80 darbesinde çocuktum, hayal meyal bir iş gezisinde olan babamın eve dönemediğini ve annemin bize çaktırmamaya çalıştığı gözyaşlarını hatırlıyorum.
Sonra bitip tükenmeyen tutuklanmaları, ülkenin yıllarca yerinde saymasını...
En yakın arkadaşım Zeynep, dönemin Milli Selamet Partisi hükümetinin Adalet Bakanı Şevket Kazan'ın kızıydı, bir diğer arkadaşım Neslihan da aynı partinin bakanlığı da yapmış vekillerinden Oğuzhan Asiltürk'ün kızı. O dönem, başörtülü, muhafazakar, modern ayrımı yoktu. Arkadaşlarımın başörtülü anneleri, benim başı açık annemle gayet iyi dosttular. Bugün muhafazakar kesim, öcü gibi görülüyor malum; bir ara Yeni Şafak Gazetesi'nde çalıştığımıı söylediğimde, bana yaratıkmışım gibi bakıyor, modern görünümlü sonradan şehirli entel gazeteci 'dostlarım'...
Zeynep ve Neslihan'ın babası götürülmüştü, anlamıyorduk, uzun zaman görüşe gittiler Mamak mıydı neresiydi, ne çok üzülüyorlardı... Darbeleri yaşayanlar eminim derin bir üzüntü içindeler, darbeleri idrak edemeyecek yaşta olanlar da dinledi, okudu ve öğrendi; darbe bir ülkenin yaşayacağı en büyük felaketlerden biriydi... Ve kesinlikle öyle, iç savaş kadar kötü...
Üç gündür büyük bir stres, sıkıntı, endişe ve üzüntü yaşıyorum tıpkı sizin gibi, herkes gibi.
SOSYAL MEDYA MAYMUNLARI
Polisi, askeri ve sivil halkı bu duruma düşüren meczupların, uzaktan ellerini ovuşturarak kurdukları düşler ellerinde patladı, çok şükür. Haince, cebren ve hile ile vatanın kalelerini ele geçirmek istediler.
Türk istikbalinin evladı geçit vermedi.
İçinde bulunduğu ahval ve şeriat içinde sağduyulu davrandı ve darbe şakşakçıları kalakaldı. Bütün bunlar kadar, bu berbat ve kokuşmuş zihniyet kadar korkunç olan, sosyal medya hesaplarından kötülük saçan ve kötülükle beslenen yamyamlardı.
Bir askerin başının kesildiğini iddia eden ve görüntü paylaşanlar, hiç utanmadılar mı bunun bir trafik kazası fotoğrafı olduğunu öğrenince.
Bazı yamyamlar, askerin boynu kesilmemiş diye üzüldüler, mesajlarından net olarak anladım.
Elbette vatandaş karşı karşıya geldi ve elbette kan aktı. Cumhurbaşkanı'na olan düşmanlık öyle bir boyutta ki, darbe olsun istiyorlar. Sosyal demokratım diyen, insan haklarından bahsedenler, daha fazla kan istiyor.
Ülke nereye gidecek umurlarında değil.
Ülkesine sahip çıkan, tankların, silahların önüne geçen, siper olan ve gece boyu nöbet tutan bu ülkenin evladı, bir parti mensubu değil!
Gezi olaylarında askere saldıran, askeri araçları yakanların bu tavırları sadece düşündürüyor; bunları ne durdurabilir acaba? Darbe yetmez bunlara, 'darbedar' oldu ülke yine yetinmiyorlar.
Dualardan, açılan ellerden korkuyorlar, korksunlar; o eller suratlarında patlayacak diye ödleri patlıyor...
Ne olur inanmayın sosyal medyada yazanlara, olur olmaz paylaşımlara, görüntülere; varlıkları bizzat kirlilik olanların aynaya yansıttıkları görüntüler onlar...