Ege'de 9 aday arasından ilk 6 kişilik listeye giren Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından EÜ'nün yeni rektörü seçildi.
Sayın Prof. Dr. Cüneyt Hoşcoşkun Hocam'a yeni görevinde başarılar diliyorum.
Ancak bir gazeteci kardeşi olarak bazı konulara da dikkat çekmek istiyorum. Cüneyt Hocam'ın bu uyarılarımı dikkate alacağını umut ediyorum.
"Ne karanlıkta yat, ne kara düş gör" Cüneyt Hocam, yani ileride zarara uğrayıp üzülmek istemiyorsan, karşına çıkabilecek tehlikelere karşı şimdiden tedbir al.
Cüneyt Hoşcoşkun'a görevi devreden 12'nci Rektör Prof. Dr. Candeğer Yılmaz'ın pek hayırla yad edileceğini sanmıyorum. Çünkü bölücü terör örgütü mensupları onun döneminde Ege Üniversitesi'nde yuvalandı ve ülkücü Fırat Çakıroğlu şehit edildi. Fırat Çakıroğlu'nun ruhunun rahat etmesini istiyorsanız Cüneyt Hocam, üniversite içerisine yuvalanmış olan bölücü terör örgütü üyelerini temizleyin.
İşiniz kolay değil ama devlet, üniversite işbirliğiyle bu işin üstesinden geleceğinize inanıyorum.
Bir de Ege Üniversitesi Hastanesi acil servisine bir el atın lütfen.
Bunu söylerken doktor, hemşire ve diğer sağlık personellerini kast etmediğimin özellikle altını çizmek istiyorum.
Benim anlatmak istediğim acil serviste hizmet veren temizlik ve güvenlik personeli. Konuyu daha iyi anlatmak için başımdan geçen olayı anlatayım Cüneyt Hocam.
Geçtiğimiz günlerde bir yakınımı ambulansla Ege Üniversitesi hastanesine getirdim. Sağ olsun doktorlar gerekli müdahaleyi yaptı ve ablamı müşahede altına aldılar.
Ben de hasta giriş kapısının dışına çıktım ve kapının karşısında sandalyede oturmaya başladım.
Ama kapının dışında gördüğüm manzara Ege Üniversitesi Hastanesi'ne pek yakışmıyordu. Hasta giriş kapısının önünde çöp kovası ağzına kadar dolmuş ve taşmıştı.
İçerisinde yiyecek artıklarından tutun da tıbbi atıklara kadar her şey vardı.
Beni oturduğum sandalyeden kaldırmak için mücadele eden güvenlikteki arkadaşa, çöpleri kaldırması için bir şeyler yapmasını söylediğimde aldığım cevap beni şaşırtmadı desem yalan olur. Bay güvenlik, "O bizim işimiz değil" gibi işgüzar bir cevap verdi.
Peki, "Sizin göreviniz hiçbir şeye engel olmadan kapının dışında oturan hasta yakınlarını kaldırmak mı" dedim. Gece yarısı saat 03.00'de sizlerin talimat verdiğini söylerken, beni saygısızlıkla suçladı.
İşin komiği neydi biliyor musunuz Cüneyt Hocam, benim içeriyi görmemem için kapıları kapattı ama yan taraftaki cam kapının kırık olduğundan habersizdi.
Acil servise gelen hastalar o camı kırık olan kapıdan girmek zorunda kaldı.
Sözün özü Cüneyt Hocam, siz belki söylemezsiniz ama "Enkaz" devralmışsınız. Tüm zorlukların üstesinden geleceğinizden şüphem yok. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güvenerek üniversiteyi teslim ettiği bir isme bizim güvenmemek gibi düşüncemiz olamaz asla.
SAYGILAR
Adamın biri kavga ettiği birine eşek demekten mahkemelik olmuş, sonuçta küçük bir ceza almış.
Tam duruşmanın sonunda hakime dönmüş:
- Efendim gördük ki bir beyefendiye eşek demek suç imiş pekala bir eşeğe beyefendi demek suç mudur?
Hakim cevap vermiş:
- Hayır değildir.
Davalı, davacıya dönmüş:
- Saygılar beyefendi saygılar!