Meslekdaşlara konuşmak, eleştirmek genelde olmaz, aynı gemideyiz çünkü.
Ama özel haber yapacağım diye ne asparagaslar (Türkçesi yalan) okuyoruz, eski mert gazeteciliği anarken hayıflanıyoruz doğrusu. İki gün içinde önce Şekip Mosturoğlu F.Bahçe adına söylemediğini bırakmadı, dün de Şenol Güneş (Ki ona çok inanırım) kendisini Beşiktaş'tan koparma komploları için basın toplantısı yaptı, ateş püskürdü.
Bize yakışıyor mu ? Biraz kendimize çekidüzen verelim de sonu gelmeyecek gibi.
F.Bahçe dünyanın sayılı antrenörlerinden birini, Hollandalı Dick Advocaat'ı göreve getiriyor, hemen olumsuz gözlüğü takıyoruz.
İşte yorumlar:"F.Bahçe'ye yeni bir Yeniköy Kasabı geldi. Adam 66 yaşında. Saatini nereye taktığını bile bilmiyor.." Vicente Del Bosque'nin Beşiktaş'taki halini alay konusu yaptıklarını hatırlatıyorlar. Adam gitti, İspanya Milli Takımını 2018-2012 Avrupa Şampiyon yaptı, 2010'da Dünya Kupasını kazandırdı.
Demek ki akıl yaşta değil başta. Advocaat'ın elinde sihirli değnek yok, F.Bahçe'yi üç gün içinde diriltip süper yapsın. Ama birkaç uygulaması akılcıydı, umut saçtı. Herkesi kahredip giden Pereira'nın harcadığı Aatıf'ı gelir gelmez 11'e koydu, Fas'lı da golünü attı.
Bal yapmaz arı Jozsef'i gönderdi. Pereira'nın bu takım için çılgınlık ifade eden 3-5- 2'sinden vazgeçip 4-3-3'e döndü. Fernandao'nun da bu takıma uymadığını söylemiş.
Ne kadar isabetli. Brezilyalı dün yine öyle goller kaçırdı ki, saç, baş yoldurdu. Biraz becerikli olabilse F.Bahçe daha ilk yarıda Grasshoppers'a teslim bayrağını çektirebilirdi.
Advocaat, sürekli kiralık gönderilen Miroslav Stoch için de "Ben onu oynatırım" demiş. Bücür dün ikinci yarıda oyuna girdi, şov yaptı, nefis oynadı, gollerini attı. Hele ikinci golü TV'lere jeneriklikti. İşte Advocaat bu işte. Pereira'nın "Yaramaz" dediği adamları oynattı, ikisi de gollerini çaktı. İsviçre takımı iyi bir takım değil. F.Bahçe pekçok gol kaçırdığı maçta net skorla tur atlamayı garantiledi.
Ama sarı-lacivertlilerin en önemli sorunu küsen taraftarı yeniden tribünlere çekmek olmalı. Çünkü F.Bahçe Ülker Saracoğlu'nda boş tribünlere değil, 50 binlerle oynadığı günlere yeniden dönmeli.