• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Cari açık yine düşük CAHİT SÖNMEZ

Cari açık yine düşük

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 12.01.2010, 00:00
2009 yılına kadar Türkiye ekonomisinin sorunlarının başında cari açık geliyordu. Ancak, küresel kriz sonucu hem iç talebin hem de dış talebin durma noktasına gelmesi cari açığın kendiliğinden düşmesine neden oldu.
Merkez Bankası 2009 yılı Kasım ayına ait "ödemeler dengesi" verilerini yayımladı. Sonuçlar beklediğimiz gibi geldi desek yeridir. Geçen yılın Kasım ayında cari açık 1.598 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Kasım dahil 2009'un 11 ayını baz aldığımızda ise açık sadece 9.922 milyar dolara ulaşıyor. 2008 yılının Aralık ayı hariç toplam cari açık seviyesi 38.8 milyar dolar idi. Gerçekten önemli bir gerileme.
Açığın ne anlama geldiği ve bu düşük seviyelerin kalıcı olup olmadığı sorularına yanıt arayalım:
Cari açığın anlamı ile başlayalım;
Ödemeler dengesi dört ana kalemden oluşuyor. Cari denge, sermaye hareketleri, rezerv varlıklar ve net hata noksan. Cari dengenin de üç alt kalemi var. Mal ticareti, hizmet ticareti ve transferler. Tabi, mal ticareti cari dengenin kaderini belirleyen temel alt kalem. İhracat ve ithalattan açık veriyoruz, yani dış ticaret açığı veriyoruz ve hizmet içinde yer alan turizm ile açığı aşağıya çekmeye çalışıyoruz. Dış ticaretin eksisi hizmet sektörünün artısı sonucu cari denge ortaya çıkıyor. Aslında, en yalın haliyle cari açığı döviz açığı olarak tanımlıyoruz.

DIŞ TİCARET
Petrol ve doğalgaz gibi temel hammaddeleri ithal etmek zorunda olduğumuz için ithalat her zaman ihracatı aşıyor. Bu gerçeğe bir de, düşük kura bağlı ucuz aramal ithalatı da eklenince dış ticaret açığı deyim yerinde ise son yıllarda krizin şiddetlendiği 2009 yılının başına kadar çığ gibi büyüdü.
Dış ticaret açığı 2008 Aralık ayında 53.020 milyar dolar iken, üretimin durması ile geçen yılın Ekim ayında 22.288 milyar dolara kadar geriledi. 2009'un son aylarında dış talepte başlayan kısmi canlanma dış ticaret açığını 23.343 milyar dolara çıkardı.
Eğer cari açığın milli gelire oranı yüzde 5 yada altında kalırsa açığın iktisadi açıdan sorun yaratmayacağını söyleyebiliriz. Kriz öncesinde bu oran yüzde 8.5'lere kadar tırmanmıştı. 2008 yılında 40 milyar doları aşan cari açığı yabancı sermaye ile finanse ettik. Cari açığın finansmanında her zaman olduğu gibi "sıcak para" ağırlıklı idi.

SORUN YOK
Son verilere göre cari açık ekonomi üzerinde herhangi bir sorun yaratmayacak. Tabii, şu gerçeğin de altını çizmemizde fayda var: Ekim ayında dış talepte meydana gelen canlanma cari açık trendinin yeniden yukarı yönlü hareketine neden oluyor. Bundan sonra küçük oranlarda artan açığa tanık olacağız. Her ne kadar yükselse de finansmanında en azından orta vadede bir zorluk yaşamayacağız.
Böylece ikinci sorumuzun da yanıtını vermiş olduk. Kısaca, cari açık bundan sonra hafif artan bir trend izleyecek.
Son olarak, Merkez Bankası'nın açıkladığı ödemeler dengesi rakamlarında bir süredir dikkat çeken "net hata ve noksan" kalemine değinelim. Buraya kaynağı belli olmayan dövizler konur ve hata sonrası ortaya çıkan yanlış rakamlar düzeltilir. Takdir edersiniz ki, dördüncü ana kalemin yüksek olmaması gerekir. Yani, kaynağı belli olmayan yüksek miktarda döviz veya hata olmaz. Genellikle normal seyreden net hata noksan miktarı geçen sene Şubat ayında 10 milyar dolara yükselmiş. Sonra biraz gerileme gözlemliyoruz. Fakat, yaz aylarında yeniden 13-14 milyar dolara çıkıyor. Nedenini gerçekten bilmiyoruz. Çünkü, bu tuhaf rakamlara Merkez Bankası da tatminkar diyebileceğimiz açıklama getiremiyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI
SON DAKİKA