• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Küresel ekonomi nasıl görünüyor? CAHİT SÖNMEZ

Küresel ekonomi nasıl görünüyor?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 04.06.2016, 00:00
Son yazımızda Türkiye ekonomisinin bulunduğu noktayı tüketici ve üreticilerin penceresinden değerlendirmiştik TÜİK'in "Güven Endeksi Raporuna" atıfta bulunarak... Önceki gün de OECD Haziran "Dünya Görünüm Raporu"nu yayımladı.
Bu rapordaki verileri kullanarak OECD'nin bakış açısını irdelemeye çalışalım...
Genel tespitlerle başlayalım...
Raporun ilk cümlesi çarpıcı bir tespit içerdiğinden aynen tercümesini size aktarmak istedim; "küresel krizden bu yana 8 yıl geçmesine rağmen küresel ekonominin toparlanma hızı hayal kırıklığı yaratacak kadar zayıf. Özellikle de gelişmiş ülkelerde..." Sonrasında gelişmekte olan ülkelerinde kriz sonrası gevşek para politikalarının katkısıyla kazandıkları momentumun son yıllarda güç kaybettiği tespitini de eklemiş OECD... Nedenlerini de şöyle sıralıyor;
Birincisi istihdam yaratılsa da gelirler paralel olarak artmıyor. Dolayısıyla iç talebin büyümeye katkısı zayıflıyor. İkincisi özel kesim yatırımları ivmelenemiyor. Çünkü kriz sonrası her ülkede uygulanan gevşek para politikaları özel kesim borçlanma düzeyini kayda değer şekilde artırdı ve doğal olarak tasarrufların düşmesine neden oldu.

YATIRIM TASARRUF DENGESİZLİĞİ

Üçüncüsü, parasal genişleme aynı şekilde kamu kesimine de yatırım ve harcama açısından "mali alan" yaratmıştı. Son yıllarda bu alan da oldukça daraldı. Bu yüzden kamu kesiminden de sınırlı katkı geldi reel kesim yatırımlarına... Dördüncüsü ise dünya ticaret hacminin birbirini besleyen bu devreler yüzünden yeterince yükselememiş olması... Tabii dünya ticareti artmayınca dış talep yani net ihracat tüm ülkelerin büyüme hızlarına fazla katkı yapamadı.
Birkaç büyük hammadde ihracatçıları dışında...
Öne çıkan nedenlerin ardından gelin OECD'nin önemsediği risk unsurlarına göz atalım...
Gerek hanehalkının gerekse banka dışı kesimin kredilerindeki makul üstü artışların yarattığı kırılganlık geliyor riskler listesinin başında... Ne yazık ki verilerle türetilmiş grafikte Türkiye ilk beş içine giriyor. Hanehalkı kredilerinin milli gelire oranında yüzde 22 ile beşinci banka dışı reel sektör kurumlarında da yüzde 50 ile Çin ve Rusya'dan sonra üçüncü sıradayız.

DOLARIN DEĞERLENMESİ

Diğer risk faktörü ise gelişmekte olan ülke paralarının dolar ve euro gibi temel para birimleri karşısında değer yitirmesi sonucu ortaya çıkan kırılganlık... Ulusal paranın değer yitirmesi belli koşullar altında ihracata olumlu yansıyabiliyor. Ama dış borçların TL cinsinden değerinin de aşırı derecede artmasını sağlıyor. Yani olumsuz etkisi ekonomik konjonktüre göre daha ağır olabiliyor. 2014 ile 2016 yılları arasındaki kur değerlenmesi ortalamasında Rusya ve Arjantin ilk sırayı paylaşmışlar.
Onları Brezilya ve Güney Afrika izlemiş yüzde 40 ve yüzde 32 ile... TL'nin dolar karşısındaki aynı dönemdeki kaybı da yüzde 30 sınırına gelmiş.
Çin'in büyüme sorunu, İngiltere'nin 2017'ye kadar yapmayı planladığı AB'den çıkma referandumu, FED'in normalleşme politikalarının yansımaları ve bazı jeopolitik risklerin de altı çizilmiş raporda...
OECD'nin vermek istediği mesajlarla yazımızı sonlandıralım...
Kur savaşları hız kesebilir, FED normalleşme sürecinde güvercin tavrını devam ettirir...
Bir süre daha küresel büyüme hızı yeterli seviyeye ulaşamaz. Sonuçta ülkelerin proaktif finansal öncelikler ve uyumlu para politikaları uygulamalarında daha fazla işbirliğine gitmeleri gerekiyor. Biz de katılıyoruz OECD'ye...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA