2015 seçimleri, Türkiye'nin olduğu kadar İzmir'in geleceğini de belirleyecek. İzmir, ya AK Parti'yle birlikte geçmiş kayıplarını telafi edecek ya da ideolojik söylemin esaretinde nostaljik bir köy olarak kalacak.
Aslında AK Parti, geçmişten günümüze İzmir'in kaderini değiştirmek için birçok girişimde bulundu. Sayın Binali Yıldırım'ın adaylığı, Kalkınma Bakanlığı'nın 5. İzmir İktisat Kongresi'ni düzenlenmesi ve son olarak Başkanımız Ahmet Davutoğlu'nun İzmir'e yönelik söylemi. Aslında bütün bunlar, birtakım iddiaların aksine, AK Parti'nin İzmir'e verdiği önemi göstermektedir.
İzmir, son 15 yıldır kaybeden bir şehir durumunda. Türkiye değişiyor, gelişiyor, büyüyor fakat İzmir yerinde saymaya devam ediyor. Son yıllarda Anadolu'nun pek çok şehri ekonomik potansiyelini, altyapısını, belediyecilik hizmetlerini, sosyo-kültürel imkanlarını büyük bir hızla geliştirirken, İzmir sahip olduğu coğrafjeopolitik ve sosyo-kültürel imkanları işlevsel hale getirmeyi başaramadı. Bu nedenledir ki Antep, Kayseri, Konya gibi Anadolu şehirleri, yeni cazibe merkezleri haline gelirken Türkiye'nin üçüncü büyük şehri olan İzmir, bu dönüşümden payını alamadı. Nüfusu arttı fakat büyük bir şehrin sahip olması gereken nitelikler bakımından bir gelişme kaydedemedi. Bu nüfusu, şehre ve şehrin kültürüne entegre edecek kanallar açılamadı. Zamanında İstanbul'un yoğun göç ile birlikte içine düştüğü, ancak son yıllarda kapsamlı kentsel dönüşüm projeleriyle birlikte büyük oranda kurtulduğu handikaplardan İzmir henüz kurtulabilmiş değil.
İzmir'i hizmet siyasetiyle tanıştıracağız
İzmir'de siyasal kutuplaşma ve kör ideolojik tartışmaları sona erdirecek, ortak değerleri vurgulayan bir siyasal söyleme ihtiyaç var. Biz, İzmir'i hizmet siyasetiyle tanıştırarak, Akdeniz'in incisi ve istikbalin kalesi yapmak için yola çıktık. İzmir'in ekonomik, kültürel ve turizm açısından taşıdığı potansiyeli fiiliyata dönüştürmek, bizim siyasetteki en büyük amacımız olacaktır. Bu girişimin de ancak AK Parti vizyonuyla gerçekleştirileceğine inanıyoruz.
Çalışanların sözcülüğünü yapmaya devam edeceğiz
13 yıldır katsayı adaletsizliğine son veren, kamuda başörtüsüne özgürlük sağlayan, memurları toplu sözleşme hakkıyla buluşturan, Milli Güvenlik Dersi'ni kaldırtan, 28 Şubat mağduru üniversite öğrencilerine eğitime devam hakkını sağlayan bir sendikal harekette yer aldık. Bu süre içerisinde, bütün vesayet çabalarına karşı demokrasinin savunusunu üstlenen bir duruş sergiledik. Başta kamu çalışanlarının mali ve sosyal hakları olmak üzere, ülkemizin siyasal normalleşmesine ve demokrasimizin derinleşmesine katkı sağladık.
Şimdi ise, hem İzmir'e hem de ülkemize başka bir kulvarda hizmet etmek için, AK Parti çatısı altında siyaset yapmak için yola çıktık. Bundan önce olduğu gibi bundan sonra da tüm çalışanların, emeklilerin, işsizlerin, dar gelirlilerin, haksızlığa uğrayanların ve milletimizin sözcülüğünü yapmaya devam edeceğiz. Sivil toplum örgütü liderliğinden edindiğimiz kazanımlarla, İzmir'imize hizmet etmeye ve şehrimizi hak ettiği yere taşımaya gayret edeceğiz.
Bu kez de başaramayacaklar
Ülkemizin istikrarını bozmaya yönelik çabalar, hız kesmeden devam ediyor. Paralel yapılanmanın darbe teşebbüsünden sonra, bu kez de din dersleri bahane edilerek, yeni kalkışma planları hazırlanmaya çalışılıyor. Bu çabalara, okulları detme cüretini gösterenler bile var. Okulları eylem alanına çevirerek, henüz gençliğinin baharındaki öğrencileri kullanarak, siyasal kaos planları yapmak kimseye bir şey kazandırmaz. Geçmişte de kazandırmadı.Türkiye toplumu, bu kalkışmalar konusunda bilinçlendi. Milletimizin feraseti, dış odaklar ve yerli işbirlikçilerinin kaos planlarının hepsini boşa çıkardığı gibi, bunu da boşa çıkaracaktır.