• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
SEDA KAYA GÜLER

Eduardo Galeano ve “Kadınlar”

Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 22.06.2016, 00:00
Yeni keşfettiğim yazarlardan biri Eduardo Galeona. Uruguaylı.
Futbolcu olmak isterken gazeteci olarak ünlenmiş bir yazar. Askeri darbe sonucunda hapse atılmış, önce Arjantin'e, daha sonra İspanya'ya kaçmak zorunda kalmış. 1985'te geri dönebildiği Montevideo'da 2015'te hayatını kaybeden yazarın "Ve Günler Yürümeye Başladı", "Aynalar", "Aşkın ve Savaşın Gündüz ve Geceleri", "Latin Amerika'nın Kesik Damarları" dilimize çevrilen kitaplarından bazıları.
Ve "Kadınlar"... Farklı coğrafyalardan, ahir zamanlardan, yakın geçmişten, her yaştan, her sınıftan kadınları anlattığı müthiş bir kitap. Günlerdir elimden düşmüyor. Kitabın arka yüzünde yazdığı gibi, "Dünyanın bütün köşelerini dolaşarak, kadınlar şahsında bir insanlık tarihine davet ediyor okuru. Yalnızca tekerrürden ibaret olmayan, çomak da sokulabilen bir insanlık tarihine..." Kimi büyük kimi küçük eylemlerle, kimi konuşarak kimi yalnızca susarak, yaparak ya da yapmayarak tarihinin akışını değiştirmiş kadınları anlatıyor.

ÖNEMLİ KADINLAR

Örneğin Şehrazat'ı Binbir Gece Masalları'nın kahramanı Şehrazat'ı...
"... Sultan, kendisine ihanet eden birinden intikam almak için hepsinin kellesini uçuruyordu. Şafak vaktinde evleniyor, gün batımındaysa dul kalıyordu. Kadınlar birbiri ardında önce beksonra da kellelerini kaybediyorlardı.
İlk gece sonunda hayatta kalmayı bir tek Şehrazat başardı ve daha sonra her yeni gün için yeni bir hikaye anlatarak yaşamaya devam etti. Birilerinden dinlediği, okuduğu ya da uydurduğu bu hikayeler kellesini kurtarmasını sağlıyordu.
Onları ay ışığından başka bir ışık almayan yatak odasının loşluğunda alçak sesle anlatıyordu.
Anlatmaktan keyif alıyor ve keyif veriyor ama çok dikkatli hareket ediyordu. Bazen, hikayenin tam ortasında, Sultan'ın boynunu incelediğini hissediyordu. Eğer Sultan sıkılırsa, onun için her şey bitecekti. Ölüm korkusundan anlatı üstatlığı doğdu." Kısa ve öz anlatıyor. Kelimeleri öyle güzel kullanıyor ki, uzun anlatımlara gerek kalmıyor zaten. Kleopatra da var kitapta, Evita da, Hz. Muhammed'in eşlerinden Ayşe ve torunu Sukeyne de.

ETKİLİ BİR DERLEME

Kitaptan bir bölüm daha. Başlık "Harem Geceleri" ... Yazar Fatma Mernissi, Paris müzelerinde, Hanri Matisse tarafından yapılmış türk odalıkların tablolarını gördü.
Onlar harem kadınlarıydı: cinsel zevk verici, duygusuz, itaatkar.
Fatma tabloların tarihlerine baktı, karşılaştırdı, kanıtladı: Matisse'in onları böyle resmettiği dönemde, yani yirmili ve otuzlu yıllarda, Türk kadınları vatandaşlık haklarına sahiptiler: Üniversiteye ve parlamentoya giriyor, boşanabiliyor ve peçeye söküp atıyorlardı.
Kadınlar hapishanesi olan harem Türkiye'de yasaklanmıştı ama Avrupalıların hayal gücünde varlığını sürdürüyordu.
Gündüzleri tek eşli, rüyalarındaysa çok eşli olan beyefendilerin, aptal ve dilsiz dişilerin zindancı erkeğe zevk vermekten çok mutlu oldukları bu egzotik cennete serbest giriş kartları vardı. Herhangi bir sıradan bürokrat, gözlerini kapar kapamaz, göbek dansı yaparken sahibi ve efendisiyle bir gece geçirebilmek için ona yalvaran bir sürü çıplak kadının okşadığı kudretli bir halifeye dönüşüyordu.
Fatma bir haremde doğmuş ve orada büyümüştü." Süleyman Doğru'nun Türkçesiyle Eduardo Galeona'nın "Kadınlar"ı Sel yayınları tarafından basıldı. Her satırıyla etkileyen, öfkelendiren ve umut veren bir derleme. Kütüphanenizde mutlaka olmalı. İyi okumalar...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA