Yeni sezona 'eyvallah!' dedik... Hemen hemen her nefesi futbolla atan bendenizin sol böğründe, inanın 'zırnık' heyecan olmaz mı?
Yok abi, yok! En başından beri söylüyorum;
'Alt kadrolarını paketleyen Futbol Federasyonu, ilk başta istifa etmeli!' 'Örgüt üyesi birinci sınıf hakemler var!' deniliyor... Kimlerdir bunlar?
Niye içimize attığınız yılanlarla başlıyoruz liglere?
Bunlar yetmiyormuş gibi Beşiktaş'ın Kurmay Başkanı Şenol Güneş, son moda olmalı, 'istifa' lafını pelesenk ediyor diline! Maç başlamadan ki ruh halimi, İzmir'in yirmi kaportacısı, nasıl düzeltir ki?
Sonuçta üstüme verilen bir görev var ve ben yan gözlerlerle koyuldum işime, yazıya... Gökhan Gönül'ün niye oynatılmadığına dair kafa yorarken, ilk beş dakikada ortaya konan futboldan ve inanılmaz hızlılığından yoruldum!
İçimin kıpır kıpır kıpraştığı o anlarda, Oğuzhan'ın golüyle o arenanın baş köşesine, ani bir refleksle, dört gözümle bağdaş kuruvermişim!
Amman ne hız, ne hız?
Ancak; ilerleyen zamanlarda, 'Gomez'e' alışılmış oyun taktiğinin 'güdük!' hücumlarına tanık olduk Beşiktaş'ta... Bakıyorum, ne Quaresma vardı ortalıklarda, ne Adriano! Ha, dişimize dokunur Atiba dışında...
Sürekli rakip alanda oynamasına karşın tehlikeli pozisyonlar yaratamayan Beşiktaş'ın en kutsal gününde Olcay, ikiledi tabelayı... Cenk üçledi, dörtledi... Geçelim... Sezon başında en zayıf rakiplerin bile direnci, en had safhada olur. Çözmek, kilidi açmak çok zordur yani...
Bu bağlamda, taktiksel konuda çok acımasız cümleler kurmamak gerekiyor, bence... Ammaa!
'Pivot' santrafor ile oynamaya alışmış bu müthiş yetenekli artçılar, Olcay'ı, Atiba'sı, Quaresma'sı ve Tolgay'ı, şaşkın ördek gibiydiler!
Alalade ortaladıkları toplarda kafasına çarptıracak bir 'Gomez' arıyorlar hala(!) Fikret Abi! En önemli 'bijon', eksik... Satın alınıp, sıkılması gerekiyor yani... Sonuçta 4 gole rağmen yendiğin takım Alanyaspor, ligin en civ civi!