• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Balayının sonları mı? CAHİT SÖNMEZ

Balayının sonları mı?

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 08.06.2010, 00:00
Krizin dip yaptığı Şubat ayından, son birkaç aya kadar çıkış olanca hızıyla devam etmişti. Ta ki, Avrupa'da daha doğrusu Yunanistan'da başlayan iktisadi sorunların patlak vermesine kadar. Euro Bölgesi ülkelerinde yaşanan bütçe açıkları ve bu açıkların çevrilme sorunları zafer sarhoşluğundan gözleri kapanmış ekonomi yönetimlerinin ve aktörlerin gözlerinin açılmasına neden oldu.
Toparlanma sürecinin devam ettiğini teyit eden veriler geliyor hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerden. Örneğin, sanayi üretim endeksleri birçok ülkede yükseliyor. İç talep seviyeleri tırmanışını sürdürüyor. Bu gelişmelere paralel olarak tarım dışı istihdam verileri de düzelme gösteriyor.
Olumlu verilere rağmen piyasalar her geçen gün karamsarlaşıyor, ileriye yönelik beklentilerinde risk algılamalarını yükseltiyorlar. Krizden çıkış sürecinin başlarında öylesine aşırı tepki verdiler ki, küresel düzeyde varlık fiyatları aşırı derecede şişti. Yani, reel sektör ile paralel götüremediler iyileşme ya da normalleşme sürecini.

VARLIK BALONU

Artık piyasalar açısından dönüm noktasındayız. Bir anda şişen varlık balonu biraz daha şişer mi? Yoksa hava kaçırıp inecek mi? Yani hisse senedi piyasalarında endeksler gerileyecek, tahvil ve bono faiz oranları yükselecek mi? Yanıt aslında açık. Merkez bankaları para politikalarını sıkılaştırmadığı sürece, hisse senetlerindeki balon hava kaçırmayacak. Hatta biraz daha şişme olasılığı bile var. Nedeni malum... Faiz oranları yüksek olduğu için aşırı likidite gidecek yer bulamıyor. Doğal olarak yönünü hisse senetlerine çeviriyor. Tahvil ve bonolarda merkez bankalarının "Politika faiz oranlarına" paralel seyir izliyor. Şimdilik genel resim böyle...
Ancak, hükümetleri bütçe açıklarının çevrilmesi, merkez bankalarını ise enflasyonun yeniden aşağı çekilmesi sorunları bekliyor. Daha açık ifade ile alınan olağanüstü önlemlerin bedelinin ödenmesi gerekiyor. Artık zamanı geliyor, fazla ötelenecek gibi görünmüyor.
Yunanistan, İspanya ve Portekiz gibi bazı Avrupa ülkeleri daha fazla kaçamadıkları için bugünlerde bunun bedelini ödüyorlar. Bu yetmemiş gibi geçen hafta bir de Macaristan çıktı.

ENFLASYON VE AÇIKLAR
Gelişmiş ülkelerin bütçe açıkları, gelişmekte olan ülkelerin bütçe açıklarına göre oldukça yüksek seviyelerde. ABD'nin bütçe açıklarının milli gelire oranı yüzde 8.8, Japonya'nın yüzde 7.8, İngiltere'nin yüzde 12.8 ve Euro Bölgesi'nin yüzde 7'lerde.
Gelişmekte olan ülkelerden, Brezilya'da yüzde 2.4, Arjantin'de yüzde 2.8, Singapur'da 2.7, Hong Kong'da yüzde 0.8 ve Türkiye'de yüzde 4.7 gibi düşük düzeylerde seyrediyor.
Enflasyonda ise tam tersi tabloyu gözlemliyoruz. Gelişmekte olan ülkelerin enflasyonları gelişmiş ülke enflasyonlarına fark atıyor. ABD'de yüzde 2.2, İngiltere'de yüzde 3.7 ve Euro Bölgesi'nde yüzde 1.6 düzeyinde enflasyon oranları. İlginçtir, Japonya'da enflasyon oranı yüzde - 1.2.
Alışık olduğumuz deflasyon sürüyor. Hindistan'da ekonominin aşırı ısınmasına bağlı olarak enflasyon yüzde 14.5'e tırmandı. Arjantin'de yüzde 10.2, Brezilya'da yüzde 5.3 ve Türkiye'de yüzde 9.1'lerde.
Bir tarafta ısınan gelişmekte olan ülkeler, diğer tarafta çıkışını sürdürmeye çalışan gelişmiş ülkeler. Gelişmekte olan ülkeler enflasyonu yükseltmemek için para politikalarını sıkılaştırmak, gelişmiş ülkeler ise bütçe açıklarını dizginlemek için maliye politikalarını sıkılaştırmak zorundalar. Bir tarafın alacağı önlem diğer tarafı olumsuz etkileyecek. Ya da tam tersi. Bu durumdan sermaye akımları da etkileneceği için piyasalar için artık balayı döneminin son günleri diyebiliriz.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI