Gençlikleri kadar, ciddiyetleri, başarı hırsları ve gözlerinden ışık saçan sahne enerjileriyle dinlemekten en çok keyif aldığım orkestralardan biri haline geldi Olten Filarmoni... Hepsi pırıl pırıl genç sanatçıların heyecanı, dinamizmi ve müzik aşkı, kısa sürede 'Olten' isminin kültür hayatımızın en önemli değeri ve İzmir'in gururu olmasını sağladı.
Bunda orkestrayı İzmir'e kazandıran Ceyhan-Fatma Olten ailesinin yüksek idealizminin yanında, muhteşem bir ekip ruhuyla birbirine kenetlenen ve yaptıkları işe inanan bu genç kadronun koordinatörü Akgün Çavuş'un büyük payı var!
***
Bunları yazmak durduk yerde aklıma gelmedi elbette. Çünkü geçtiğimiz cumartesi gecesi, yine seçkin bir konsere imza atan Olten Filarmoni hem şahane bir müzik ziyafeti çekti hem de sürpriz bir programla erken yeni yıl coşkusunu yaşattı bizlere...
Adnan Saygun'daki konserde, sanatçı kimliği ve sevgisiyle gençlerin ustalaşma yolundaki en büyük şansı olduğuna inandığım şef İbrahim Yazıcı yönetti orkestrayı. Yazıcı aslında kentin sanat yaşamında üstlendiği rolle tüm İzmir'in ve İzmirlilerin şansı... Nitekim yıllardır yaptığı gibi, yabancı festivallerde aynı sahneyi paylaştığı önemli sanatçıları bizlerle buluşturmayı sürdüren maestro, bu kez de İzmir'e davet ettiği Fransız soprano Anne Rodier'i huzurlarımıza çıkardı.
***
Solist Fransız olunca ne çalınır-söylenir, tabii ki Fransa'nın tarihini müzikle yazan bestecilerden seçme eserler... Bu arada, Fransa'yla birlikte aslında dünya tarihini notalara döken bestecilerin ve şarkılarının hikayesini dinlemek ne hoş olurdu, öyle değil mi?
Onu da düşünmüşler! Ve programda kronolojik sırayla yer verilen eserlerin bize ne söylemeye çalıştığını, ait oldukları dönemin şartlarını ve hangi duygularla yazıldıklarını bizlere aktarması için, İzmir Devlet Tiyatrosu sanatçısı Hülya Savaş'ı da konser konseptine dahil etmişler. Repertuvardaki parçaların içeriğiyle ilgili sunumları usta oyuncumuz Hülya Savaş'ın sesinden dinlemek ayrı bir zevkti doğrusu...
***
Ülkesinde ve dünya kariyerinde önemli opera başrollerini seslendiren, verdiği resitallerle gittiği her yerde adından söz ettiren soprano Anne Rodier'in ses rengine gerçekten bayıldım.
Bu arada o şarkıları sanatçının şaşmaz aksanıyla dinlemek, Fransız müziğinin tadına varmak açısından ayrıca çok etkileyiciydi. Bence tüm Fransızca şarkıları ya Fransız solistlerin ya da anadili gibi Fransızca konuşabilenlerin söylemesi lazım!
Anne Rodier, şan performansı kadar duygularını yansıtan mimik ve jestleriyle de konsere büyük sempati kattı. Onu bir gün, yeniden İzmir'de görmeyi çok isterim.
***
Sırasıyla 'Bizet, Faure, Duparc, Satie, Offenbach, Boyer, Scotto, Poulenc, Gounod, Kosma ve Piaf'ın eserlerinin yer aldığı gecede, orkestra da gerek Fransız soliste eşlikte, gerekse uvertürlerde harikaydı. Onların uyumu, duydukları hazzın yüzlerinde gülümsemeye dönüşmesi, her notayı yüreklerinde hissettiklerini yansıtan ifadeleri, bence bir orkestranın başarısına gösterilecek en güzel örnektir.
Bu arada finalde program dışı bir sürpriz yaparak sahneye çıkan Olten Filarmoni Sanat Okulu'nun minik öğrencileri, Anne Rodier ile birlikte İngilizce ve Fransızca olarak 'Jingle Bells' şarkısını seslendirdi. O sırada miniklerin coşkusu, tüm salonda uçuşan kırmızı beyaz balonlar ve seyircilerin çılgınca alkışları eşliğinde, sanatın ışığıyla dolu bir 2015 dileyerek yeni yılı da karşılamış olduk.
Emeği geçen herkese teşekkürler, iyi seneler...