ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve ABD Başkanı Trump'ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, Trump'ın sesi olarak değerlendiriliyor. Tom Barrack ilk başlarda çok sağduyulu mesajlar veriyordu. Barrack'ın son dönemlerde Türkiye, Suriye ve SDG-PKK konusundaki açıklamaları değişti, çelişkili laflar ediyor. Barrack, göreve başladığı zamanlarda, "SDG dediğiniz YPG'dir, YPG de PKK'dır" demişti. PKK-YPG ile IŞİD'e karşı birlikte mücadele ettiklerini belirtip, "Onlara bir devlet içinde bağımsız devlet kurma hakkı borçlu değiliz" diye konuşmuştu. Barrack ayrıca, Suriye'de federal tarzda bir yönetim şeklinin olamayacağını belirtmiş, "Tek millet, tek halk, tek ordu, tek Suriye" demişti. Sonra, Barrack ağız değiştirdi. "Suriye'de federasyon değil ama herkesin kendi bütünlüğünü, kültürünü, dilini koruyabileceği ve İslamcılık tehdidinin olmadığı, buna yakın bir şey düşünülebilir" dedi. Son haftalarda Barrack, tuhaf, çelişkili, kafaları karıştıran laflar etmeyi sürdürdü: "Türkiye ve İsrail savaşmayacak. Hazar Denizi'nden Akdeniz'e kadar bir iş birliği göreceksiniz." Barrack'ın "Türkiye- İsrail iş birliği" vurgusunu çok iddialı yapmasının Trump'ın suflesi olup olmadığı tartışılıyor. Katil Netanyahu'nun, Gazze'deki soykırımı, Lübnan, Suriye saldırıları sürerken, Kıbrıs Rumlarını silahlandırırken, Cumhurbaşkanımız Erdoğan-Türkiye'nin İsrail ile iş birliği yapma iddiası hangi rüyanın sonucu acaba. Barrack'ın yaklaşımları rahatsızlık yaratıyor.
F-35 İNCİLERİ
ABD'nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack Temmuz ayında İzmir Kemeraltı'nda "F-35 işi de S-400 işi de çözülecek. Yıl sonuna kadar bu iş bitmiş olacak" diye nutuk atmıştı. 2025 yılının sonuna geldik. Geçen hafta Barrack manidar bir paylaşım yaptı: "ABD yasalarında da belirtildiği üzere, Türkiye'nin F-35 programına dönebilmesi için S-400 sistemini artık işletmemesi ve elinde bulundurmaması gerekmektedir. Umudumuz, önümüzdeki aylarda bir atılım sağlanmasıdır." Milli Savunma Bakanlığından anında karşılık verildi: "Ülkemizin hava savunma kabiliyetini yerli ve milli sistemlerle güçlendirmeye yönelik çalışmalarımız planlandığı şekilde sürüyor. Son günlerde gündeme getirilen S-400 Hava Savunma Sistemi ile ilgili yeni bir gelişme bulunmuyor. F-35 tedarikine ilişkin ABD'li muhataplarımızla yürütülen diplomatik temas ve görüşmeler sürmekte, F-35 tedariki konusundaki yaptırım ve engellerin kaldırılması ve ülkemizin programa yeniden dahil edilmesi için istişareler devam ediyor. F-35 projesine yönelik sürecin, müttefiklik ruhu çerçevesinde, karşılıklı diyalog ve yapıcı istişareyle ele alınmasının iki ülke ilişkilerine olumlu katkı sağlayacağı değerlendiriliyor." Eski ABD Başkanı Biden yönetimi de Trump yönetimi de F-35 konusunun önünde S-400 engelinin olduğunu söylüyor. Ancak, Hindistan Rusya'dan S-400 alınca tık yok. Türkiye alınca, Barrack'ın tuhaf laflarıyla karşılaşılıyor. Türkiye S-400'leri, Amerika Patriot'ları vermediği için aldı. Hava savunmasının çok önemli olduğu bir süreçte, Amerika'nın kurduğu tezgahlar ortalıkta dolaşıyor. Türkiye hava savunma sistemlerini kuruyor. Çelik Kubbe adım adım inşa ediliyor. Washington'ın yanaştığı tek "çözüm" S-400'lerin bir şekilde başka ellere teslimini çok beklerler çok. Türkiye ile AB ilişkilerini çok yakından ilgilendiren önemli bir sorun da Suriye PKK'sı SDG'nin tasfiyesi.
ABD'NİN GELECEĞİ
F-35'ler konusuna ABD Kongresi açısından da bakalım. F-35 konusunda ABD Kongresi'nin Caatsa'yı kaldırması giderek daralıyor. Gelecek yıl, 2026 Kasım ayında ABD seçimleri var. Yani on ay sonra ara seçimler olacak. 2026 yılı Mayıs ayından itibaren seçim havasına girilir. Son anketlere göre, Trump'ı ve Cumhuriyetçileri sarsacak olası sonuçlar çıkıyor. Türkiye'ye F-35 satışı için Kongre'de kalkmasını sağlayacak seçimler öncesi ABD Derin Devleti içinde CIA-Pentagon'da Siyonist- Evanjelist kadrolar, ABD'de çok etkili Yahudi lobisi Aipac, Silah baronlarının baskısı olacak. Katil Netanyahu da 29 Aralık'ta Trump'la görüşmeye gidiyor. Türkiye'ye F-35 verilmemesi için ağlayacak, sızlayacak. Ayrıca, Katil Netanyahu'nun arkasında olan ABD Demokrat Parti'nin şu an Kaliforniya Valisi olan Gavin Newsom'un ara seçimler için çalışmaya başladığı, 2028 başkanlık seçimleri için adaylığını açıklamasına kesin gözüyle bakılıyor. Demokrat Parti anketlerinde ismi en önde. Genç, karizması yerinde. Ve en önemlisi Demokratlar arasında Trump'ın keskin diline de radikal politikalarına da "restine rest" diyebilen bir isim olduğu belirtiliyor.
