S G abah sabah, kıpkırmızıya boyanmış, Dursun Özbek ve şurekası tarafından transfer edilmiş ancak, fütursuzca boğazın sularına dökülmüş euroların sahibi futbolcu listesi, önümde (!) 31Milyon euro yazıyor, totalinde! Evet, tam tamına 31 Mil-yon euro! Öğlen... Televizyon kanallarından, Galatasaray kafilesinin yine Galatasaraylı'lar tarafından, Antalya havaalanında saldırıya uğradığı haberi düşüyor önüme... Etrafımdaki tartışma, öyle-böyle değil. Çok fazla bir kısım; 'iyi olmuş pez....lere!' diyor da, Dursun Özbek Efendi'nin, neredeyse adı geçmiyor, iyi mi? Sporcuya karşı yapılan bu tür davranışların, elbette karşısındayım ama malı satın alanın, hiç mi günahı yok be bilader? Baş bozuk olunca, alt taraflarda da çürümelerin veya başı bozuklukların olmaması, ne mümkün? Olayların başlangıcında Sneijder'in, Tudor'a karşı gösterdiği tepkiden sonra GS'de', yavaş yavaş 'ayakların baş- başların ayak!' olduğunu fark edebiliyorsunuz.
Derdim Ali Palabıyık
Ama Tudor hırslı biri, bu tür olaylara pabuç bırakmayacak gözüküyor. Büyük bir ihtimalle, havalanında yaşanan olayları pozitife dönüştürmüş ki, mermi yemiş gibi başladı Galatasaray oyuna...
Hele hele Bruma'nın attığı golden sonra gösterdiği haklı tepkisi, o maç öncesi aldığı gazdan ve ses çıkarılmamalı bence... Eren Derdiyok'un golü, ona karşılık veren Mbilla ve arkasından Deniz'nin beraberliği veya Eren'in son saniyelerde tabelayı haklı skora getirdiğinde değilim şu an... Dursun Bey, fazla sevinmesin galibiyete, o ayrı... Derdim;
Ali Palabıyık! Maçın kaderini belirleyen, iki olayı görmemezliğe geldi ki, Chedjou'ya yapılan o ilk faul, dünyanın en ücra köşesinde, faul arkadaş! İkincisi ve en önemlisi; Eren Derdiyok'un sağ ayak bileğinin üzerine, ceza alanının tam göbeğinde yapılan bir aşı var ki, uzaylı biri bile 'penaltı' diye ayağa kalkacağı durumda, unuttu düdüğünü vatandaş (!) Dün gece sonrası, ne mi olacak? Ali Hoca, tekrar tekrar maçı izleyecek ve şeytana uyduğu için, sabahlara kadar kahredecek.