• BUGÜNKÜ YENİ ASIR
  • BIST 78.384,78
    EURO 4,4760
    USD 3,8608
    GBP 3,8608
    CHF 3,8608
    JPY 3,8608
Finansal istikrar ve tehdit eden unsurlar CAHİT SÖNMEZ

Finansal istikrar ve tehdit eden unsurlar

cahit.sonmez@yeniasir.com.tr Tüm yazıları
Giriş Tarihi: 15.12.2010, 00:00
Krizden çıkış sürecinde gelişmekte olan ülkelerin kendilerini kurtarmaları, bu arada gelişmiş ülkelerin halen diplerden kurtulmak için çırpınmaları sonrasında ortaya çıkan "asimetri" küresel mali sistemin dengelerini olumsuz etkiliyor. Gelişmiş ülkelerin "likidite enjeksiyonu" gelişmekte olan ülkelerinin kredi hacimlerinin genişlemesine ve sonuçta ekonomilerinin ısınmasına neden oluyor.
Aşırı likidite Türkiye'de de benzer tabloyu ortaya çıkarıyor. Hem bankaların hem de banka dışı kurumların gelişmiş ülkelerin düşük faiz politikaları uygulamalarından sonra hızla yükselmeye başladı. Özellikle bankalar tarafından dışarıdan alınan sendikasyon kredileri daha yüksek getirilerle kredi plasmanına dönüşüyor. Zaten, bankalar açısından yükümlülüklerinin krediye dönüştürülmesi için oldukça uygun bir konjonktüre tanık oluyoruz son yıllarda. Çünkü, kamu borçlanma gereğinin oldukça yüksek olduğu dönemlerde Hazine yoğun "devlet iç borçlanma senetleri" ihraç eder ve bu yüzden faiz oranları yüksek seviyelerde kalır, bankalar da "aktiflerini bu yüksek getirili menkul kıymetlerle doldururlardı. Yani gerçek bankacılık yapmazlardı.

KREDİ PLASMANI
Ancak, krizden çıkış sürecinde, koşulların tamamen değiştiğini söyleyebiliriz. Hazine tahvillerinin getirilerinin çok düşmesi, hatta reel getirilerinin negatifte olması bankaların kredi plasman iştahlarını kabartmaya başladı. Ucuz maliyetle elde ettikleri kaynakları üzerinde bir faiz oranı ile krediye dönüştürdükleri için kredi vermeleri hazine kağıtlarına göre daha karlı oluyor.
BDDK verilerine göre, son dönemde bankacılık kesiminin mevduatları krediye dönüştürme oranları yüzde 84'e kadar tırmandı. Bu durumdan bankalar memnun iken, Merkez Bankası ileriye yönelik finansal istikrarın tehdit altına aldığını ısrarla ve yüksek sesle hatırlatmaya çalışıyor.

ALINAN ÖNLEMLER
Merkez Bankası'nın konuya bakış açısı şöyle: Türkiye ekonomisinin toparlanma hızının beklenenden yüksek olması, orta vadeli program ile işaret edilen mali disiplinin risk primlerini indirmesi, ilk aşamada faiz oranlarını aşağı çekti ve tüketim ve yatırım taleplerinin uyarılmasını sağladı. Gerek firmaların gerekse hanehalkının kredi kullanımlarını hızlandırmaları sıcak para girişlerini de teşvik ediyor. Sonuçta, bir taraftan borçlanmalar ve cari açık yükseliyor diğer taraftan varlık balonları hızla şişiyor. Tüm bunlar da ileriye yönelik finansal istikrarı tehdit ediyor.
Gerçekten yerinde bir tespitte bulunuyor Merkez Bankası. İstikrarı tehdit eden unsurlar için bugünden önlemler de alıyor. Bugüne kadar aldığı 3 temel tedbiri de kısaca hatırlayalım;
- Hanehalkında tüketici kredilerine uygulanan "Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu" kesintisi artırıldı.
- Konut finansmanı kullanımında borç/değer oranı üst sınırı yüzde 75 seviyesinde belirlendi.
- Bankaların sermaye yeterlilik oranları yüzde 12 olarak hedeflendi.
Merkez Bankası aldığı önlemlerin yanı sıra banka ve banka dışı kesime önerilerde de bulunuyor. Öncelik, mevcut konjonktürde hem kamu hem de özel kesimin borçlanma yoluna gitmemelerini istiyor Merkez Bankası. Yani düşük kaldıraç ile ekonomik faaliyetlerini sürdürmelerinin faydalı olacağının altını çiziyor ve aynı zamanda, eğer borçlanacaksanız, borçlanmalarda vadeyi uzun tutun ve döviz yerine TL ile borçlanmayı tercih edin hatırlatması da yapıyor.
Dün değindiğimiz Merkez Bankası senaryolarına göre gelişmiş ülkelerin şu an kurtulmaya çalıştıkları sorunların derinleşmesiyle, gelişmekte olan ülkeleri de beraberlerinde bulundukları yere sürükleyebilirler. Dolayısıyla, önümüzdeki yılın ikinci yarısı itibarıyla küresel finansal istikararın bozulacağı bir sürece girebiliriz. Bu yüzden, böyle bir döneme finansal kırılganlıkların mümkün olduğunca düşük olduğu bir yapı ile hazırlıklı girmenin önemli olduğu gerçeğini ekonomi aktörleri kabul etmelidir.


Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
GÜNÜN YAZARLARI