İzmir, 8500 yıllık bir tarihi kent... Anadolu'nun batısında, çağdaşlığın simgesi ama en az onun kadar değerli bir yanı daha var; paha biçilmez bir hazine olan tarihsel birikimi...
Çünkü pek çok uygarlığa ev sahipliği yapan, kültürü, ekonomisi ve sanatını barındıran İzmir, gün ışığına çıkmaya aday bir tarihi geleneğinde ev sahipliğini yapıyor yüzyıllardır...
Efes buna bir örnek, Bergama'da...
Ama kent içinde öyle bir değer var ki, İzmir'in geleceği, kurtuluşu...
Sözünü ettiğim yer Agora...
***
Peki bütün şehre, körfeze hakim Kadifekale'ye ne demeli?... Geçmişte, kenti düşmanlardan korumak için yapılmış olan bu devasa hazine yakın bir zamanda, hırsız yatağı ve çöplüktü adeta... İzmir Ticaret Odası'nın özel emeği olmasa, çocukluğumda keyifle gezdiğim, çayını içtiğim, gizemini hissettiğim, kokusunu duyduğum bu tarihi değer yok olup gidecekti göz göre göre...
Bir nevi kurtarılmış bölge haline gelen Kadifekale'ye, çıkmaya bile korkuyordu İzmirli son yıllarda...
Ama birkaç rötuşla kaderi değişmeye başladı. İTO'dan sonra, başta Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın özel çabası ve İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kararlı adımlarıyla, kurtuluşa yürümeye başladı.
***
Yürüyüşün adı "Agora, Kadifekale ve Kemeraltı"nı buluşturmak... İzmir Büyükşehir Belediyesi, yeni hedefini belirlemiş, tarihi ayınlatmak...
Kültür Bakanı Günay'ın, Agora'nın önünü açmak, turizme kazandırmak için verdiği direktifler doğrultusunda, Büyükşehir Belediyesi dü üzerine düşeni yapmaya başladı, Kadefikale ve Agora'yı birleştirnme yolunda önemli bir çalışma başlattı.
Bu İzmir için bir milattır ve sadece Bakanlık ve Büyükşehir Belediyesi'nin çabasıyla değil, sivil toplum örgütlerinin de desteğiyle, kısa sürece sonuçlanması gereken bir süreçtir.
***
İşte bu yapılırsa...
Yani Agora ile Kadifekale birleşir, Kemeraltı da bu özel tarihi geçmişin bir halkasını oluşturursa, İzmir dünyanın görülmesi gereken en önemli şehirlerinden biri haline gelir...
Tarih, artık yeraltında günışığına çıkmayı bekliyor. Kale'den, Agora'ya uzanan dehlizleri aydınlığa çıkarmayı amaçlıyor.
Geçmişte bir iç deniz olan ve bugün Hisarönü içlerine ilerleyen limanı, yüzyıllar sonra keşfetmemizi bekliyor.
Sözün özü, proje çok önemli ve özel.
Yeter ki sahiplenelim.
Köstek değil, destek olalım.
Sadece bunu yapmak bile, geleceğe bırakılacak Süper bir İzmir için, en önemli adımdır.
Onun için bu proje, her şey demek.
Arabanızın camına yumurta yapışırsa
Şerefsizlik artık almış yürümüş, özellikle yeni hırsızlık yöntemleri...
Biliyor musunuz, ne yapıyorlar, aracınızla giderken yumurtayla saldırıyorlar!
"Aman n'olcak, camını açmadan gazlar gidersiniz, hem silecek de var!", deyip geçmeyin sakın...
Sizin korunma silahlarınızı onlar da biliyor ama siz, yumurtayla saldırının size getireceği zararın farkında değilsiniz. Uzmanlar, işte bu konuya dikkat çekiyor.
***
Şöyle ki:
Gece araç sürerken, camınıza fırlatılan yumurtalar ile saldırıya uğrarsanız, sileceği sakın çalıştırmayın ve cama su püskürtmeyin. Çünkü su ile karışan yumurta sütümsü bir renk alır ve görüşünüzü yüzde 92.5 oranında bloke eder. Bu durumda aracı durdurmak zorunda kalıp soyguncuların kurbanı olabilirsiniz.
***
Bu soyguncular tarafından kullanılan yeni bir yöntem... Bu tür bir saldırı karşısında yapacağınız ilk şey, sükuneti korumak...
Tuzağa düşmemek.
Ve görüş açınız, kaçmanıza fırsat sağlayacak bir konumda ise, hızla oradan uzaklaşmak.
Yoksa, hırsız için sadece çalmak değil, can almak da sıradan bir olay!
"Dostum bana İzmir'i anlat"
Dostum bana İzmir'i anlat
Hüznüme biraz imbat kat
Eski günlere geri dönelim
Kederlerimi denizlere at
***
Yolum düşer uğrarım sana
Kordon'da bir çay ısmarla bana
Oturup konuşalım kana kana
İstanbul bir yalan
Söylenenlere inanma
***
Alsancak'ta o yaralı gençliğim hala beni bekler
Sen aklıma düştükçe hala kalbim tekler
İçimde sancır İstanbul benim darağacım
Gidiş o gidiş bir dahada senden
Haber bile alamadım
***
Bu şehir süslü boyalı kadın
İzmir sen benim anamdın
Gel yine kol kanat ger bana
Ben koynunda uyumalıyım
***
Bu satırların yazarı, İzmirli bir şarkıcı, Tuğba Özerk... "Yıkıldı Duvarlarım" adlı albümünde yer alan bir "İzmir" şarkısı...
Çok hoş bir müziği var, lirik bir anlatımı da... Aşk, hasret, pişmanlık, hepsi içinde.
Ama biz hala Sezen Aksu'nun "Ah İstanbul" şarkısının peşindeyiz. Kordon'da, Karşıyaka'da, Buca'da...
***
Peki bu İzmir şarkısını bilen, duyan var mı?
Oysa nicedir dönüyor, hem müzik kanallarında hem de internet sitelerinde...
Şarkıda, içinde yaşadığımız halde, bizim bile hissettiğimiz bir hasrete emek verilmiş, İzmir aşkına...
Bir İzmirli olarak sahip çıkmalıyız "Dostum Bana İzmir'i Anlat"a...
Bunu yapmazsak, günün birinde "İzmir'den bir şarkı bile yok" diye sızlanmaya da hakkımız olmayacak.
Yani, hep açıdan İstanbul'a teslim vaziyeti.
SÖZÜN ÖZÜ
Yapılırken heyecan duyulmayan işler, başarılamaz.
Emerson
İKİ ŞEY
insanı nitelikli yapar
1)İradeye hakim olmak
2)Uyumlu olmak