Borsa yukarı çıkmaya, faiz ve kurlarda gerilemeye devam ediyor. Yani piyasa aktörleri bazı belirsizliklere rağmen iyimser bakışlarını koruyorlar. BIST 100 Endeksi 84 bini aşmayı, iki yıllık gösterge tahvil faiz oranları yüzde 8'in altına inmeyi başardılar. Aynı şekilde dolar da 2.20'lere doğru ilerliyor.
Piyasalardaki yaz aylarından kalma sıcak hava güzel. Ancak ne kadar sağlıklı ya da ne kadar sürdürülebilir?
Soruların yanıtlarını vermeye çalışalım...
Petrol fiyatlarının beklenmedik düşüşü denklemin yeniden kurulmasına neden oluyor. Burayı biraz açalım... Petrol fiyatlarının gerilemesi büyüme hızının gerek gelişmiş gerekse gelişmekte olan ülkelerde belirgin bir şekilde azaldığı bu dönemde hızır gibi yetişti. Özellikle FED'in "faiz artırım" kararında acele etmeyeceği algısını yarattı. Petrol fiyatlarının bu seviyelerde kalması enflasyon stresi azalan Merkez bankalarının faizleri aşağı çekmek kaydıyla büyümeye konsantre olabilmelerini sağlayacak.
NEDEN İYİMSERLİK HAKİM
Düşük faiz ile küresel likidite seviyelerinde bir sorun olmaması alternatif yatırım araçlarından spekülatif kazançların, uzun süredir olduğu gibi, devam edeceği anlamına geliyor. Piyasa aktörlerinin bu süreci nereye kadar devam ettirirsek kardır demelerinin altında yatan nedenleri de vurgulayalım..
Her fırsatta vurgulamaya çalışıyorum. 90 binlerde hisse senedi, yüzde 5 faizlerden tahvil pozisyonu almış ya da bin 500 doların üzerinden altına girmiş yatırımcılar var. İkincisi FED'in faizleri artırması ile alışılagelmiş kaymaklı getiriler dönemi kapanacak. Dolayısıyla değirmene su taşındıkça yatırımcılardan bundan nasiplenmeye gayret ediyorlar.
İyimserliğe neden olan mikro faktörlere de değinelim.
Birincisi ABD ekonomisinden iyi haberler gelmiyor. Örneğin büyümenin öncü göstergelerinden dayanıklı tüketim malı siparişleri aylık bazda yüzde 0.9 gibi oldukça düşük seviyelerde kaldı. Diğer öncü göstergelerden Michigan Tüketici Güven Endeksi de aşağı doğru revize edilerek 88.8'e indi. Konut sektörü verileri de iç açıcı görünmüyor. Yeni konut satışlarındaki artış oranı da benzer şekilde yüzde 0.7 ile beklentiler altında.
KRİTİK EŞİKTEN UZAK!
FED'in temel kriterlerinden istihdam ve enflasyon gelişmeleri de piyasaların lehine seyrediyor. Kişisel tüketim harcamaları enflasyonu Ekim ayında yüzde 1.6'da gerçekleşti ki bu da kritik seviye olan yüzde 2'nin bayağı aşağısında.
Fazla uzatmayayım... FED'in faiz artırım tarihini ileriye atma olasılığını yükselten bu gelişmeler küresel likiditenin dolar enstrümanları yerine gelişmekte olan ülke menkul kıymetlerine kanalize olmasına neden olacak. Bir yerde para sihirbazlarının küresel kriz sonrası kurdukları ve bu sayede iyi para kazandıkları tezgah çalışmaya devam edecek.
Bundan sonra ne olur derseniz?
BIST 100 1 ayda yüzde 6. prim yaptı. Aynı dönemde gelişmekte olan ülke borsalarının ortalaması yüzde 2.5'lerde kaldı. Görüldüğü gibi Borsa pozitif ayrıştı rakiplerinden. Teknik analize göre dirençler 84.000, 85.000 ve 85.800 seviyeleri. Desteler ise 83.500, 82,500 ve 82 bin. Dolar da ise 2.21 ve 2.2153'ler.
Sözün özü piyasalardaki sıcak havalar sadece uzun sürecek pastırma yazından ibaret. Bu yüzden temkinli olmakta fayda var.