AK Parti'nin seçim beyannamesinin başlığı 'Büyük Medeniyet Yolunda' idi...
Kastedilen ise, İslam ve Türk kavramlarının yayıldığı havzada, içerilen tüm etnisitelerin kültürlerinin de özümsenerek inşa edilecek bir kültür, sanat, vicdan ve adalet medeniyeti idi.
Büyük Medeniyet kavramı, Türklerin ilginç bir özelliğini de gündeme getiriyor.
Türkler, tarihteki diğer milletlerin aksine, biricik bir özelliğe sahip: Her medeniyet yenildiği medeniyetlerin özelliğini sahiplenirken, Türkler; yendikleri medeniyetlerin değerlerini ve kurumlarını içselleştirebildiler.
Araplarla savaşıp, kazanıp; Müslüman oldular.
Bizansla savaşıp, fethedip; Bizans kurumlarını içselleştirdiler.
Batı'ya karşı 'Kurtuluş Savaşı' kazanıp; Batı'ya rağmen, Batılılaştılar.
İşte 'Büyük Medeniyet' kavramı Türklerin bu biricik özelliği üzerine inşa edilen bir anlaşıyı özetliyor.
Temelinde Türk ve İslam unsurları olan ve etrafına cami olup, farklılıkları içselleştirebilip kendini ve etnisiteleri zenginleştirebilen bir medeniyet.
Ben, Ahmet Davutoğlu'nun, 'Kürtçe yabancı dil değil,' çıkışını da...
Başbakan Erdoğan'ın, Ermeni'lere taziyesini de...
TİKA'nın dünyanın dört bir bucağında Büyük Medeniyet Referansları'nı ihya eden büyük atılımını da bu kapsamda okuyorum.
Özellikle TİKA'nın Savaş Barkçin, Hakan Fidan ve son olarak da Serdar Çam döneminde yaptığı büyük atılımların Türk kamuoyuna çok daha iyi anlatılması gerekiyor.
Dünyanın pek çok ülkesinde TİKA ismi duyulduğunda görevlilerin boyunlarına sarılınıyor.
Pek çok ülkede, TİKA kendi devlet kurumlarından daha fazla bilinen bir isim...
Neredeyse, 'Bize her yer Türkiye' diye özetlenebilecek bir cihanşümul medeniyet anlayışıyla çalışıyorlar.
Bu milletin TİKA'ya verdiği görevin ne kadar başarılı ifa edildiğini görmek bizim de hakkımız.
Balkanlar'daki restore edilen ve çalışmaya başlayan ecdad yadigarlarını gördüğümüz zaman duygulanıyoruz, veya Mustafa Kemal'in mirasının restorasyonunu gördüğümüz zaman...
Veyahut, Afrika'nın bir yerinde, susuz insanlara su ulaştıran sistemlerin kurulduğunu gördüğümüz zaman...
Ama TİKA'nın yaptığı faaliyetleri bir bütün olarak görme imkanımız olsa, o hizmetlerin bölge halklarının yaşamlarında nasıl değişikliklere sebep olduğunu, kurduğu 'medeniyet havzaları'nı bir arada görebilsek...
Ben inanıyorum ki, 'Büyük Medeniyet' kavramının ne olduğunu en ince ayrıntısına kadar anlar ve bir millet olarak kendimizi daha iyi tanıma fırsatı buluruz.
Büyük Medeniyet kavramının maddi hadimi (hizmetkarı) TİKA'dır.
