Türkiye İstatistik Kurumu geçen hafta içinde ihracat ve ithalattaki son gelişmeleri kapsayan "Dış Ticaret Endeksi" verilerini duyurdu. 2003 yılının 100 alındığı endeks, 2010 Kasım ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 2.3 artmış. Medyadan takip ediyorsunuz, dış ticaret verilerini... Aslında ihracat verilerini demeliyiz. Çünkü, ihracattaki artış ballandırılarak verilirken, ithalattan hiç ses çıkmıyor. Ben size ithalattaki artışı temsil eden endeksteki değişimi de hatırlatayım. İthalat Birim Endeksi ise aynı dönemde 6.8 yukarı çıkmış. Dolayısıyla, objektif olduğumuzda, 2010 yılında hem ihracatın hem de ithalatın bir önceki yıla göre hızla yükseldiğini söyleyebiliriz. 2009 yılı küresel krizin gölgesinde kaldığı için dış talep bıçak gibi kesilmiş, buna bağlı olarak ihracat da hızla gerilemişti. Tabii, üretim yapılmayınca ithalata da gerek kalmamıştı.
Neyse, biz ihracattaki gelişmelere değinelim...
STRATEJİK BELGE
2010 yılında krizden çıkış sürecinde iç ve dış talep belirgin bir şekilde ayrıştı. Zaten Merkez Bankası bunu her fırsatta dile getiriyor. İç talep hızla yükselirken, dış talep Avrupa ülkelerinin iktisadi faaliyet hızlarının düşük olması yüzünden zayıf kaldı ve büyümeye sınırlı katkı yapabildi. Türkiye'nin toplam ihracatında yaklaşık yüzde 47 gibi oldukça yüksek paya sahip olan Avrupa Birliği ekonomilerinden umudunu bir süreliğine kesen ihracatçılar yeni stratejiler çerçevesinde yeni pazar arayışlarına başladı. Gerek sektör temsilcileri, gerekse düzenleyici kurum çalışanları olur olmaz demeden dünyanın her köşesine gidiyor.
Bir taraftan pazar arayışları sürerken diğer taraftan yine kamu ve özel kesimin işbirliği ile belirlenen "stratejinin" çerçeveleri çizilmeye çalışılıyor. Strateji Belgesi başlığı ile yapılan çalışmanın temel unsurlarının altını çizelim...
* Yatay sanayi alanlarının oluşturulması,
* Yatırım ve iş yapma ortamının cazip hale getirilmesi,
* Piyasaların etkin işleyişinin sağlanması.
Bu yıl ihracatın lokomotifi olan otomotiv ve tekstil sektörleri ön plana çıkarılacak. Hazır giyim ihracatçılarının yüzleri şimdiden gülüyor. Çünkü, 6 aylık ihracat siparişlerini aldıklarını söylüyorlar. Çin'in düşük hacimli talepleri geri çevirmesi, Hindistan'ın bu alanda üretimi kısması, ihracat siparişlerinin Türkiye'ye kaymasına neden oldu. Geride bıraktığımız yılda hazır giyimciler 14.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdi. Üstelik pamuk fiyatlarının 1.5 dolardan 4 dolarlara çıkmasına rağmen... Bu arada önemli gelişmeyi de aktaralım. Krizde hazır giyimciler yaklaşık 250 bin işçiyi çıkarmak zorunda kalmışlardı. İhracatın artmasıyla, kendi beyanlarına göre 200 bin işçi yeniden istihdam edildi.
OTOMOTİV ZİRVEDE
İhracatın zirvesinde oturan otomotivcilerin de keyfine diyecek yok. Geçen yıl 17.4 milyar dolar otomotiv ihracatı yapmışlar. 2009 yılına göre artış oranı yüzde 15.5. 2011 yılının hedefleri ise doğal olarak 17.4 milyar doların üzerine çıkmak. Lider sektör için alınacak önlemlerin başında otomotiv ihracatı için özel limanların kurulması geliyor. Otomotivdeki dış ticaret dengesi açısından kullanılmış araçların ithalatına da kısıtlama getirilmesi planlanıyor.
Sanayi kesimi ihracatın yüzde 83'ünü oluşturuyor. Bu yüzden "Sanayi Strateji Belgesi" de kritik katkı yapacak ihracata. Eğer uygulanabilirse, sanayi kesiminde katma değerin yükseltilmesi, Ar-Ge ve tasarımın ön plana çıkarılması, verimliliğin ve etkinliğin artırılması hedefleniyor.
İhracatçılar yeni yıl hedeflerini 127 milyar dolar olarak belirledi. Ne diyelim, umarız başarırlar.