• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Çocuk ölmeli miydi?

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 05.09.2015, 00:00
Kıyıya vuran beden bir çocuğa aitti, üç yaşında boğuldu... Yavru bir balık gibi, bir garip kuş gibi... Dalgalar onu, insanoğlu bir kez daha kendisiyle yüzleşsin diye, denizle kumun birleştiği yere bırakıvermişti.
O çocuk dün İstanbul'da ara sokaklarda dileniyordu, belki bir sitenin kapısının önünde, gelene gidene el açıyordu. TEM otoyolunun kenarında annesiyle oturuyordu, geçen arabalara el ediyor, bir iki lira için bekliyordu. Ne bekliyordu, kimi ve neyi bekliyordu, bilmiyoruz.
O çocuk Ankara'da veya İzmir'de veya Anadolu'nun bir başka kentinde, hayat arıyordu. Geçtiğimiz ay, Midilli'de her bir zeytin ağacının altında gördüğüm minik bedenle birlikte müthiş bir sizi hissettim içimde. O çocuk, birilerinin gözgöze geldiği, elini geri çevirdiği, soğuk elini ısıtmadığı bir yürekti aslında.
Yaşamak sırası ondaydı ama izin vermedi sistem, koca dünya dar geldi.
Çocuk gitti, henüz üç yaşında pes etti. Bıraktı gitti.
Sizin hiç tanıdığınız biri suda boğulup kıyıya vurdu mu? Vurmadı değil mi? O halde empati yapamazsınız.
Suriyelileri görüp, eliyle işaret edip, "Bunların ne işi var burada?" diyenleri duydum kulağımla. "Hepsi iktidarın suçu, topladılar BUNLARI buraya, ne halleri varsa görsünler" diyenleri duydum.
Çocuk kıyıya vurunca, acımak veya "vah vah" demek, dillerine hiç yakışmıyor. Yalan gözyaşları, sahte sızlanmaları benden uzakta olsun.
İhtiyacı olanı görmek ve bir karar aşamasına gelmek insanoğlu için zor bir sınavdır, o an ne kadar insan olduğu ortaya çıkar. İnançlı insan için, vicdan sahibi için ne güzel sınavdır.

BİLİNMEZLİK YOLU
"Bunların ne işi var burada" diyen ve aslında içinde var olan vicdanının sesini bastırmaya çalışan için, sadece tiksinti uyandırmaktadır Suriyeli.
Empati kurmak, bir Suriyeliyle empati kurmak desem...
Ne düşünür acaba, yaşadığı köyden, kasabadan, evinden çıkıp kendini dağ yollarında, sokak aralarında, bir bilinmeze doğru gittiği sularda, hayatında belki de ilk defa gördüğü denizde yol alırken ne düşünür?
İnsanın acımasızlığı karşsısında nutkum tutuluyor, en çok da yalandan "vah vah" yapanları gördükçe.
Şunu düşünen olduğuna adım gibi eminim, benden başkası da çıkıp dillendirmez emin olun. "İyi ki öldü, görsünler baksınlar ne zor bir işe giriştiklerini ve gelmesinler ülkemize"...
Çocuk ölmesdi diyelim.
Egsoz kokuları arasında yolda yaşamaya, sokakta dilenmeye devam ediyor.
Ölmedi, el uzatıyor dünyaya, yardım istiyor.

SOSYAL MEDYADA ACI
Bu coğrafya beni hayal kırıklığına uğratıyor, utanmadan sıkılmadan "Keşke Rusyadan gelseler, kuzey ülkelerinden gelseler itiraz etmem" diye espri yapıyorlar.
İçinde bulundukları imtihanı düşündükçe, karşılaşacakları azap korkutuyor beni. Hayat rövanşını hep alır insandan, ama öyle ama böyle. Bir şekilde alır...
Çocuk ölmeli miydi?
Kafanızı duvara da vursanız, sosyal medyada şiirler, manalı sözler, çalıntı cümleler de paylaşsanız çocuk geri gelmeyecek.
Çocuk ölmeli miydi ya, soruyorum işte...
Sizin bencilliğiniz, kötü kalbiniz, düşüncesizliğiniz, edepten yoksun olmanız ve "Suriyeliler gidecek bu ülkeden" açıklamalarınız mı kazanacak sanıyorsunuz? Bu bir insanlık sınavı ve kaybedeni görmek için çok beklemeyeceğiz.
Kaybedilen o minik beden değil çünkü. Görünen o ki, sizin mevcudiyetiniz...


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA