İki gündür Meclis Başkanlığı seçimini izlemek için Ankara'daydım.
Açıkçası İzmir'deyken Meclis Başkanlığı'na CHP adayı Deniz Baykal'ın seçilmesini daha kuvvetli bir ihtimal olarak görüyordum.
Ancak Salı günkü 1. ve 2. oylamalar sırasında AK Parti kulisine hakim olan havayı görünce İsmet Yılmaz'ın rahat bir şekilde seçileceğini anladım.
Dün sabah saatlerinde MHP lideri Devlet Bahçeli'nin yaptığı konuşmadan sonra zaten iş bitmişti.
3. ve 4. tur oylamaları adeta formaliteden ibaret hale geldi.
AK Parti tahmin edilenlerin, kulislerde konuşulanların tamamen aksine bir hamleyle kendi adayını devletin 2 numaralı koltuğuna oturttu.
Bu Meclis Başkanlığı seçimi de gösterdi ki CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun yüzde 60'lık blok tezinin siyaseten hiçbir karşılığı yok.
AK Parti tek bir fire dahi vermeden seçimi tamamlarken karşısındaki 3 partinin Meclis Başkanlığı gibi stratejik öneme sahip bir makamı alma noktasında dahi biraraya gelememeleri düşündürücü.
Bu seçimin sonucunu şu cümleyle özetlemek mümkün:
CHP, MHP ve HDP, AK Parti'ye güvenmiyor.
İlginç olan bu 3 parti hiçbir şekilde birbirlerine de güvenmiyor.
Kasım'da seçime hazır mısınız?
Peki bundan sonra ne olacak?
1) AK Parti-CHP koalisyonu ihtimali son derece azaldı.
2) Devlet Bahçeli'nin sert eleştirilerine rağmen ufukta AK Parti-MHP koalisyonu göründü.
Üçüncü ve en kuvvetli ihtimal ise Kasım'da yapılacak bir tekrar seçim.
Hem iktidar hem de muhalefet partilerinde bir koalisyon kurulsa dahi ömrünün fazla uzun olmayacağı görüşü hakim.
Özellikle AK Parti'de Kasım'da yapılacak olası bir seçimde yeniden tek başına iktidar olma yönünde kuvvetli bir beklenti var.
AK Parti'nin Eylül sonunda yapacağı kongresini Eylül başına alacağı ve teşkilatlarda ciddi bir kan değişikliğine gideceği konuşuluyor.
Muhalefet bloğunun kendi arasında bir bütün oluşturamaması, Suriye sınırında kritik gelişmeler yaşanırken Türkiye'nin hükümetsiz kalma tehlikesiyle yüzleşmesi ve piyasalardaki tedirginliğin vatandaşa yansıma ihtimali gibi faktörler, AK Parti'nin yeniden tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşmasının önünü açabilir.
Eğer Kasım'da bir tekrar seçim olursa seçmene sorulacak soru bugünden belli:
Türkiye'nin bir koalisyon hükümeti tarafından mı yönetilmesini istiyorsun...
Yoksa bir tek parti hükümeti tarafından mı? Seçmenin bu soruya vereceği cevabı tahmin etmek sanıyorum zor değil...