maçı büyük farklı kazanmasını bildi, Saraçoğlu'da kalmadan kupa finaline daha ilk maçta adını yazdırdı. İlk gol gerçekten bu takım için özveriyle oynayan kapasitelerini veren Alper-Volkan Şen ikilisinin bir şovuydu. Alper'in asisti, mükemmel, Volkan'ın şutu da enfesti. Ardından devre biterken, Portekizli Nani'nin, kaleci Kaya'nın öne çıktığını görüp mükemmel bir aşırtma şutla tabelayı 2-0'a taşıyışını ve Konya Torku'yu daha ilk 45'te teslim alışını gözlemledik. Nani golü attıktan sonra, hareketleriyle, seyircilere "Bende kafa var" dedi. Mübarek vardı da niye haftalarca ligde bu takımı pısırık futbolun ve beceriksiz hareketlerinle, sahada kayboluşunla kahrettin. Robin Van Persie'nin üçüncü golü bir futbolcudaki yeteneğin nelere kadir olduğunun bir ıspatıydı da, ona da, "Daha önce nerelerdeydin de bu taraftarı gol hovardalığınla kendine düşman ettin" sorusunu ağırlıklı ortaya attı. Fenerbahçe'de Fernandao o kaday kolay bir gol kaçırdı ki inanılmaz, uzaktan vuracağı yerde bomboş durumda yürüse belki de kaleciye kırmızı kart göstertebilirdi.
Mehmet Topal yine orta sahanın savaşçısıydı, ikili mücadelelerin çoğunu kazandı. Sonuçta F.Bahçe, kupada Beşiktaş'ı iki maçta da yenen, kendisini de ligde yenerek şampiyonluğunu tehlikeye sokan bir takımı hezimete uğratarak prestijini kurtardı, sarı-lacivertli taraftarlarca teselli mükafatı verdi. Kocaman belli ki, takımı ligdeki başarılarıyla Puan Cetvelinde 3. sırayı yakalayınca havaya girmiş. Altı futbolcuyla rotasyon yaptı ama bu küçümsemeyi pahalıya ödedi. Ne demişler, "Her güzelin bir kusuru var..." Kocaman da soyadına benzer kocaman bir gaf yaptı. Böylece ligle kupayı birlikte yürütemeyeceğini gösterdi. Eleştirmeyelim, alkışlayalım.
Hakem Tolga Özkalfa ters kararlarıyla herkesi yine sinir küpü haline soktu. Ali Çamdalı'nın Fernandao'yu indirmesine kırmızı kartı sadece o veremedi, herkes gördü.