Gazeteci olunca, sosyal medya üzerinden farklı mesajlar, yardım ve destek talepleriyle karşılaşıyoruz...
Çoğu kez bu taleplere olumlu yanıt veremiyoruz ama bazen ne "hayır" demek mümkün oluyor ne de "yapamam" demek...
Sosyal medyadan bana yazan Reşat Çavdar'ın isteği de böyleydi...
Ağrı'nın Taşlıçay ilçesi Balık Gölü İlkokulu Okul Aile Birliği Başkanı Çavdar, "Okulumuzda 300 öğrenci okuyor. 155 kız, 145 erkek... "Doğu'da okumanın ne kadar zor olduğunu, hele de kız öğrenciler için zorluğunu, siz bir gazeteci olarak daha iyi biliyorsunuz. Çok başarılı öğrenciler, maddi imkansızlıklar nedeniyle okula gelemiyor. Okul Aile Birliği'nin bütçesi 0 TL! Önümüz kış... Egeli hayırsever işadamlarımıza sesimizi duyurmak istiyoruz" diyordu...
Bu isteğe nasıl sessiz kalabilirdim...
Çocuklar... Doğu... Kış... İzmir'de bizim için sevinç; Ağrı'da ise kabus olan kar... Parasızlık, okuma isteği...
Ne zaman biraz düşünmek istesem yürüyüşe çıkarım. Fuar'da yürüyüp, "Tek başıma bu işin üstesinden nasıl gelirim" derken, bir "hayat işareti" göründü!
Yerde 60 TL buldum!
"Hadi başla bir ucundan" deniyor gibiydi...
Severim "o işaretleri"...
Baktım parayı bulmak için ne gelen var ne giden...
Ben de 60 TL'ye 63 defter aldım...
Defterlerin fotoğrafını sosyal medyadan paylaşarak Ağrılı çocuklar için ilk adımı attığımı söyleyip, destek istedim.
Ve İzmir'in belki de en vefalı esnafını kucaklayan Kemeraltı'ndan ses geldi...
Hüseyin Savacı, çocuklara destek olmak istediğini söyledi.
Birkaç hafta içinde de esnafı dolaşarak, pantolonlar, tişörtler, kazaklar toplamıştı.
Kırtasiyecilik yapan Lütfi Türkay ile görüşmüştü ve bize indirim yapılacaktı.
Gazetemizin yazarı ve editörlerinden Bülent Gürlük'ün eşi opera sanatçısı Derya Kırcalı Gürlük ile arkadaşları da 50 adet defter ve kırtasiye malzemesi aldı.
İsimlerini tek tek yazarsam sayfa yetmez...
Haber Merkezi ve Yazı İşleri'nden arkadaşlarım da gönülden destek verdi.
Topladığımız para fena değildi. Hem Savacı'daki giysileri hem de kırtasiye malzemelerini almak için editörümüz Ahmet Kökçü ve Sayfa Sekreterimiz Ayhan Mengüloğlu ile Kemeraltı'na gittik.
Savacı'dan o güzel giysileri alıp, kırtasiyeci Türkay'ın yolunu tuttuk...
Eldeki para, gönlümüzden geçene tam yetmiyordu.
En azından her birine bir tanecik defter yollamak istiyordum.
Küçük bir mutluluk...
Böyle söyleyince Türkay, "Madem öyle istiyorsunuz bunlar da benden" dedi ve çocuk sayısı kadar defter aldık.
İçimizde küçük bir mutluluk. Sanal dünyadan gelen istekle, İzmir'den kilometrelerce uzaktaki Taşlıçaylı çocuklar için 3 koli mutluluk gönderdik. Okulun eksiği çok...
Ama belki de en önemli eksikleri yazıcı...
Çocukların ödevlerini kağıt olarak çıkaramıyorlarmış.
Ben biliyorum, Egeli bir işadamı veya bir hayırsever o yazıcıyı gönderecek..
Kim mi? Bilmem!
Yazıcıyı gönderince köşemde ismini yazarım!
"YILDIRIM" çözüm bekleniyor!
Gelelim hikayenin "sorun" bölümüne. Malum, koli gönderileri yüksek ücretli. Ancak, "eğitim" amaçlı gönderilerde PTT Kargo yüzde 50 indirim uyguluyor.
Biz de buna güvendik.
Ve kolileri yükleyip gittik PTT'ye...
Gel gör karşımıza aşmak için bir hayli uğraştığımız "mevzuat" engeli çıktı.
PTT birimlerine gönderilen yazıda, "eğitim yardımı" açıklanırken, "kitap" ile sınırlı bırakılmış. Yani, defter, kalem vs, bu kapsama dahil edilmeyince indirim uygulanmıyor.
Eh yani ben o koli gönderisi için ödeyeceğim parayla o çocuklara biraz daha yardım yaparım!
Topladığın yardım kadar koli ücreti vermek ne kadar anlamlı!
İzmir'i çok seven ve PTT de sorumluluğunda olan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'a seslenmek istiyorum...
Sayın Yıldırım... Küçük bir mevzuat değişikliği ile "eğitim yardımı"nın içine kırtasiye malzemelerini de dahil eder misiniz!
Türkiye genelini ilgilendirecek bu sorunun çözümünü sizin desteğinizle İzmir'den başlatalım...
Evet... Var mı "Yıldırım" bir çözüm...