Yaz ortasının bu sımsıcak pazar gününde Milano Como'dan yazıyorum bu satırları. Gölün içinde sayılabilecek serin bir yerde olmasam burası da Çeşme, Bodrum, İzmir vs gibi güzel yörelerimizden daha da sıcak ve de kuru. Peşpeşe yaptığım 4 İtalya ziyaretimi harmanlayıp önümüzdeki günlerde size neşeli bir seyahatname sunacağım.
Bugün, geçen yazın tümünü geçirip bu yıl ancak bir gün gidebildiğim Çeşme günlüğümü anlatmak istiyorum. Geçen pazar bahsettiğim, önce çalışmalar yaptığım ardından can dostlarımla muhteşem anılara imza attığım Bodrum'dan son sürat geçtim Çeşme'ye. Çok sevdiğim bence İzmir'in en iyi ve sıkı gruplarından birbirinden değerli arkadaşlarım, kızlarımla birlikte 'iftar' yapmak için.
HAYALİMDEKİ EV
Grubun diyet uzmanı (seyahat, kafe, diyet arkadaşım) Gülşen (Altın) ile buluşup Çeşme'ye geçtik. Geçtik ama akşam yemeğimizi yiyeceğimiz eve (ev değil huzur yuvası, sanat güzelliği, unique yani 'tek'...) geldik. Bu muhteşem yeri (söylenecek o kadar çok ve güzel kelime var ki) önce dışarıdan seyrettim doya doya. Alabildiğine yeşillikler içinde, yanında yalın upuzun havuzu uzanan modern, her yanı camla kaplı tek katlı binanın yan tarafındaki bölümü taş bir binacık, devamında yine cam ve demir... Ya, anlatılması çok güç çünkü hayalimi okudu sanki buranın mimarı burayı inşa ederken. Taş binanın içinde oğlu ile oturuyor, evin diğer tarafında havuza doğru uzanan hakiki Çeşme tarzındaki avlusunda kahvelerimizi ikram eden evin sahibesi Defne (Atakan). O hayallerimi süsleyen evi yaratan, bu süper güzelliklerin üstüne nefis bir sunumla nefis bir menü ve de Ramazan'a yakışır müzik ve güzellikleri sunan Defne'yi tekrar tebrik etmek istiyorum. Mimarım diye dolaşabilen çok kişi uzaktan da olsa bu yuvayı görsün bir proje hazırlarken. Sizi dünyanın her ülkesinde hissettiren ama yüzde yüz Çeşme kokan bu şaheseri seyretsin bir kez. Harika bir geceye harika bir şekilde hazırlanan evin konukları da tabii ki harikadır. KOŞA KOŞA GELDİM
Hepsi ile teker teker görüştüğüm için kendimle iftihar ettiğim İzmir'in birbirinden değerli, hepsi çok başarılı işkadınları grup grup gelmeye başladığında rengarenk yastıklarla bezenmiş oturma grubu daha da renklendi. Sırası ile geçen hafta daveti için yine Bodrum'dan uçarak geldiğim fahri konsolosumuz Zeliha ve kızı Yasemin, en renkli dergimiz Diva'nın müdürü Pakize, başarıları ile Ticaret Borsası Başkanı Işınsu Kestelli, en renkli eğlence merkezimiz Turkuaz ve bu yaz da Çeşme'de açtığı Before Sunset Beach ile yakından ilgilenen güzeller güzeli kızım Berna Noyaner, Chicago'da profesör eşi ile Türkiye'mizi iyi bir şekilde temsil eden Zeynep Aras, genç yaşına rağmen değerli gazeteci Ayçe Dikmen, Kadın Meclis Üyeleri Derneği KAMED Başkanı Ayşe Akın, yine yıllardır tanıdığım yazdığı yemek kitapları, yaptığı tv programları ve tüm gün koşturduğu toplum faaliyetleri ile başarılı iş kadını Aynur Tartan, Nihal Durmaz ve de ülkemizin en güzel ve de başarılı tek kadın genel yayın yönetmeni Yeni Asır Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni canım Şebnem Bursalı... Bu ekip gerçekten başka bir ekip... Mevzular, espriler, dertleşmeler, o kadar derin ve güzelki Bodrum'dan değil dünyanın bir ucundan gelirim onlara katılabilmek için. Hepsinin birer prenses halinde geldiği davette 1 eksik oldu. Berna Sipahi... Çok önemli mazereti vardı ama tüm gece o olsun bizimkiler olsun kontağı kaybetmediler, helal olsun çok ama çok gruplara örneksiniz hepinizi candan kutluyorum. Gecenin hazırlanışında olsun, hepinizin birbirine karşı o candan dostlukları olsun muhteşem bir geceydi. Nice iftarlara diyorum İzmir'in çok iyilerine...
Hafta arası İtalya hatıralarında beraber olmak üzere bu pazar evinize kabul edip beni okuduğunuz veya dinlediğiniz için teşekkürler. Hepinize mutlu bir hafta diliyorum...