• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Kendimden yeni bir ben yarattım FİLİZ İÇKE ÖNAL

"Kendimden yeni bir ben yarattım"

filizicke@hotmail.com Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 27.03.2011, 00:00
Tülin Şener, tartıda 143'lere dayanan kilosundan kurtulmaya karar verdiği günden bugüne, tamı tamına 60 kilo verdi. Dile kolay, bedenini tam 3 damacana dolusu sudan fazlası kadar bir ağırlıktan kurtaran Tülin hanım, "Yürüyüşüm, alışveriş alışkanlıklarım, hayatım değişti" diyor

40 yaşındaki Tülin Şener, Beta HcG ile kilo verme programına başlağında tam 143 kiloydu. İşsizlik döneminin sıkıntılarını evinde mutfak ve salon arasında yemek yiyerek geçiştirmeye çalışan Tülin hanım, kilosunun bu sürecin sonunda 143'lere dayandığını, aile büyüklerinin ısrarıyla gittiği doktor muayenehanesinde çıktığı tartıda görünce şok olmuş. Eşofman altı ve siyah tişörtten başka giyim seçeneği olmayan, alışverişin, gezmenin zevk değil işkence olduğu, en hafif yürüyüşte nefes nefese kalınan, mutfakla solandaki televizyonun karşısında geçirilen mutsuz bir hayattan, 60 kilonun ağırlığını üzerinden atıp yepyeni bir Tülin yaratan Tülin Şener, "Ben bir evrim geçirdim ve şimdi ikinci baharımı yaşıyorum" diyor.
-Kilo verme süreciniz nasıl başladı?
Beta HcG yönteminden tesadüfen haberim oldu. Bir tanıdığımız bu yöntemle kilo verince aile büyüklerinin ilgisini çekmiş ve araştırmışlar. Açıkçası onların hatırı kırılmasın diye kablu ettim ve ilk randevum alındı. Ama yöntem hakkında bilgi alınca ve beslenme şeklinin çok da sınırlı olmadığını görünce çok yakın geldi ve başlamaya karar verdik. Kilo 143 olunca haliyle iki kür uygulanacaktı. Kan tahlillerim, detaylı vücut analizim yapıldı ve çıkan sonuçları doktorumlu birlikte değerlendirdik. En güzeli de ilk enjeksiyonun yapıldığı gün doktorumun "Şu aşamada hiçbir kısıtlama yok. Birkaç gün boyunca canın ne istiyorsa yiyebilirsin" demesiydi. Hiç unutmuyorum, ilk işim gidip kocaman bir kumru yemek olmuştu. Ama sonraki günlerde fark ettim mi yağlı, yüksek kalorili yiyeceklere yönelmiyorum. Bir hafta sonra da ben hazırım dedim ve listemi istemek üzere yeniden doktorun muayenehanesine gittim. Böylece süreç başlamış oldu.

DİYET DEĞİL YENİLİK!
-Yeni beslenme şeklinize adapte olurken zorluk yaşadınız mı?

Peynir kısıtlaması çok zorladı başlarda. Çünkü peynir ve yoğurda çok düşkünlüğüm vardı.
Ama bunun dışında hiç aç kalmadım ve güzel yemekler yedim diyebilirim. Günde 450 gram etimiz, yoğurdumuz vardı, bir tek yağ kısıtlaması bir de ekmek yerine meşhur İsveç ekmeğimiz wasa vardı değişik olarak. Tabii ki hamur işleri, makarna ve bazı şeylere sınır kondu. Patates mesela. Doktoruma sormuştum hiç unutmam üzerine siyah kalemle kalın kalın çizmiş, makarnanın üzerine noktalı çizgi koymuştu arada yenebilir diye. Bir de bence bu yöntemi uygulayacak hastanın en önemlisi sebze seviyor olması gerekiyor. benim kuzenim de başladı ama sebze ile arası hiç yoktu ve bu yüzden sürdüremedi. Sırf et, tavuk ve balıkla bu iş olmuyor. Bir de yaratıcılığınızı kullanarak mönüleri çeşitlendirmeniz gerekiyr. Örneğin ben mantı bile yiyebiliyordum. Wasayı doğruyordum, üzerine yoğurt ve en üste de kavrulmuş yağsız kıyma ve kırmızı pul biber koyuyordum, harika oluyordu... Bu ve buna benzer varyasyonlar denedim ve böylece beslenmem daha keyifli hale geldi.
-Diyet yapmak insanı zorlayan bir durum. Bununla duygusal ve fiziksel olarak nasıl baş ettiniz?
Ben bu programın başından itibaren diyet kelimesini hiç kullanmadım, hala da öyle. Kesinlikle diyet yapmadım, sağlıklı beslendim ve bunu yaşam standardım haline getirdim. Hiçbir zaman ortalıkta "Diyet yapıyorum" diye dolanmadım. Yağ kısıtlaması ve ekmek yerine wasa yememin dışında diyetlik bir durum yok çünkü. Ben sağlıklı beslendim ve bu beslenmeye de devam edeceğim. Siz diyet yapıyorum dediğinizde en ufak kaçamağınızda, "Ne oldu?, Hayırdır? Diyet gitti!" gibi sinir bozucu tepkiler alıyorsunuz çevrenizden. Bu cümleler bile birer psikolojik baskı unsuru. Ben önce kendime hep şu mesajı verdim: Ben sağlıklı besleniyorum ve bunun da kontrolü bende. İstediğim zaman kaçamak yapar, istediğim zaman telafi ederim...
- Kaçamaklarınız nelerdi?
Çikolata ve dondurma. (Gülüyor). Hemen ertesi öğünde normal düzenime dönüyordum ama. Tabii ki arada şımartmalıyız kendimizi...
- Kilo almaktan korkuyor musunuz?
Asla. Şunu öğrendim ki korktuğunuz şey gelip sizi buluyor. Ben bu programa 2008 Haziran ayında başladım. 2009 Şubat'ında 45 kilo vermişken doktorum artık tek başınasın, öğrendiklerini tek bayına uygulama zamanı dedi ve bana göre asıl sınav da o zaman başladı. öğrendiklerimizi uygulamaya devam ederek tek başıma 15 kilo daha verdim. Şişman bir insanken hayatımdaki sıkıntılardan kaçış yolumdu yemek. Ben yaklaşık 60 kilodan kurtulmuşken hayat çok zor bir sınav çıkardı karşıma. Annem, tedavisi aylar süren çok ciddi bir rahatsızlık geçirdi. Bütün yakınlarımız, "Eyvah, Tülin yine kilo alacak" demiş. Baktım ki aynı beslenme düzenime devam ediyorum. O zaman bu işin bittiğini anladım... Şartlar zorladığında beslenme düzenimin dışına çıktığım zamanlar oldu ama hep kendi kendime "Kontrol bende. Merak edilecek, endişelenecek bir şey yok" diyordum.
- Şu anda nasıl hissediyorsunuz?
Şu anda mutlu olmak için çok güzel sebeplerim var. Adeta ikinci baharımı yaşıyorum. Vücudumdan 60 kilonun ağırlığını atmayı başardım, annemin sağlık durumu iyiye gidiyor, nişanlandım... Eskiden daha çok şantiyelerde çalıştığım için bu formata uygun giyinirdim. Spor ayakkabı, kot.. Yazın ortasında bile çıkıntılarımı örtmek için kot ceket giyerdim. Siyah bir kot ceketim vardı, hep onunla dolaşırdım. Üzerime bir güven geldi. 2010 yazında kendiliğinden feminen bir tarzım oldu. Yürüyüşüm, hatta çarşıya gidiş yolum bile değişti. Eskiden çarşıya ara sokaklardan giderken şimdi sahilden sallana sallana, tadını çkararak yürüyorum. Çünkü kendimi seviyorum artık. Kendimi sevdiğim süreçte de "Ben aşkı istiyorum" dedim ve çıktı karşıma...

"İstedi güvendi ve başardı"
Beta HcG ile kilo verme programının ülkemizdeki ilk uygulayıcısı olan Dr. Ahmet Refik Sayman, "Tülin her şeyi kendi özgüveni sayesinde başardı. Sisteme güvendi, programını uyguladı ve sonuç ortada. Başarının yüzde 51'i kendisine aittir. Çünkü klinikten çıktığınız anda kendinizle baş başasınız. Ve o baş başa kalma anındaki kararlılığınız başarıyı size getirir" diyor. Beta HcG ile kilo verme programının, daha ince bir görünüm gibi estetik amaçlı kullanımın ötesinde, kiloya bağlı ortaya çıkan yüksek tansiyon, tip 2 diyabet gibi hastalıklarda kişinin sağlık durumunun iyiye gitmesine de katkı sağladığını ifade eden Doktor Ahmet Refik Sayman, "Beta HcG mucizevi bir zayıflama yöntemi değil. Ama hormonun vücutta yarattığı etki ile kişiler, ilk ay vücut ağırlığının yüzde 10'undan başlayarak rahatça kilo verebiliyor ve çok daha sağlıklı bir yaşama adım atıyor" diyor.

Beta HcG hakkında
Beta HcG, hamilelikle birlikte kadın vücudundan salgılanan bir hormon. Sağlık Bakanlığı'nın izni ile Hollanda'dan ithal edilen bu hormon ürünü, kadın-erkek, kilo vermek isteyen herkeste kullanılabiliyor. Hormonun iştahı baskılayan ve kilo kaybının fazla yağlardan olmasını sağlayan özelliği, kilo vermeye destek oluyor. Enjeksiyonlar, her gün göbek deliği çevresindeki yağlı dokuya insülin iğnesi ile yapılıyor. Olumlu etki 3-7 gün arasında kendini gösteriyor ve bir kür ortalama 60 gün sürüyor.



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA