Üç gün önce oynanan Olimpiakos karşılaşmasında, ortada fol yok yumurta yokken, rakibe kafa atan Aboubakar Hazretleri'nin oyun dışı kalmasıyla iki kişilik koşan ve inanılmaz yorulan Beşiktaş'ın, Antalya karşısında başarılı olamayacağının kanısı vardı, bazı yorumcular ve etrafımdaki bazı taraftarlarda(!) Hal böyleyken, Antalyaspor'un teknik direktörü Rıza Hoca da, bu durumdan vazife çıkarmakta haklı, kesin sağ elinin sırtıyla her iki dudağının kenarlarını siliyordu, maç öncesi... Beşiktaş'ın böyle bir zor etabı, nasıl geçeceği konusunda, ben de pek meraktaydım doğrusu...
Nefessiz, odaklandım yeşil alana... Her iki takımda hücum etmekten çok, oyunun seyrini değiştirebilecek futbolcuları 'kilitlemek' amacında olduklarını, anlamamak ne mümkün?
OYUNCULARADA YANSIYOR
Misal; en çok adı geçmesi gereken oyuncular Atiba, Talisca, Aboubakar ve Quaresma'nın birebir 'nöbetçiler', her saniye başındaydı ve kesintisiz soluk aldırmadılar arkadaşlara! Keza; karşılık olarak Eto'o'ya da... İlk onbeş sonrası Beşiktaş, topun mülkiyetine sahip gözükürken, daha bi fazla hücumlar geliştirdi ama, dişe dokunur şutlar atamadı, Antalya kalesine... Bir ara; 'Başakşehir'in beraberliği mi etkiledi?' diye, hemen geçiverdi aklımdan? Hep söylüyorum, Şenol Hoca 'korku!' kumkumalarına kapılıyor zaman zaman... O'nun bu tavrı, dün olduğu gibi oyuncularına da yansıyor.
ALIŞKANLIK HALİNE GELDİ
Belli bir süreden sonra, kendini sahada takımın bir ferdi olarak görüyor ve oyuncu değişikliklerini unutuyor, unutuyor (!) Yaptığı değiştirmelerse, ayrı bir alem(!) Babel varken, Quaresma'yı, Oğuzhan varken, Talisca'yı yanına alıyor olması, akıllara zarar bence...
Şenol Hoca'm akşam evine gittiğinde, Aboubakar Hazretleri"nin, alışkanlık haline getirdiği, kendisini attırması! Oyuncu değişikliklerinde, yaptığı yanlışlar ve Tolgay'a görev vermemesi, tırım tırım içini kemirecektir, kesin(!) Son yirmilerde çektiğin kabir azabı, yeter de artar! Aynı hataları, yapma yapma!