Bodrum'dayım, Nice katliamını, darbe girişimini ve gelişmeleri buradan izliyorum.
Berbat bir film izler gibi, kapkaranlık salonda tek başıma kalakalmışım ve film bir türlü bitmiyor gibi... Dr. Ender Saraç ve sevgili eşi Benan ile birlikte sabah kahvemizi içtik dün, Gündoğan'da çok nezih bir sitede, nefis bir manzaraya karşı. Normalde cıvıldayan, hareketli ve son derece neşeli insanların yaşadığı bu site de, tüm ülke gibi endişeli, mutsuz, üzgün, bekleyişte... Ender Hoca ile yaşananları, okuduklarımızı, duyduklarımızı, duyumlarımızı, ekrandan seyrettiklerimizi konuştuk. Şöyle dedi bir ara.
"Üzüntü, endişe, korku ve mutluzluğun sebep olduğu bir çok hastalık vardır.
Tüm bu yaşananlardan sonra troid, eklem ağrıları, bağışıklık sistemi bozuklukları, baş ağrıları gibi kronik hastalıklar artacak"...
Darbe girişimi ve hepimizin yaşadığı bu toplu travma öylesine ağır ki, doktorlar net bir biçimde teşhis koyabiliyor, henüz işin başındayken üstelik. Peki ne yapacağız, yetişkinler ve çocuklar ne yapabilir. Eğer hastalıkların başlaması kaçınılmazsa, bizleri fizyolojik açıdan da korkunç sonlar bekliyor olabilir.
Benim en büyük endişem çocuklarla alakalı.
80 jenerasyonu ne kadar apolitik idiyse, 2000 yılı sonrası jenerasyonu da o derece dünyada olup bitenden haberdar. 0-5 yaş grubu çocuklar çok net olarak savaş, asker, terör, ölüm kelimelerini biliyor. Ailelerin yaşadığı korku ve endişeyi son derece açık olarak hissediyor. Ender Saraç'a göre ailelere büyük iş düşüyor tabii. Her şeyi uluorta konuşmamak, çocuklara algılayabilecekleri bilgiden fazlasını vermemek, ekranı sürekli açık tutmamak gibi... Soru soran çocuğa net ve kısa bilgi vermek ve bazı şeyleri masal gibi anlatmak gerekiyormuş. Ender Saraç, aile birliği ve bütünlüğünün öneminden de bahsetti. Çocuğun kendini güvende hissetmesi çok önemliymiş.
Meditasyon ve ibadet, birlik ve dayanışma ruhu pek çok hastalığı önleyebilir veya oluşmasını engelleyebilir Ender Hocam'a göre... Kötü alışkanlıklardan uzak durmak ve sağlıklı beslenmek özellikle bu gibi durumlarda hayati önem taşıyor, işin uzmanı üstüne basa basa anlattı...
KÜFÜR MESAJLARI
Sosyal medyada olur olmaz şeyleri paylaşmanın yanlışlığından bahsediyorum, AK Parti yalakası oluyorum; bilip bilmeden yorum yazmayın diyorum Cumhurbaşkanı şakşakçısı oluyorum; olumsuz mesaj vermeyin diyorum komplocu oluyorum.... Bu ülkede yaşayan hiçbir vatandaş zarar görmesin, birliğimiz bozulmasın diyorum, "ama askerler dövüldü, boğazı kesildi" diyor; bu duruma sebep olanları Allah kahretsin diyorum, "amma da taraflısın" diyor! Gerçekten olup biteni anlayamayan, kör cahil, algısı olmayan, kalbi sadece kötülük için atan, kandan ve beladan beslenen, hayatını Cumhurbaşkanı nefreti üzerine kurmuş ne kadar pislik varsa yok olup gitsin istiyorum. Asker, polis, vatandaş fark etmez, kimsenin burnu kanamasın.
Gazeteci arkadaşım Mustafa Canbaz'ın kafası deşildi o gece, toprakta şimdi! Ötesi var mı? Kime neyi anlatıyorsunuz, Mehmetçik benim canım be; doğuda şehit olanları çok umursadınız da bugün konuşuyorsunuz....
Çıkın gidin sayfamdan, hayatımdan, ülkemden. Meczup kralınızla yaşayın olmayacak hayal ülkenizde...