Ülkemizde yaşanan son olaylar bir kez daha gösterdi ki 'Birlik ve Beraberliğe'; huzur ve mutluluğa daha fazla ihtiyacımız var. Kişinin başını felaketlerden kurtaramadığı, rahat ve özgür yaşayamadığı yurt ne kadar verimli olursa olsun, kişi için bir anlam ifade etmez. Demek ki 'Yurdun otlusundan kutlusu yeğdir.'
BAYRAĞIMIZIN VE TOPRAĞIMIZIN DEĞERİNİ BİLELİM
Ülkemizde ne kadar rahat ve özgür yaşadığımızın belki farkında bile değiliz. Ama yurtdışına çıkınca ülkemizin değerini daha çok anlıyoruz, anlamasak bile bize anlatıyorlar.
Size konuyu bir örnek ile anlatmak istiyorum. Geçtiğimiz günlerde yeğenim bir grup arkadaşıyla birlikte Balkan ülkelerini kapsayan bir tura katıldı.
Kendisine 15 Temmuz olaylarının Balkan ülkelerindeki yansımalarını sordum.
O da benimle, Türk ve Müslüman olan ve doğma büyüme Üsküp/ Makedonya'da yaşayan 56 yaşındaki rehber ile yaptığı sohbeti anlattı.
Ben de sizlerle o rehberin söylediklerini paylaşmak istedim.
"Biz yıllarca ikinci hatta üçüncü sınıf vatandaş muamelesi gördük. Dilimizi, dinimizi, örf ve adetimizi gönlümüzce yaşayamadık.
Askerliğimi bile vatan toprağı bildiğim Makedonya'da değil de Hırvatistan'da yapmak zorunda kaldım. Türkiye'de yaşayan kardeşlerimiz yeteri kadar bilmiyor maalesef o toprakların değerini, özgürlüğün kıymetini. Türkiye Cumhuriyeti'ne Allah zeval vermesin." SIRP REHBER
OSMANLI HAYRANI
Türk gruba Sırbistan'da katılan ve Sırp vatandaşı olan 26 yaşındaki yerel rehber ise Osmanlı İmparatorluğu hakkındaki fikirleri sorulduğunda "Kesinlikle bir cihan imparatorluğu, hoşgörü timsali. Osmanlının tarihinde asimilasyon, sömürgecilik, dile/dine müdahale yoktur.
Fethettikleri her yerde hoşgörü politikası uygulamışlar; ibadethanelere, okullara, gelenek göreneklere saygı duyarak müdahale etmemişlerdir. Eğer fethettikleri topraklarda asimileci, sömürgeci bir politika uygulasalardı bugün dünya üstündeki pek çok millet varlığını sürdürüyor olamazdı ve belki de Osmanlı İmparatorluğu hayatta kalırdı.
Ancak bence onu bu kadar büyük kılan, tarihe adını kazıyan işte onun bu büyük gönüllülüğünden geliyor" şeklindeki cevabı sanırım bizdeki Osmanlı düşmanlarına kapak olmuştur.
TAHA'YI KİM KAÇIRTTI
2016 Rio Olimpiyatları'nda milli güreşçi Taha Akgül, Türkiye'ye ilk altın madalyasını kazandırdı.
Çıktığı tüm maçlarda rakiplerine adeta minderi dar eden Akgül'ün, dünyaya da 'en iyi güreşçi benim' mesajını verirken demokrasi şehidi Ömer Halis Demir'in fotoğrafıyla birlikte poz vermesi sanırım Rio'nun en anlamlı görüntülerinden bir tanesiydi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, Sivas doğumlu olan ancak ailesiyle birlikte İzmir'de yaşayan Taha Akgül'ü elinden kaçırdığını biliyor musunuz? İzmir Büyükşehir Belediyesi spor çatısı altında yetişen Taha Akgül, 250 liralık maaş zammı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından onay görmeyince çok sevdiği kulübünden ve şehrinden ayrılarak Ankara'nın yolunu tutmak zorunda kalmış.
O günden sonra beklendiği gibi Avrupa, dünya şampiyonlukları kazandı. Şimdi de Olimpiyat Şampiyonu oldu. Sanırım kulübüne kazandırdığı ödülleri söylememize gerek yok. Spor camiası Taha Akgül'den karakterli, vatansever, iyi yürekli bir insan olarak bahsediyor.