• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Halka açılmak lazım! CAHİT SÖNMEZ

Halka açılmak lazım!

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 14.06.2016, 00:00
Birkaç kuşak öncesinde aile şirketi formatlarında kurulan firmalardan ayakta kalabilenlerin bir ortak özelliği var; Halka açılmaları... Eğer aile şirketi sınırlarının dışına çıkamamışlarsa istatistikler geleceklerinin pek parlak olmadığını gösteriyor. Ancak kurucuların yönetimi kaybederim korkusunun getirdiği muhafazakar diyebileceğimiz refleksle halka açılmalara sıcak bakmamaları şirketlerinin ömrünü kısaltabiliyor.
Buradan şirket kurucu ortaklarına seslenmek istiyorum özellikle de İzmirli şirket sahiplerine...
Babanızın kurduğu, şu günlerde sizin yönettiğiniz ve kısa süre içinde yurtiçinde ya da yurtdışında güzel eğitim almış çocuğunuza devredeceğiniz şirketiniz halka açılmak zorunda...
Neden derseniz?
Birincisi sadece yabancı kaynakla ya da sizin koyacağınız sermaye ile şirketin mali yapısını koruması oldukça zor.
Özellikle de gerek küresel gerekse Türkiye ekonomisinde artan risk faktörlerinin yarattığı yüksek finansman maliyetlerinin söz konusu olduğu bir süreçte...

FİNANSMAN MALİYETİ DÜŞÜK

Burayı biraz açalım. Şirketlerin iki temel finansman kaynakları var; yabancı kaynak olarak tanımladığımız borç ve özkaynak dediğimiz kaynak... Bankadan ticari kredi aldığınızda geri ödememe riskine karşın verdiğiniz teminatların, faiz oranının piyasa koşullarına göre yüksekliğinin ve dönemsel ödemeler yüzünden ortaya çıkan borç çevirme sorununun neden olduğu maliyet ve riskleri üstlenmek zorunda kalıyorsunuz.
Oysa sermaye artırmak yoluyla yaratılan finansman maliyeti oldukça düşük...
Tahmin edebiliyorum şu an "aldığımız kredilerde ödediğimiz faizleri finansman gideri olarak yazıyoruz" dediğinizi... Doğru haklısınız. Ama geçen sene kanunda yapılan düzenlemeyle şirket sermayesinin artırılması da aynen kredi kullanıyormuş gibi finansman gideri kapsamında gösterilebiliyor.
2015 yılında indirim oranı yüzde 14,65 seviyesinde idi. Oldukça iyi bir teşvik değil mi?
Gelelim ikinci nedene...
Şirketlerin yatırım yapabilmeleri için uzun vadeli kaynakla finanse edilmeleri gerekiyor. Çünkü yapılan yatırımın geri dönüş süresi var. Bu süre zarfında borç çevirme sorunu mali açıdan şirketi zorlayabilir.
Hisse senedi ihracı ile başvurulan finansmanda ara ödeme gibi bir taahhüt olmadığından böyle bir mali baskı olmayan şirket üzerinde...

PRESTİJ ARTACAK!

Üçüncüsü halka açılma ile şirket bilinirliği ve prestiji artacak. Böylece hem finansman maliyeti biraz daha düşecek hem de uluslararası işbirliği yapmanın ve yurtdışı pazarlara erişebilmenin önü açılmış olacak. Jeopolitik risklerin artması, ülkelerin ekonomik ve siyasi sorunlar yaşamaları şirketlerin hızlı pazar kaybına neden olabiliyor.
Dördüncüsü kurumsal yönetim ilkelerini uygulayan halka açık bir şirket haline geldiğinde "Borsa İstanbul Kurumsal Yönetim Endeksine" girip maliyetleri indirebileceği teşvikleri de alabilecek aile şirketi formatından kurtulmuş firmalar...
Sermaye Piyasası Kurulu'nun başarılı Başkanı arkadaşımız Vahdettin Ertaş'ın da dediği gibi halka açılan ve paylarının menkul kıymet borsalarında işlem görmesini sağlayan aile şirketleri, kurumsallaşmaya daha etkin ve hızlı geçiyor, sürdürülebilir ve küresel piyasada daha dayanıklı bir performans sergiliyor.
Uzun süre bu konulara çok emek vermiş eski bir SPK'lı olarak şu öneride bulunarak yazımı sonlandırayım; yönetimi kaybederim korkusunun yersiz olduğu bilinciyle şirketlerin ulusal ve uluslararası rekabet koşullarına uyum göstermeleri açısından halka açılmaları ve böylece kurumsallaşmaları hayati önem taşıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA