• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
BESİM KAZADO

Dünyanın her yerinde farklı bir pazar gecesi

besim.kazado@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 03.02.2013, 00:00
Güney Afrika'da Johannesburg'da genelde herkes evde ama Capetown'da herkes sokakta... Paris'te dışarda hafif bir akşam yemeği yenirken, New York'lular genelde evde oturur

İyi pazarlar, bana ne mutlu ki bu pazar en sevdiğim yer İzmir'deyim.
Hafta arası maalesef canım arkadaşım Ferdi'me veda etmeğe gittim İstanbul'a. Herkesin sevgisi, saygısı kendine göre diyorum ve bugün için gazetecilik vazifelerimi yerine getiremiyorum.
İnanın içimden birşeyler yok oldu. O canım arkadaşımı Bodrum'da göremiyeceğim, o aramızda slogan olmuş şakalarımızı yapamayacağım, Ali ile (Poyrazoğlu) atışmalarını duyamayacağım, yaş günümüzü birlikte kutayamayacağım için kendi kendimi yiyorum. Nur içinde yatsın Ferdi'ciğim...
İzmir'e gece uçağı ile döndüm, burada huzur buluyorum, bilhassa evimde.
Sabah ölçülerimle yediğim fıstıklarımı almaya gittim Tuba kuru yemişçisine. Öyle bir alıştım ki oraya, sadece ben değil, Amerika ve Güney Afrika'daki dostlarım da alıştı. Karışık kuru yemiş ve kurutulmuş meyve çeşitleri, zengin ve taze malzemesi burayı bir numara yapıyor. Ben Antep fıstığına, yurt dışındaki arkadaşlarım da o meşhur narlı lokuma bayılıyor. Fırsat buldukça uğrarım, sabah cevizimi, kayısımı ve kış çayımı alırım. Hele girer girmez kahve, yoksa patlamış mısır yoksa... Mutlak bir şey ikram etmek isteyen kaliteli personeli ve de güler yüzleri ile çalışkan Erman ile Tamer'i ile tüm ekibi de 'Tuba'nın mavi boncukları.

NEFİS BİR YEMEK

Madem İzmir'deyiz Cumartesi akşam üzeri 4'te girip akşam 9.30'a kadar vaktin nasıl geçtiğini anlamadan nefis bir yemek yediğimiz Pier'deki 'Mezzaluna'yı anlatmadan geçemeyeceğim. Şebnem Hanım'ın (Bursalı) favorisi patlıcan yemeğinden (melanzana) başlayıp, Gülşen Hanım'ın (Altın) mozzarellalı pizzası ve de benim kum midyeli spagettime (vongole) kadar hepsini, hatta tatlılarımızı (ki Mezzaluna'nınkiler yetmiyormuş gibi Reyhan'dan da takviye yaptık) bir güzel yedik. Milli diyetisyenimiz Gülşen'e şart koşmuştuk ama bugün kimse diyet kelimesini kullanmayacaktı.

PAZAR GECELERİ
Geçen pazar yurtdışındaki pazar günlerinden bahsetmiştim, bu pazar da gecelerinden...
Paris'te gece değil de akşam üstleri bilhassa alışveriş ve sinemadan sonra hafif yemekler revaçta. Bense pazarları açık olan ender müzikli yerlerden 'Chez Michou' yu tercih ettim. Tıklım tıklımdı, ama Pazar olduğu için turistlerden ziyade devamlı gelen Parisliler doldurmuştu. O ne eğlence tüm dünya starlarını kopyalarıya seyrediyor, nefis bir yemek yiyiyorsunuz Fransız şampanyalarıyla.
NY'ta ise genelde brunch'lara gidildiği için evlerde televizyon seyretmeyi tecih ediyorlar. Sabah erken kalkılacağından dolayı da...
Hazır yemek satan şarküteriler dolup dolup taşıyor. Bu arada hem eczane hem bakkal, hem manav vazifesi gören 'CVS', 'Duane Read', 'Food Emporium' gibi mekanlarda kuyruklar uzadıkça uzuyor.
Güney Afrika'da Johannesburg'da genelde herkes evde ama Capetown'da herkes sokakta... Sabaha doğru evlere giriyorlar, çoğu turist. Johannesburg ve çevresinde yürüyerek pek dolaşılmadığından evde oturmak daha cazip geliyor nedense insanlara.
Phuket, ah kimsenin evinde oturmadığı Phuket. Yabancılar sabahlara kadar Cumartesi- Pazar gözetmeden gezdiklerinden, yerliler ise dükkanlarında veya sokakarda birşeyler satmak veya da kulüplerde hizmet vermek için ayaktalar. En güzel yemekler de Pazarları yeniyor nedense.
Velhasıl Pazarları her yer birbirine benziyor, kendi halkı ve de turistler için. Yerliler çalışma endeksli, yabancılar gezme...
Acılı tatlılı bir haftadan sonra dinlenmeye ayırdığım bu Pazar size de huzurlu bir Pazar geçirmenizi dilerim. Gitmedi iseniz ve hava alıp gözleriniz bayram etsin istiyorsanız Fuar'daki mücevher fuarına gitmenizi tavsiye ederim.

HAFTANIN SKANDALI
"Off the record, defalarca offf the record değil mi?" "Aaaa ben off the record konuşuyordum, aaa yani tüm dediklerim canlı yayında yayınlandı mı? Aaaa off the record sandım?" diye bir suni tavırla sanat dünyasına söyledikleri o kadar komik ve sahte idi ki... Ardından tesadüfen Sacit Aslan'ın sunduğu programı izledim (sabahın 05.30'unda) ve çoğunu benim gençliğime rastlayan ve bizzat şahit olduğum cevapları seyrettim. Önce herkese garip gelen Ferdi'nin cenaze günü Cemal Reşit Rey'de yaptığı rahmetliyle önce rakip sonra dost oldukları cümleleri... Ki çok şaşırttı bizi. Ardından ertesi sabah Ferdi ile başlayıp Hülya (Avşar), Gülben (Ergen) bombaları. Onlar kimmiş ki bu kadar bahsedilebiliyormuş adlarından? Hülya yılın 3. ve hanımlarda birinci konuşulan kişisi ünvanını aldı bu sene. Hülya'ya yıllar önce müzik dersi verip beraber dolaşan sanki Coşkun Sabah değildi. Hele Ajda'ma sarfettiği sözler. Bir erkek sanatçı neden bu yaşta tutunamıyormuş? Orhan Gencebay ustayı misal mi versek? Sacit Aslan'ın verdiği cevapta "Ajda kendini en çok değiştirebilen, hitap ettiği gençliği 1967'den aynı şekliyle, sesi ve fiziğiyle yakaladı" demesi yetti herhalde. Bir de bahsedilen üç hanıma, kardeşi Taşkın Sabah'ın eşlik etmesi ne olacak? Bülent Hanım'a (Ersoy) gelince Coşkun Sabah'ı sahnede takdim edip şarkısı 'Baharı bekleyen kumrular" eserini okutturup çok alkış alınca kıskanması... Peki kıskanıyorsa neden ertesi program bir daha seni çıkarır? Hele hele kendisini Maksim sahnesinde, üstadları yanında, çıktığı aynı sahnede tek 'ud' starı kabul etmesi çok garip geldi. Aslan'ın cevabı da çok gerçek. Çünkü o yılları aynen yaşadım hatta bir müddet sayın Fahrettin Aslan ve oğulları patronluklarında Living Room'u işletmiştim. Selahattin Erköse, Metin Bükey gibi yerleri doldurulamayacak 'udi'ler dururken...
Tüm bu "off the record" konuşmaları Ferdi Özbeğen'in kaybolan onlarca yılından yola çıkarmış udi Coşkun Sabah. Ferdi'nin hiç kayıp yılı olmamıştır. Çok, hatta en ünlü iken en iyi şekilde sevenlerine cevap vermişti zaten arkadaşım. Son saniyesine kadar sevildi, sayıldı ve öyle de kalacak. İstediği zaman istediği yerde çıktı şarkılarını okudu ve ayakta alkışlandı. Hiçbir zaman kimseyi, kimseleri artı veya eksi olarak kullanmadı. Umudum kendisine yakışmayan bu konuşmaları "off the record" yapan eski tanıdığım Coşkun Sabah anlık bir feveran yapmıştır söyledikleri içten değildir.
Neden mi yazdım? Söyleyeni de, söylenenleri de, cevap vereni de tanıyorum, en mühimi o günleri tek tek yaşadım...



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI