• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
ELİF AKTUĞ

Mutluluğun sırrı Tanju Çolak ve Özcan Deniz

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.12.2016, 00:00

Çok net söylüyorum, mutluluğun sırrını buldum...
Şimdi tutup Tanju Çolak ve Hülya Avşar başlığı atsam ve geçen hafta yaşanan röportaj polemiğinden bahsetsem daha çok tıklanır, daha çok okunurum farkındayım. Tanju Çolak bir gazeteye röportaj verdi ve manşete oğluyla alakalı hoş olmayan bir cümle çıkarıldı. Altın ayakkabı sahibi, defalarca gol kralı olmuş, ülkenin gururu milli futbolcu, ekrana çıkıp derdini anlatmak zorunda kaldı. 28 yıl önce yaşanan bir aşkı kurcalamak ve kaşımak nedendi bilinmez. Hani gerçekten gazetecilik yapılsa, o aşk tüm bilinmeyenleriyle anlatılsa, bir günah çıkarma, bir af dileme, bir iç dökme boyutuna gelse, hikayenin tümü anlattırılabilse, ayakta alkışlarım. Köylü kurnazlığıyla, arada iki kaçamak soru sorup, tüm röportajı malum konuya bağlamak bugünün çirkin gazetecilik, daha doğrusu magazincilik tanımı içine giriyor.
Maalesef!

'KADININ MAYMUNU OLURUM"

Daha çok okunmanın alameti farikasını tuhaf başlıklarda, ondan daha da tuhaf fotoğraflarda bulacağını sanan köhne yayıncılık zihniyeti, henüz ülke sınırlarını terk etmediğinden; büyük ve çok satan gazete diye, bütün 'celebrity'ler de çekinmeden röportaj veriyor, önüne gelene. Çok yıllar önce Özcan Deniz'in yeri göğü salladığı zamanlarda, kendisiyle yaptığım bir röportajda, "aşık olduğum kadının maymunu olurum" demişti.
Ben bu cümleyi manşete alabilirdim almadım; hatta röportajdan da çıkardım. Çünkü öyle güzel bir sohbetti ki, manşete çıkacak "ben kadının maymunu olurum" cümlesi röportajımı kirleteceği gibi, benim eğitim hayatımı, okuduğum binlerce kitabı, hayata bakışımı, duruşumu, entelektüelliğimi zedeleyecekti. Ama ne olurdu, MGD (Magazin Gazetecileri Derneği) tutup ödül bile verebilirdi; kendi eş dostlarına verecek ödül kalmadığı takdirde. Az önce 'önüne gelen' dediğim ve kendilerine gazeteci diyen insan topluluğu, yine maalesef gerçek gazetecilerle çalışma imkanı bulamadığından, mesleği bir okul bitirerek de edinmediklerinden, bu şerefli mesleği asla hak etmiyorlar.

BEYİN VE BACAK ÇATIŞMASI

Zekaya tapan biriyim ben, zekice sorulara (İzzet Çapa şahane yapıyor mesela, gazeteci olmadığı halde), özel röportaj fotoğraflarına, esprili manşetlere bayılırım. Bimediklerimi öğrendiğim, görmediğim tarafı gösteren yazılara, aynı fikirde olayım olmayayım, "başyapıt" derim. Bu ülke insanı ve dünyanın en keyifli ve onurlu mesleklerinden biri olan gazetecilik, şöyle bir bacak gösterelim, okuyucunun içini gıcıklayalım pespayeliğinden çok daha fazlasını hak ediyor. Bu kafada yayın yönetmenleri olsa her şey değişir ama erkek egemen medyada, bu zihniyetin kısa sürede değişeceğini sanmıyorum. Çünkü iyi röportajcılardan çok, iyi bacak açan, düzeltiyorum iyi fotoğraf veren kızcağızlar mevcut, mevcut düzende. Ha bir de onlar, artık her kimlerse, daha cazgır, daha hırslı, daha iddialılar.

BU FORMÜLÜ UYGULAYIN

Yazı bitiyor, mutluluğun formülünü de vereyim madem, buraya kadar okudunuz, içimde tutamadıklarımı. Mutlu olmak için sizi mutlu eden insanlarla, mutlu olduğunuz şeyleri paylaşın.
Dertleri, üzüntüleri, mutsuzlukları konuşmayın.
Kimse hayatı boyunca salt acı çekmez.
Geçen gün bir arkadaşıma, bazı anılarımı anlattım, kimi çok özel, kimi hayli tuhaf. Deliler gibi güldük ve sonra dedim ki kendi kendime, "Aa ne güzel şeyler de yaşamışım, bunları daha çok anlatmalıyım"... Öyle yapın, dertleri konuşmaktan vazgeçin, dedikodu yapmayın, acıtan hikayeleri tırtıklamayın. Bakın göreceksiniz... Hatta bana anlatarak başlayın...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA