İzmir'in kültür hayatına çağ atlatacak bir değişime ihtiyacımız olduğunu her fırsatta tekrarlıyorum. Bunun en önemli nedeni, kentimizin bu alanda yaşadığı durağanlık yüzünden, bir türlü büyüklüğüne ve çağdaş kimliğine yakışır bir seviye tutturamayışıdır.
Nitekim en önemli medeniyetlerden devraldığı tarihsel mirası, Batı kültürüne yakınlığı, üniversiteleri, iklimi, yaşam biçimi ve insan potansiyelini bir kefede topladığımızda, hiç de bu ağırlığa denk düşecek ve şehri dünya vitrinine çıkaracak 'marka değerleri' üretemediğimiz göze çarpacaktır.
***
Oysa dünyanın ilgi merceğindeki kentler hangi özellikleriyle adını duyurmayı başarıyor, nasıl turizmin gözbebeği haline geliyor dersiniz? Ben tek tek buraya yazamayacağım ama dileyen araştırabilir, internet çağında bilgiye ulaşmak zor değil.
Göreceksiniz ki bu şehirlere yer yüzünün her köşesinden boşuna insan yağmıyor. Çünkü o kentler isimleriyle anılan festivalleri, müzeleri, tarihi yapıları, sanat mekanları, fuarları, doğası, spor turizmi ve tüm bunların sokağa, insan ilişkilerine, eğlence ve gezi hayatına yansıdığı 'kültür yapısı' ile olağanüstü bir çekim gücüne sahip.
***
Peki, İzmir neye sahip uluslararası düzeyde yankı uyandıracak? Nerede 21'inci yüzyılda bir kent müzemiz? Yurtdışında bilinen sanat, müzik, film, tiyatro festivallerimizi sayar mısınız?
Durmadan övündüğümüz binlerce yıllık tarihimiz Kadifekale'de, Bergama'da, Bayraklı'da, Agora'da toprak altında yatıyor. Hani o tarihe dokunabileceğimiz mekanlar, nerede özgün bir kent mimarisi? Deniz, dağ, bisiklet, kültür, sağlık, termal, spor... Arasından İzmir'in adını sivriltecek bir alternatif gözünüze çarpıyor mu?
***
Yolu İzmir'e düşen bir yabancının ajandasındaki gezi, eğlence, kültür, doğa ve dinlence takvimine işaretleyebileceği günler üçü geçmez. Halbuki Madrid'de sadece bir Prado Müzesi'ni iki günde dolaşabilirsiniz!
İzmir'de ise görülecek birkaç önemli kilisenin, meydanların, parkların, alışveriş alanlarının bulunduğu yerler bile araç yoğunluğundan, uygunsuz parklardan, işportadan, kaldırım işgalcilerinden, dilenci teröründen geçilmiyor.
Geceleri Konak, Karşıyaka, Güzelyalı'da şöyle bir tura çıkmaya kalkın; çöplerden, kebapçı dumanından, kaldırım sergilerinden adım atamazsınız!
Bırakın İzmir'i yüceltecek projeler üretmeyi, biraz olsun yüzüne bakılacak taraflarını koruyabilsek ya...
Kukla Günleri'ne destek sözü verildi
Hatırlarsanız, geçtiğimiz haftalarda doğrudan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Pervin Şenel Genç'e seslenerek, İzmir Uluslararası Kukla Günleri'nin destek beklediğini anımsatmıştım.
Aradan birkaç gün sonra, Kukla Günleri Direktörü Selçuk Dinçer telefonda şunları söyledi:
"Büyükşehir Belediyesi'nin kültür işlerinden aradılar ve festivalimize destek vereceklerini ilan ettiler. Büyükşehir'in kendi imkanları dahilinde, Kukla Günleri'nin şehrin daha geniş kesimlerine oyunlarını taşımasında sorumluluk üstlenmesi önemli bir adımdır."
Bekleyip göreceğiz bakalım...