• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Renklerin gücü

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 24.06.2015, 00:00
Roma döneminden kalma bir cadde. Dünyanın aydınlatılan ilk caddesi olarak tarihe geçmiş bir cadde. Adı Herod Caddesi. Üzerinde yürüdüğümüz bugünkü adıyla Kurtuluş Caddesi'nin hemen altında. Belki 200, belki 500 metre altımızda. Dört büyük depremin ardından toprağa gömülmüş 500 bin nüfusu barındıran şehir.
Birçok medeniyet ve kültüre ev sahipliği yapmış bir şehir Antakya. Her dinden insanın yurdu olmuş. Müslümanı, Hristiyanı, Musevisi yan yana evlerde birlikte yaşamış. Kim olduğunu belli etmek için de kapısını farklı renklere boyamış ve kendi sembolleriyle süslemiş. Kapının etrafı yeşilse ve ay ve yıldız veya eski veya Arapça harfler varsa içeride bir Müslüman'ın yaşadığını anlıyorsunuz. Herod Caddesi'nin üzerinde yer alan "Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı" da Antakya'nın en eski ve en renkli sokaklarından biri.
Hakikaten renkli çünkü Antakya Büyükşehir Belediyesi tarafından koruma altına alınan ve restore edilen evlerin hepsi yeşilden toprak renklerine, hardaldan safran sarısına uzanan ve birbiriyle son derece uyumlu renklerle boyanmış. Renk skalasını Marshall Boya üstlenmiş.

RENK HAREKETİ
Dört-beş yıl önce yabancılara satılan ve isminin başına AkzoNobel gelen firmanın, yaşam alanlarını bir damla boya ile yenilemek ve hayatı renklendirmek konusunda ilham vermek için "Renk Hareketi Projesi" bulunuyor. Projenin Türkiye ayağı Kadıköy Ayrılık Çeşmesi Sokağı'nda başlamış. Yıldız Sarayı, Manisa'nın Kula ilçesi, Kadıköy Yeldeğirmeni Mahallesi ve Kastamonu derken, Antakya'ya gelinmiş.
19. yüzyılda erken Osmanlı mimarisi tarzında inşa edilen Kırk Asırlık Türk Yurdu Sokağı'nda, bir Katolik kilisesi, bir Ortodoks kilisesi, bir sinagog ve cami aynı avluda yer alıyor. Dünyanın ilk kolonlu caddesi olma özelliğini de taşıyan bu eşsiz bölgede aynı zamanda Anadolu'nun ilk camisi olan ve adını Hz. İsa'ya ilk inanan isimlerden olan Habib-i Neccar'dan alan bir cami de bulunuyor.
"Renklerin dönüştürücü gücüne inanan bir marka olarak, binlerce yıllık tarihinde milyonlarca insana ev sahipliği yapmış bu şehrin sokaklarını canlandırmak ve izimizi bırakmak bizim için çok anlamlı" diyen Marshall Pazarlama İletişimi Müdürü Betül Değirmenci, insanların yaşamaktan çok daha fazla keyif alacakları bir bölgeye dönüştürmenin heyecanını yaşadıklarını belirtiyor.

HER YER MÜZE
Renkler, Hatay'ın her geçen gün daha çok gün ışığına çıkan mozaiklerin rengine de uygun. Dünyanın en zengin mozaiklerine sahip Antakya Mozaik Müzesi, artık yeni yerinde ve Hatay Arkeoloji Müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Hatay ve Antakya adı birbirine karıştırılan iki isim. Hatay, Türkiye'ye katılmadan önce kurulan cumhuriyetin adı. Başkenti de Antakya. Bugün Hatay şehrin adı. Antakya da ilçelerinden biri.
Hem Antakya hem de Hatay'ın her tarafı höyüklerle dolu. Yani her tarafından tarihi eser fışkırıyor. Şehirde yaklaşık 160 höyük bulunuyor ve bunlardan sadece 7 tanesi kazılmış. Kazılar da devam ediyor. En son çıkan heykellerden biri Hitit Kralı Şuppiluliuma'nın dev heykeli.
Yapımına birkaç yıl önce başlanan Antakya Hilton Oteli de kazı çalışmalarında mozaiklere ve tarihi eserlere rastlanınca konsept değiştirerek müze otele dönüşmüş. 35 milyon dolara bitmesi düşünülen otelin maliyeti 100 milyon doları geçmiş bulunuyor. Çünkü otelin altı müze olacak. Gün ışına çıkan mozaikler oldukları yerde sergilenecek ve diğer eserler de.
Türkiye gerçekten çok ilginç bir ülke. Toprağından tarih, bereket, kültür, medeniyet, hoşgörü fışkırıyor. Bir o kadar renkli. Her dinden, her görüşten insanı barındırıyor. Bu çeşitliliğin ve birlikte uyum içinde olmanın bize neler kazandıracağını bakalım ne zaman fark edeceğiz?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA